Öğretmene rotasyon bomba gibi düştü.Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve Yönetim Kurulu üyelerinin MEB müsteşarı Emin ZARARSIZ’a yaptıkları, hayırlı olsun ziyaretinde, MEB’in el altından öğretmene rotasyon konusunu kendi içinde tartıştığı anlaşıldı.
Rotasyon uygulanır veya sendikamızın, öğretmenlerin göstereceği tepkiler üzerine geri çekilebilir. Ancak, nasıl bir rotasyon uygulanacak sorusunun cevabını şimdiden aramak lazım. Sayın Müsteşarla yaptığımız görüşmeden öncelikle iller arası rotasyon uygulamasının yapılacağı izlenimini edindik. Ancak, gösterilen tepkiler MEB’i bu konuda geri adım attırabilir, iller arası rotasyonun mali boyutlarının büyüklüğü de MEB’i düşündüren bir başka problemdir. Bu durumda öğretmenlere yönelik il içi rotasyon akla gelmelidir. Pek çok öğretmenin iller arası rotasyona uğramak yerine, il içi rotasyona amin diyeceği kesindir. Hatta, bugün bile bir çok öğretmen il içi rotasyonun olması gerektiğine inanmaktadır.
İl içi rotasyon ne demektir? Bu sorunun cevabı müdür rotasyonu incelendiğinde kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. İl içi rotasyondan kasıt, o ilin bütün ilçeleridir. Yani, rotasyon sonucunda şuan Ankara Çankaya’da görev yapan bir öğretmen Ankara’nın en uzak ilçesi Nallıhan’a, ya da Şereflikoçhisar’a yer değiştirme suretiyle gidebilecektir.Anlaşılacağı üzere il içinden kasıt, sadece merkez ilçeler değildir.
Rotasyonu savunanlar öğretmenlerin çoğunun aynı okulda 15-20 yıldır çalışmakta olduğundan hareketle rotasyonun doğru bir uygulama olacağına inanmaktadır. Bunun hangi istatistiki bilgiye dayandığını bilmiyoruz, elimizde kaç öğretmenin aynı okulda 15 yıldan fazla çalıştığına dair bir veri bulunmamaktadır. Bu şekilde çalışmakta olan öğretmenler olsa da, öğretmenlerin en az yüzde 50’si sürekli okul değiştirmektedir. Her kes bulunduğu veya bildiği okuldan hareketle okullarımızda çok hızlı bir öğretmen sirkülâsyonu olduğu sonucuna ulaşacaktır. Kaldı ki, öğretmenlerin aynı okulda veya aynı ilde çalışması bir olumsuzluk değil, eğitim öğretim yönünden faydalı sonuçlar doğuracak bir durum olarak görülmelidir.
Okulunun bulunduğu çevrede yıllardır ikamet eden, belli bir dönem, yıllar sonra ev sahibi de olmuş bir öğretmen en verimli ortamı yakalayabilmiş demektir. Öğretmenlik mesleği sekiz yılda bir zorunlu olarak okul ya da il değiştirilmesi gereken bir meslek değildir. Öğretmen aynı okulda kalmaktadır ama ders verdiği öğrenciler her yıl değişmektedir. Dolayısıyla, istek dışı, zorunlu yer değiştirme, hiçbir hedefi olmayan, öğretmenleri rahatsız, huzursuz etmekten başka, hiç bir işe yaramayan bir uygulama olacaktır.
Biraz da yeni Milli Eğitim Bakanımız Ömer DİNÇER’i değerlendirelim. Türk Eğitim Sen Ömer DİNÇER’e bir fırsat verme anlayışı ile gelişmelere yaklaşmış ve ciddi bir eleştiri bugüne kadar ortaya koymamıştır. Ancak, Sayın Bakan hata üzerine hata yapmaktadır. Şöyle bir hatırlayalım;”Öğretmenlere üç yılda bir sınav getireceğiz, yeterliliklerini ölçeceğiz. Öğretmenler yazın üç ay tatil yapıyor, bu süreyi azaltacağız, diyerek gaf yapması. Kayıt parası alan müdürlere soruşturma açılması için illere talimat göndermesi. Yeni Teşkilat Kanununda belirtilmemesine rağmen müdür başyardımcıları ve müdür yardımcılarına rotasyon uygulanması, Türk Eğitim Sen’in uyarısına rağmen hiçbir tedbir alınmaması. Özür grubu tayinlerinin yılda bir kez ile sınırlandırılması. Nimet ÇUBUKÇU’nun, 55 bin öğretmen atayacağız sözünü yerine getirmek için bir gayret göstermemesi, sadece özür dilemekle bu işten sıyrılmak istemesi. Orta öğretim öğrencilerine ücretsiz kitapların basımı yapılmış, öğrencilere dağıtılmış ,ancak 25 Ağustos’tan sonra Fizik, Kimya, Matematik, Türk Edebiyatı, Coğrafya, Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi gibi derslerin müfredatı değiştirilmiştir.Şuanda öğrencilerin elinde bulunan kitaplar müfredata uymamaktadır.”
Bu hataları görmemize rağmen, yeni bir bakandır, belki düzeltir diyerek bunları eleştiri konusu olarak değerlendirmedik. Sayın Bakana taleplerimizi ilettik, ancak taleplerimizden hiçbir tanesinin yerine getirildiğini bugüne kadar görmediğimiz gibi, yerine getirileceğine dair bir işarette görmedik. Üç ayın uzun bir süre olmadığını biliyoruz, ama Sayın Bakan bugüne kadar, geçici bazı ilçe müdürlerinin görevlendirmesini iptal etmekten başka, hangi olumlu adımı atmıştır? Yeni Teşkilat Kanununda üst düzey görevlerde bulunanlara çok ciddi maaş artışları yapılmış, ancak öğretmenler, hizmetli, memur, teknisyen ve diğer eğitim çalışanlarına yönelik bir müjde bugüne kadar verilmemiştir. Durumu sorduğumuz Müsteşar Emin ZARARSIZ, öğretmene ve diğer eğitim çalışanlarına böyle bir sözleri olmadığını ifade etmiştir.
Bütün bunlara rağmen, Sayın Bakana güvenmek istiyoruz, yaralamak istemiyoruz. Ancak, öğretmenleri rotasyon gibi anlamsız yer değiştirmeye zorlayarak ne yapmaya çalışmaktadır. Böyle saçma bir uygulamaya sessiz kalacağımızı mı düşünmektedir? Türk Eğitim Sen olarak, Sayın Bakandan bize kulak vermesini, bildiğini okuma anlayışından kurtulmasını, MEB’i bir işletme gibi görme anlayışından vazgeçmesini istiyoruz. Bu konuda ısrar edilmesi halinde ortaya çıkacak her türlü gerginliğin, eylemlerin tüm sorumluluğu Ömer DİNÇER’e ait olacaktır.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA evet MİLLİ YER DEĞİŞTİRME BAKANLIĞINA HAYIR!