Ülkemizin tarihindeki en büyük iş kazasıyla, büyük bir faciayla karşı karşıya kaldınız.
301 arkadaşınızı karalar içerisinde kara toprağa verdiniz.
301 Arkadaşınızın yaslı aileleriyle her sabah yüz yüze geliyor, hergün bir kez daha kahroluyorsunuz.
Büyük acı…
Dayanılası değil.
Allah sabrınızı artırsın.
***
Hesap sormak hakkınız,
Kızmak, eleştirmek, bağırmak hatta isyan etmek en doğal hakkınız.
Muhatabınız kim olursa olsun hesap sorun.
Hakkınız..!
Sizin haklarınızı korumak, çalışma koşullarınızı iyileştirmek için gayret göstermek ve tüm bunlar için işveren nezdinde sizin adınıza taraf olması gereken ve fakat bu anlamda zaafiyet gösteren SENDİKADAN da hesap sormak hakkınız.
Sendika olduklarını unutarak;
İşverenle,
İşverenin tetikçiliğini yapan taşeronlarla,
Ve işverenin halvet içerisinde olduğu siyasilerle “İŞ” tutanlara SENDİKA değil, olsa olsa “SARI SENDİKA” derler.
Madenci emekçilerimizin, böylesi yapılara tepki koyması, temsil zaafiyetlerinden dolayı istifaya davet etmesi; hiç şüphe yok ki, anlaşılır ve hatta takdir edilecek bir tavırdır!
***
Ancak;
Bu madene, türlü eksiklerine rağmen “Dört dörtlük işletme” raporunu düzenleyen denetçilerin,
Bu denetçilerle illiyeti bulunan ve bu sorumluları “besleyen, semirten” patronların,
İşletme ve işletme sahipleriyle şu ya da bu formatla alakadar olan politikacıların,
Bu madeni tetkik ederek, işletme ruhsatını veren ilgili bürokrat ve siyasilerin,
Daha dokuz ay önce madendeki işçi sofrasında “huşu” içerisinde iftarını yaparak, işletmeyi öve öve yere göğe sığdıramayan Bakanların,
Dicle’nin kenarındaki koyunun mesuliyetini üstlendiği halde, 301 canın yitirildiği gün Soma’da “İsrail dölü” avcılığı yapan ve yerlerde tekmeleyerek işçi dövenlerin,
..,
Daha öncelikli olarak eleştirilmesi gerekmez mi?
Öncelikli olarak bunlara; kızılması, bağırılması, isyan edilmesi gerekmez mi?
İlk önce bunlardan hesap sorulması gerekmez mi?
!?
***
Öte yandan şunu da belirtmeden geçemeyeceğim:
“İşçi memur ayrımını kaldıracağım, Devlet memurlarının iş güvencesini ellerinden alacağım” diyen bir Başbakanı (işvereni), elleri nasır tutarcasına ayakta alkışlayan memur sendikalarının olduğu bir düzeni yaşıyoruz maalesef!
Soma’lı madencilerimizin bu ahlaki tavırlarının ve sarı sendikacılıktan hesap soruyor olmalarının;
Kamudaki taşeronlaşmanın başını alıp gittiği bir dönemde, bütün çalışanlara ve özelde kamu çalışanlarına örnek olmasını temenni ediyorum.
Bu vesileyle faciada hayatını kaybedenlere yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar niyaz ediyorum.
Güzel ülkemizin güzel insanlarının; gelişmiş ülkelerin 1862’lerden, 1901’lerden beridir hiç yaşamadığı böylesi büyük iş kazalarıyla bir daha muhatap olmamasını temenni ediyorum.
Talip GEYLAN