Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Şubat ayında sözleşmeli öğretmen alınacağını açıkladı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Türk Eğitim-Sen sözleşmeli öğretmenliğin iptali için geçmişte denemedik yol, yapmadık eylem bırakmamış, sonunda kaldırılmasını sağlamıştır.” Dedi. Genel Başkan şunları kaydetti: “Bakan Şubat'ta sözleşmeli öğretmen atanacağını açıkladı. Böylece 2011'de kaldırılan sözleşmeliliği başlatmak şerefi Sayın Yılmaz'a ait olacak.
Türk Eğitim-Sen sözleşmeli öğretmenliğin iptali için geçmişte denemedik yol, yapmadık eylem bırakmamış, sonunda kaldırılmasını sağlamıştır.
Aynı öğretmenler odasında biri farklı, diğeri farklı özlük haklarına sahip iki çeşit öğretmen olmasının kimseye şeref getirmeyeceği açıktır.
Mahrumiyet bölgelerinde tayin isteyemeyen, çakılı pozisyonda çalışan adeta köle öğretmenler istenmektedir. Bakan Yılmaz buna alet olmamalıdır.
İktidar ve dolayısıyla MEB bu bölgelerde çalışmayı özendirici hiç bir tedbir almamış, tüm fedakarlığı hep öğretmenlerden istemiştir.
Her toplu sözleşmede tüm memurlar için mahrumiyet tazminatı talebimiz hep görmezden gelinmiştir. İktidar fedakarlığa hiç yanaşmamıştır.
Sorumluluktan kaçan İktidar, diğer yandan sözleşmeli statü ucubesi ile memurları bulunduğu yere kürek mahkumu gibi çakmak istemiştir.
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak her türlü sözleşmeli statüye karşı olduğumuz gibi, sözleşmeli öğretmenliği de insan haklarına aykırı buluyoruz.
İsmet Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı olduğundan bu yana sürekli eleştiri alacak açıklamalara imza atmaktadır. Bu anlayış ile MEB'e huzur gelmez.
Öğretmenlerin, diğer eğitim çalışanlarının hiç bir problemini çözmeden, yeni problemlere imza atan bir bakanla maalesef bir yere gidemeyiz.
Sn İsmet Yılmaz 8 yıl, kaç ay, kaç gün, kaç saat eder? Size köle mi, öğretmen mi lazım? Size dua lazımsa, böyle olmaz, 350 bin ah alacaksınız!
"Yandaş sendikamsı paralel yapı" demiştim ya, bunlar sözleşmeli öğretmenliğe dahi ses çıkaramayacak kadar yüreksizdir.
Bunların derdi ne öğretmen ne de memurdur, işleri ağababalarına el oğuşturmaktır. İştigal alanları da, stajyer memurları korkutmaktır.
Yüreğiniz varsa çıkıp, Ağustosta atamayı beceremeden, sözleşmeli öğretmenliği yeniden hortlatmak isteyenlere iki sağlam söz edin. Yürek lazım.
Bakan İsmet Yılmaz bu anlayışla devam ettiği sürece, her gün onu kınayacağım. Eğitim çalışanlarına dost lazım, hasım bir bakan değil. Yazık”