“FERTLER ÖLÜR MİLLETLER YAŞAR”

 

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Bengü Türk TV’de yayınlanan “Metin Özkan’la Yüz Yüze” programında ekonomik veriler, çalışma hayatı ve Türkiye gündemine yönelik önemli ve çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

KONCUK: KAMUDA HUZURSULUK İKLİMİ GİDEREK ARTIYOR

Kamuda baş gösteren huzursuzluğun giderek arttığına dikkat çeken Genel Başkan İsmail Koncuk, “Yaşananlar kamu görevlilerini rahatsız etmektedir” dedi. Koncuk, “Boğazlıyan kaymakamı şehit Kemal beyin bugün ölüm yıldönümünü. Kendisini rahmetle anıyorum. Biliyoruz ki, suçu yoktu ama Ermenilerle ilgili bir katliam suçunu kendisine yüklediler ve maalesef idam edildi. Kemal beyin son sözü çok önemlidir, “Fertler ölür, milletteler yaşar” demiştir kendisi. Bu vesileyle kendisini rahmetle anıyorum. Ayrıca, her ne kadar kamu çalışanlarının hak arama mücadelesinde zaman zaman karşı karşıya gelsek ve bunların bazılarında bize gaz sıksalar da, emniyet mensuplarının polis haftasını da kutluyorum.  Paralel adı altında başta emniyet camiası olmak üzere birçok kamu kurumuna nifak sokuldu ve ne yazık ki kamuya bu mikrop sirayet etti. Kamuda ciddi bir huzursuzluk iklimi artarak devam etmektedir. Bu yaşananlarda kamu çalışanlarını rahatsız etmektedir.

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımız Daire Başkanlığından Şube müdürlüğüne indirildi. Müsteşarı aradım ve dedim ki, “Bu arkadaşımızı Türk milliyetçisi diye görevden alın, paralel yaftası vurmaya hakkınız yok” dedim. Yine bir başka üst düzey bir yetkiliye, “Siyaset sizi kullanır yarın bunların hesabını verirsiniz, bu iktidarda gidecektir” dedim. Bürokratlar elbette attıkları adımlara dikkat etmeliler, bu günler gelir geçer, yarın bunların hesabını bir bir sorarlar adama.” dedi.

KONCUK: GARİP GUREBA DİYORLAR AMA ONLARI DÜŞÜNEN BİR SİYASİ İKTİDAR YOK!

“TÜİK’in ortaya koyduğu rakamlar gerçek enflasyonu yansıtmıyor” diyen Genel Başkan İsmail Koncuk, enflasyon hesabının çeşitlendirilmesi gerektiğini söyledi. Koncuk, “Siyasi iktidar artık kaygı duymalıdır. Adil gelir dağılımını sağlayamayan bir iktidar var karşımızda. 2014 yılı itibariyle ortalama kişi başına düşen milli gelir 11 bin Dolar hesap ediliyor. Şayet böyle olsa bu artışın her kesime yansıması lazım. İstihdam probleminin bir nebze de olsa çözülmesi lazım.

Türkiye’de şu an işsizlik yüzde 10 civarında. Kriz dönemi olarak adlandırılan 2001 yılında bu rakam yüzde 8,3, Türkiye’de genç nüfusun genel nüfusa oranı yüzde 16,6’dır. Genç işsizlik oranı yüzde 17.9’dur. Kayıt dışılar bu rakamın içinde değil. Vatandaşlar şimdi sormalı , kişi başına düşen milli gelir  eğer 11 bin Dolar ise,  bu paranın bana ne faydası var? demeliler.

Türkiye Kamu-Sen olarak her zaman ülkede enflasyon hesabının daha da çeşitlendirilmesi gerektiğini söylüyoruz. TÜİK’in ortaya koyduğu rakamlar vatandaşın enflasyonunu yansıtmıyor. Köydeki vatandaşla İstanbul’daki vatandaşın enflasyonu aynı olabilir mi? Bu hesap çeşitlendirilmelidir. Öncelik mutfak enflasyonu olmalıdır. Böyle bir hesabın vatandaş enflasyonu bakımından daha uygun ve adil olacağı düşüncesindeyim.

