Porblemi yaşayan tüm öğretmenlerimiz sorunun sebebinin Türk Eğitim Sen olmadığını artık bilmelidir. Türk Eğitim Sen problemin başladığı ilk günden bu yana çözüm olabilecek her türlü altarnetifi MEB’e sunmuş, her platformda, yazılı ve görsel basında görüşlerini anlatmıştır. Türk Eğitim Sen’in bu konuda açmış olduğu dava yapılan atamaların iptalini istemek değil, dönüştürülen okullardaki öğretmenlerin hakkını teslim etmeleri doğrultusunda bir talepten ibarettir. Açılan davanın bu konuda olduğu müteakkip defalar duyurulmuş, ancak bir sendikanın kasten yapdığı karalama kampanyası, öğretmenlerimiz bakımından doğru ve yanlışı tespit edememeleri sonucunu doğurmuştur.
Türk Eğitim Sen’in hiç kimseye veremeyeceği bir hesabı yoktur. Kaldı ki, oluşan mağduriyetin çözülmesi konusunda Türk Eğitim Sen’in gayretleri, emeği aklı selim herkes tarafından görülmektedir. 2005/73 sayılı Genelge doğrultusunda yapılan atamaların iptali Türk Eğitim Sen tarafından değil bir başka sendika tarafından istenmiş ve yargı bu sendikanın talebini uygun bulmuştur. Yani, ortada bir suçlu varsa bu suçlu asla Türk Eğitim Sen değildir. Esasen, bu konuda tek suçlu Milli Eğitim Bakanlığının ta kendisidir.
Bütün bu yaşanan kargaşa içerisinde Türk Eğitim Sen, ısrarla, yaşanan problemin sebebinin genelge doğrultusunda ATANAN ÖĞRETMENLER OLMADIĞINI İFADE ETMİŞTİR. İptal kararından sonra, yaklaşık üç yıl anadolu lisesinde görev yapan, bu öğretmenlerimizin sıkıntılarla başbaşa bırakılması Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenlere ne kadar değer verdiğinin çok net bir ifadesidir.
Yapılan sınav da öğretmenlerimizin sıkıntılarını tam manasıyla çözmemiştir. Sınav kazananların bir kısmı atanmış, ancak sınavı kazanamayan veya yeterli puan alamayan binlerce öğretmenin tayinleri il emrine verilmiştir. İl emrine verilen öğretmenlerin sırasız okullara gönderilmesi söz konusudur. Bu durumda bir çok öğretmen, belki de, bulndukları ilçe merkezi dışında görevlendirilmekle karşı karşıyadır. Bu öğretmenlerimizin bir çoğunun bir çözüm bulunacak düşüncesiyle sıralı tayin isteğinde de bulunmadığı düşünüldüğünde sıkıntıları daha da büyüyecektir.
Türk Eğitim Sen olarak ortaya koyduğumuz çözüm önerileri bugüne kadar MEB tarafından kabul görmedi. Bu öğretmenlerimizin “anadolu lisesinde çalıştığı sürelerin anadolu lisesinde çalışmış öğretmenler gibi değerlendirilmesi” önerimiz bazı kişiler tarafından HUKUKA AYKIRI olarak nitelenerek, yorumlar yapılması bu yorumların internet sitelerine düşmesi, bu çözüm önerisinin MEB tarafından uygulanmasını imkansız hale getirmiştir. Bu durumda aşağıdaki teklifimizin hayata geçirilerek anadolu lisesi mağdur öğretmenlerinin sıkıntıları çözülebilir.
2005/73 nolu Genelge doğrultusunda atanan, ancak atamaları Danıştay tarafından iptal edilen öğretmenlerimizden, sınav sonrasında her hangi bir anadolu lisesine atanamayanlar il emrine verilmemeli, yerine, bu öğretmenlerimiz kendi okullarında NORM KADRO FAZLASI ÖĞRETMEN OLARAK BIRAKILMALIDIR. Bu öğretmenler kendi normlarıyka ilişkilendirilene kadar bu okullarda muhafaza edilmelidir. Hukuka aykırı olmayan böyle bir çözümün, okullarımızda norm kadro fazlası binlerce öğretmen olduğu düşünüldüğünde makul bir çözüm olduğu görülecektir. Kaldı ki, Milli Eğitim Bakanlığı önümüzdeki süreçte tüm genel liseleri anadolu lisesine dönüştürme, mesleki teknik eğitimin ağırlığını artırma çalışmaları yapmaktadır. Böyle bir dönüşüm söz konusu olduğunda bu öğretmenlerin bulunduğu okulların normuyla ilşkilendirilmesi veya başka bir anadolu lisesine verilmesi hiç de zor olmayacaktır. Diğer sendikaların böyle bir çözüme hayır deme ihtimali de bulunmamaktadır.