Özellikle eğitim çalışanlarının büyük sıkıntı yaşayacağını; dolayısıyla eğitim öğretim hizmetini verimli ifa edemeyeceğini belirterek; eğitim çalışanlarının çocuklarını görev yaptıkları okula kaydettirebilmelerinin sağlamasını talep etmiştik.
Ancak bugüne kadar yetkililerden olumlu bir yaklaşımı görememiş bulunuyoruz. Bakanlıktan yapılan açıklamalar çözümün aksine uygulamanın doğruluğunu ve gerekliliğini yineler nitelikte olmaktadır. Bakanlık yetkilileri ve sayın Bakan ısrarla tüm okulların aynı niteliklerle donatıldığını ve her öğrencinin evine en yakın okula kaydolması gerektiğini savunuyor. Tamam, buna kimsenin itirazı yok! Bakanlık tüm eğitim çalışanlarını evlerine en yakın okulda görevlendirsin; onlar da çocuklarını kaydettirsin sorun çözülsün!
Pek tabii ki, uygulanmak istenen sistem, bir gerekliliğin neticesinde hayat bulmuştur. Ancak yetkililerin özel sosyal koşulların varlığını dikkate alarak yeni sistemin doğuracağı muhtemel sorunları eleyebilmeleri gerekti. Nitekim sendikamız bu öngörüyle Bakanlığı ikaz etmiş ve yapılması gerekeni belirtmişti. Çalışanlar için olduğu kadar Bakanlık için de esas olan “Üzüm yemek” olmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetenler acaba bütün eğitim çalışanlarını bekar ya da çocuksuz mu zannediyorlar da böylesi keskin uygulamaları hayata geçiriyorlar?
Aşağıdaki okuyucu mesajı yaşanan problemi, uygulamanın akıl almaz eksiklerini ve Bakanlık yetkililerinin ülkemiz gerçeklerinden ne derece bihaber olduklarını çok iyi anlatıyor:
“Ben … Üniversitesi’nde çalışan bir akademisyenim. Eşim … il merkezine bağlı bir köyde öğretmenlik yapıyor. İlköğretime giden iki çocuğumuz var. Çocuklarımız … Üniversitesi kampüsü içerisinde bulunan ilköğretim okulu 7. sınıfa ve ana okuluna devam ediyorlar. Ana okuluna giden kızımız MEB’in aldığı karara göre bu sene 7 yaşında olmasına rağmen sadece evimize yakın diye okulda yemek verilmeyen kimsenin ilgilenemeyeceği bir okula tek başına gidecek. Gerek ben gerekse annesi işte olmasına ve kardeşi başka okula gitmesine rağmen sırf eve yakın diye tek başına okula gitme zorunda bırakılıyor. Bundan geri adım atılmayacağı söyleniyor. Bu durumu hangi mantıkla ve hangi hakkaniyetle izah edilebilir. Sayın Bakan siz bizim yerimizde olsanız çocuğunuzu okula gönderebilir misiniz? Bu durum gösteriyor ki, bizim yedi yaşındaki kızımız nakil yapılana kadar okula devam edemiyecektir.”
İşte sözün bittiği nokta…