Türkiye’de 12 yıldır garip gureba edebiyatı yapılırken onları gerçek anlamda düşünen bir iktidar yok. 10 yıllık kalkınma planı incelendiğinde milli gelirin 25 bin dolara ulaşacağı noktasında kağıt üzerinde güzel hedefler var ama 12 yıldır bu hedeflerin vatandaşlara yansımadığı gayet açık. Kişi başına düşen milli gelire bakıldığında, dört kişilik bir aileye 44 bin dolar girmesi lazım. Hadi bu olmuyor,  30-35 bin dolar girmeli diyelim. Kimin evine bu kadara para giriyor?

Dolar milyarderi sayısı ülkemizde 43 kişi iken diğer ülkelerde daha az. Örneğin Fransa’da bu sayı 23,  Türkiye’de 43 dolar milyarderi var ise bu kağıt üzerindeki paraların kimin cebine gittiği belli olmaktadır.” dedi.

KONCUK: ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLER, İ.İ.B.F’LİLER, 4/C’LİLER VE DİĞERLERİ KAN AĞLIYORLAR!

Toplumun her kesiminin derin bir açmaz içinde olduğunun altını çizen Genel Başkan İsmail Koncuk, “Artan genç işsizlikle birlikte Türkiye’nin geleceği kaybediliyor” dedi. Koncuk, “Türkiye’de ataması yapılmayan 350 bin öğretmen var, Fen Edebiyat mezunlarıyla birlikte bu sayı 600 bine çıkıyor. 400 bin İ.İ.B.F. mezunu var bu ülkede. 2014 yılında toplam 381.671 İ.İ.B.F. mezunu KPSS’ye  girmiş, ve bu mezunlara toplam 726 adet kadro verilmiş.

2015 yılın için ise bu 400 bine yakın İktisat Fakültesi mezununa toplam 199 kadro ayrılmış. AKP’nin artık bu işsiz gençlerimize yönelik hiçbir projesi olmadığı anlaşılmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2002 yılında meydanlarda “72 bin ataması yapılmayan öğretmen var, biz bu sorunu hemen çözeriz” diyordu ama bugün sayı 500 binlere çıktı. 779 bin ön lisans mezunu var,  2 milyon ise lise mezunu var Türkiye’de. Bu gençler bizim evlatlarımız. Bu seçim artık Türkiye’de bir şeyleri milletçe değiştirdiğimiz bir seçim olmalı, bende varım, benimde çocuğum var diyeceğimiz bir seçim olmalıdır.

Muhalefet partilerinin de bu rakamlar karşısında bir söylem geliştirmeleri lazım. Muhalefet partilerinin ve adaylarının, söylemlerinde sosyal devlet olma yolunda çok önemli bir seçime gittiğimizi söylemeleri  gerekiyor. İnsanlarımız belki bu rakamları bilmiyor. Eğer biz dünyanın 17. büyük ekonomisi isek her sıralamada aynı yerde olmamız lazım. Evimize odun, kömür, un gelebilir ama bu ağzımıza bir parmak bal çalmaktır. Bu milletin her bir ferdi inanın çok daha fazlasını hak etmektedir. Sosyal devlet olmanın gereği bir ton kömür değildir.

Bu kadar genç KPSS’de şans bulamıyor, Bakan ve Vekil çocukları o istisnai kadrolardan devlete KPSS’siz giriyorlarsa bu milletin şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. Yüce dinimiz, yardıma yakınlarınızdan  başlayın diyor ama cebinizden yardım yapın diyor, devlet imkanları ile değil.

Hz. Ömer döneminde bir savaşın ardından ganimet paylaşılırken, cemaatten biri Hz. Ömer’e, “Ya Ömer, bize düşen kumaştan bir elbise bile çıkmadı, ya sana nasıl bir elbise kumaşı çıktı” diye soruyor.  Hz. Ömer’in oğlu ise, “Ben bana düşen hakkı babama verdim” diyor. Bakın bir elbise bile böyle iken bugün birileri bunları çarpıtacak ve yüce Allah’ın ayetini istismar edecek. Böyle şey olmaz.

