ALLAH’IM BAZILARINA HAYVAN KADAR AKIL NASİP EYLE!

 

İktidarın payandası, malum konfederasyonun başkanı, akil (!) insan, Ağrı’da yaptığı bir konuşmada sözde çözüm sürecini hayvanların bile anladığını ama bazı insanların bu süreci hâla anlamadığını söylemiş. Bu sözleri ile çeşitli nedenlerle bu sürece karşı olan milyonlarca  vatandaşımıza da kendince hakaret etmeye çalışmış. Aslında, merd-i Kıpti şecaat arz ederken sirkatin söylermiş hesabı, bu malum zat da bu sözlerle, ancak hayvanların bu süreci çözüm süreci olarak kabul edebileceğini, aklı olan hiçbir canlının bu oyuna gelmeyeceğini bir bakıma itiraf etmiş. 

Bu ülkede; dünyanın en köklü devlet kültürüne sahip olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bölmek için  30 yıldır her türlü vahşeti sergileyen, onbinlerce askerimizi kahpe tuzaklarla katleden, öğretmenlerimizi bayrak direklerine asan, doktorlarımızı işkencelerle öldüren, beşikteki bebeklere kadar kıymaktan çekinmeyen katillerle masaya oturulmasını ve pazarlık yapılmasını kabullenemeyen milyonlarca vatandaşımız bulunmaktadır. Türkiye Kamu-Sen de bu sürece benzer gerekçelerle mesafeli yaklaşmakta;  suçluların cezasını çekmeden ellerindeki şehit kanlarıyla, ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmasının, terörist başının serbest bırakılması ve üniter devlet yapımızın federalizme dönüştürülmesi üzerine pazarlıklar yapılmasının doğru olmadığını, böyle bir sürecin vatanımızın korunması, milli birliğimizin bozulmaması için canlarını vermiş şehitlerimizin kemiklerini sızlattığını, şehit ailelerimizi ve gazilerimizi derinden yaraladığını ifade etmektedir. Dolayısı ile malum konfederasyon başkanının sözlerinin muhataplarından bir tanesi de Türkiye Kamu-Sen’dir.

Öncelikle belirtmek isteriz ki, kötü söz sahibine aittir ve kişinin hakaret ederken dahi kullandığı üslup ve seçtiği kelimeler, onun zekâsını ve kültürel seviyesini gösterir.  Doğrusu, iktidarın her icraatını kutsamayı birinci görev olarak kabul eden ve sahipleri tarafından verilen her türlü talimatı sorgulayıp, idrak süzgecinden geçirmeden baş tacı eden bir konfederasyonun başkanından da başka bir şey beklenmezdi. Ama yine de insan merak ediyor; bu şahıs, üzerine akil(!) etiketi asarken, aklını nereye astı? Malum konfederasyonun başkanı bu sözleri sarf ederken, acaba Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir devlet olduğunu bilmiyor mu ki, en temel demokratik hakkı olarak, iktidarın bir icraatını kabul etmeyen ve karşı çıkan bu ülkenin milyonlarca vatandaşının algısının hayvanlardan daha aşağıda olduğunu beyan edebiliyor? Bu şahsın sürekli sözünü ettiği demokratik sistem, bu baskıcı ve bi-taraf olanı bertaraf etme anlayışıyla mı kurulacak? Kendisinin de içinde bulunduğu sözde akiller heyetinin üyeleri, terörist başına özgürlük sloganları atarken, Kandil’de teröristler iktidarla yaptıkları pazarlıkları deşifre edip, şartlarını sıralarken, ülkemiz parça parça çıkarılan kanunlarla adım adım federalizme doğru giderken, iktidar İmralı’dan gelen her talimatı görev bilip hayata geçirirken, bu zat, bu sürecin çözülme süreci olduğunu nasıl göremez?  

Malum konfederasyonun başkanı bilmelidir ki, dalkavukluğun da bir haddi, hududu, seviyesi vardır ve kimse kendisi ve efendileri gibi düşünmek zorunda değildir. Hayvanlar, idrakten yoksun yaşadıkları için içgüdülerine göre davranırlar. Bu da düşünme kabiliyetleri son derece sınırlı olan hayvanlar için kabul edilebilir bir durumdur. Oysa kendisine düşünebilmesi için bir beyin ihsan edildiği halde, ağa babalarından gelen her emri, akıl süzgecinden geçirmeden, idrak yollarında yorumlamadan, artısını, eksisini hesap etmeden, ‘baş üstüne’ diyenlerin hali, akıllı canlılar için kabul edilemez bir durumdur.

Bu ülkenin kahır ekseriyesinin anladığı, bu sürecin bir çözümden çok çözülme süreci olduğudur. Zannımızca her ne kadar malum konfederasyon başkanı aksini inkâr etse de, hayvanlar da bu durumun bilincindedir. Eğer hayvanlar, bunun bir çözüm süreci olduğunu kabul etmişse biz bunu, onların akıldan yoksun olmalarına bağlar, hayvanlıklarına veririz ama akıllı olduğunu iddia edenlerin bu tuzağa düşmelerine mantıklı bir açıklama getirmekte zorlanıyoruz. Ötekileştirmeye karşı olduğu söylemini dilinden düşürmeyen bu zat, her sözünden kendinden olmayanları ötekileştirirken, galiz hakaretlerle de seviyesini ortaya koymaktadır. Nef-i’nin şu dizeleri tam da bu bu akil(!) kişiye cevap niteliğindedir:

"Tahir efendi bana kelp demiş

İltifati bu sözde zahirdir

Maliki mezhebim benim zira,

İtikatimce kelp tahirdir." 

Türkiye Kamu-Sen olarak, her sözünde ağzından necaset fışkıran bu şahsı, edepli olmaya ve çözülme sürecinin bilincinde olan başta şehitlerimiz, gazilerimiz ve aileleri olmak üzere, tüm vatandaşlarımızdan özür dilemeye davet ediyoruz.

TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL MERKEZİ

 

 

 

Son Haberler

ATATÜRK, TÜRKİYE’DİR!

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 10 Kasım dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır.

AKADEMİK ZAM PAS GEÇİLMESİN!

Genel Başkanımız Talip Geylan, ekonomik koşullarından dolayı, başarılı öğrencilerin akademisyenliği değil, geliri daha yüksek olan meslekleri tercih ettiğini kaydederek, bu durumun Türk akademisinin geleceği açısından önemli bir zafiyet doğuracağını söyledi.

KKTC’DE, “TOROS’A VEFA YARIM ASRA SAYGI” İSTİŞARE TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK

Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu İstişare toplantımız, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılı kutlamaları çerçevesinde yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirildi.

SINAVSIZ ATAMAYA DANIŞTAY’DAN İPTAL KARARI

Türk Eğitim Sen olarak ilçe milli eğitim müdürü kadrolarına yapılacak atamalarda aranan sınav şartının...