Biz şükreden bir milletiz ama bazı sorgulamaları da yapmamız lazım. Birilerinin çocuğunun kıymeti var ise çiftçi Mehmet ağanın da çocuğu kıymetli olmalı. Anayasa diyor ki, “İnsanlarımıza geçinebileceği oranda sahip kılacaksınız” diyor. Şu anki iktidar bu anayasa emrinin neresinde? Herkes, “Ben çocuğuma iş istiyorum diyebilmeli”  37 ataması yapılmayan öğretmen intihar ettiyse bunun vebali kimin? 4/C’liler intihar ediyor, hala kadro alamadılar. İnsanlık dışı bir muameleye tabi tutuluyorlar. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” derken siz bunu mu anlıyorsunuz? Bundan 20-30 yıl öncesi de insan ihtiyaçları daha farklıydı. Bugün her bir çocuğumuzun cebinde cep telefonu var ve bu artık bir ihtiyaca dönüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakanlığı döneminde Tekirdağ da meydanda konuşuyor, “IMF’ ye borcumuzu bitirdik, hatta borç verecek seviyeye geldik” diyor. Alandaki herkes alkışlıyor. “Madem IMF’ye borç verme noktasına gelindiyse evdeki çocuğuma iş bulunsa demek daha doğru değil mi?”  

Çalışma Bakanı diyor ki, “Toplu sözleşmede memura ve emekliye 500 TL’de verirdik ama her şeye zam gelirdi” diyor. Ben 35 yıldır memurum siyasilerden hala aynı şeyi dinliyoruz. Memura emekliye ve her kesime vermediğinizi neden IMF’ye veriyorsunuz o zaman? Aklı başında olan herkes saraya harcanan 5 milyar TL’yi sorgulamalıdır. Bu ülkede işsizlik çözülür, adil gelir dağılımı sağlanır, ondan sonra saray yapılır. Başbakan diyor ki, “Bin TL’den az maaş alan emekliye 100 TL zam yapacağız, o da Temmuz ayında” diyor. Temmuz ayında iktidar olacağınızı nereden biliyorsunuz? Bu ahlaki bir yaklaşım değildir. Bütün emeklilere zam yapın ve hemen bu aydan itibaren yapın.

Anayasa Mahkemesi bir karar verdi ve bu karardan hareketle sayın Başbakan’a sesleniyorum buradan, samimiyseniz ve adalet duygunuz var ise mevcut çalışanlar için verilen 30 yıldan sonraki hakkı geçmişte emekli olanlara da verin. Geçmişte  emekli olanların kabahati suçu ne? Onlar da 35 – 40 yıl çalıştılar ve 30 yıldan sonraki çalışma süreleri için beş kuruş fazla ücret alamadılar.

12 yıldır adil gelir dağılımını sağlayamamış, iş aş sağlayamayan bir iktidarın sözlerine artık itibar etmiyorum. Torba yasada bir madde dikkatimi çekti. Birinci çocuğa 300 TL, ikinci çocuğa, 400 TL, üçüncüye 600 TL verecekler. Siz çocuğunuzu ayda kaç liraya harcıyorsunuz sayın Başbakan? 300 TL için bu insanlar çocuk mu yapsın? “Ümmetim çokluğuyla övünürüm” diyen bir peygamberin ümmetiyiz ve o’nun her sözünü dinleriz ama bu 300 TL çok ayrı bir şey. Devlet, memur çocuğuna aylık 19 TL veriyor. Birileri villalar, gemiler alacak ama bu çocuklara 19 TL layık görülecek, bu kadar ucuz değil.” dedi.

KONCUK: HÜKÜMET BİZİM ÇOCUKLARIMIZA İŞ BULMAK ZORUNDADIR

Türkiye’nin kanayan yarası taşeronlaşmayı da gündeme taşıyan Genel Başkan İsmail Koncuk, “2001 yılında taşeron sayısı kamuda 15 bin civarı idi, şimdi 661 bine çıktı. Belediyelerle 1 milyon 200 bin, özel sektörle bu sayı 2 buçuk milyona ulaşıyor. 2 buçuk milyon evladımız taşeron patronlar zengin olsun diye çalışıyor. Çoğu asgari ücretle çalışıyor. Üniversite mezunu pırıl pırıl çocuklar bunlar. Anne Babalar yemiyor, içmiyor, gezmiyor çocuğunu dershaneye gönderiyor, sonra bu çocuklar üniversiteyi kazanıyor, zorlukla okutuyorlar ve sizin çocuklarınız taşeron patronların emrinde hayatlarını sürdürmeye gayret ediyor. Bunu her ana baba sorgulamalı. Cumhurbaşkanı diyor ki,  “Devlet her üniversite mezununa iş bulmak zorunda değil.” Madem iş bulma zorunluluğun yok sen o zaman neden tüm sorunları çözeceğim diye söz verdin? Benim çocuğuma iş bulacaksın, bu senin görevin. Bu sözü söyleyen siyasal iktidarın bu milletle işi olamaz.” dedi.

KONCUK: İŞ GÜVENCEMİZ BÜYÜK TEHDİT ALTINDA

“Devlet memurunun adından ve iş güvencesinden birileri rahatsız” diyen Koncuk, “Nedir bu devlet memurluğu,  bunu kaldıracağız” diyorlar. Gerektiğinde kıdem tazminatı verip kapının önüne koyacağız” diyor. Bunun içinde “Bana 400 vekil verin ki anayasayı değiştireyim” diyor. İlk değişecek şey anayasanın 128. Maddesi olan “Devletin asli ve süreli işleri devlet memurları eliyle  yürütülür” maddesi olacaktır. Devlet memurları yerine “Çalışanlar” eliyle diyecekler. Ondan sonra taşeron patronlar gelecek ve her yer özelleşecek. Başkanlık sistemi idari yapılanmamızı değiştirecek bir yapıdır. Bu sistemin gereklerinden birisi de eyaletler sitemidir. Eyalet sisteminde devlet memuru diye bir şey yoktur.  2 milyon 600 bin  memur  kendi  geleceklerine sahip çıkmalıdır.” dedi.

KONCUK: MEMURLAR SENDİKAL TERCİHLERİNİ ÇOK DİKKATLİ YAPMALIDIR

Geçinme aczi içinde olan emeklilerin durumunu da değerlendiren Genel Başkanımız İsmail Koncuk, “Hristiyan aleminde ikinci bir iş yapan papaz var mıdır? İmamlarımızda dahil bir çok devlet memuru ikinci iş yapıyor, çünkü geçinemiyorlar. Öğretmenlerin yüzde 18’i ikinci iş yapıyor. Bu öğretmenler öğrencisiyle karşı karşıya gelse bu nasıl bir tablo olur? Elbette hoş olmaz. Devlet memurları 2014 ve 2015’i kaybetti ve masada satıldılar. Eğer devlet memurları sendikal tercihlerini aynı şekilde devam ettirirlerse 2016 ve 2017’yi de kaybedecekler. “Pazarlayanlara teslim olmayın” diyoruz memurlara, korkuları kabul etmeyin. Yeni başlayan öğretmenlere “Bize üye olmazsan stajyerliğini kaldırtmam” diyorlar. Korkmayın bunu kimse yapamaz. Yandaşlardan korktuğumuz sürece başımıza çok daha büyük belalar gelir, herkesi cesur olmaya davet ediyorum. İmanın altı şartını da inanıyoruz, şer de hayır da Allah’tan  gelir. Kimseden korkmuyoruz.” dedi.

 

             …:: GENEL BAŞKANIN AÇIKLAMALARI İÇİN TIKLAYINIZ ::…

 

Son Haberler

ÖMK KAZANIMLARINDA TÜRK EĞİTİM SEN’İN ALIN TERİ VAR.

Genel Başkan Yardımcımız Erhan Bayram, 19.12.2024 tarihinde Samsun’da bir dizi temaslarda bulundu. 

YILMAYACAĞIZ! YORULMAYACAĞIZ! BAŞARACAĞIZ!

Genel Başkan Yardımcımız Cengiz Kocakaplan, 18-21 Aralık 2024 tarihleri arasında Kocaeli, Sakarya, Düzce ve Bolu’da istişarelerde bulundu.

ÖMK YÖNETMELİĞİ HAKKINDA DEĞERLENDİRME

21 Aralık 2024 tarihli 32759 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ADAY ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ...

UZMAN VE BAŞÖĞRETMEN TAZMİNATLARI OCAK AYINDA YATIRILSIN!

Genel Başkan Yardımcımız Orhan Kütük, 17-18.12.2024 tarihleri arasında Bilecik ve Eskişehir’de temaslarda bulundu.