Ana SayfaKöşe YazılarıMusa AKKAŞKAMU ÇALIŞANLARI ARASINDA ÜCRET ADALETSİZLİĞİ ARTIYOR

KAMU ÇALIŞANLARI ARASINDA ÜCRET ADALETSİZLİĞİ ARTIYOR

GÖREV TAZMİNATI ADI ALTINDA DÜZENLENEN    631 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILDI
                    
    Ülkemizde gelir dağılımında büyük bir adaletsizlik bulunmaktadır. Gelir dağılımını düzenleyecek olan vergi ve ücret sistemi ise adil olmaktan uzaktır. Özellikle kamu çalışanları arasındaki ücret adaletsizliği her geçen gün artmaktadır. Çalışanlar içerisinde, Eğitim çalışanları Öğretmenlerin aldığı ücretle geçimlerini sağlaması zor bir hale gelmiştir. Okullarda çalışan, MEMUR ve YARDIMCI HİZMETLİLERİN durumu daha da içler acısıdır. Bu çalışanlar bugün geçimlerini sağlayamadıklarından dolayı feryat etmektedirler.

    Kamuda bu iktidar döneminde bazı kurumlara ve unvanlara verilen ek ödeme sistemi, çalışanlar arasında büyük bir ayrışmaya yol açmıştır. Çalışanlar arasındaki ücret uçurumu kapanmalı derken, her iktidar döneminde makas açılmıştır.

    Kamuda çalışanlara yapılan ek ödeme ve tazminatların tüm kamu kurumlarını ve çalışanlarını kapsamaması haksızlıklar yaşanmasına sebep olmaktadır. İşte bu adaletsiz ve haksız uygulamalardan birisi 2002 yılında bazı unvan ve kadrolara ödenmeye başlayan, 631 Sayılı KHK gereğince yapılan görev tazminatlarıdır.

    57. Hükümet döneminde kamu görevlilerine, görev tazminatı adı altında ek ödeme verilmesi öngörülmüştü.

    Üst düzey bürokratlardan başlayarak, tüm çalışanlara görev tazminatı adı altında bir ödeme yapılacağı ifade edilmişti.

    Kararnamemin 11. maddesinde kamu görevinde 5 hizmet yılını dolduran çalışanların bu tazminattan faydalanacağı hükme bağlanmıştı.

    57. Hükümet döneminde üst düzey bürokratlar, bazı kurum çalışanları bu tazminattan yararlandılar.

58.59.60. Hükümetler döneminde de birçok kurum çalışanları bu tazminattan yararlandı.
Maalesef, Eğitim çalışanları bu tazminat’tan yararlanamayanlar arasında yer aldı. Görev tazminatından yararlanamamasına sebep neydi, “Sayınız çok fazla” denildi. Eğitim çalışanları malum, sürekli verecek ama istemeyecek. Süslü sözlerle sürekli kandırılacak. Doğru ya, bu çalışanların bir elleri yağda, diğer elleri balda olmuş.  Doğuştan bu insanlar şanslı. Doğuştan evleri, yatları, arabaları olmuş. Kıştan soğuktan etkilenmezler. Onlar yemezler, içmezler. Onlar yurdumun fedakâr insanlarıdır. Herhalde böyle bakıyorlar ki, tazminattan yararlanamamışlar.

    631 Sayılı KHK her toplu görüşmenin konusu oldu. Uzlaştırma Kurulu görev tazminatlarının yaygınlaştırılarak tüm kamu çalışanlarına ödenmesi gerektiğini belitti. Hükümet her zamanki anlayışını bu konuda da sürdürdü. “bütçe imkânları” dedi. Adı Adalet ile başlayan siyasi iradeye sormak lazım. Bu en büyük adaletsizlik değil mi? Birilerine verirken, diğerlerine bütçe imkânları el vermiyor diyeceksiniz. Bu vicdansızlık değil de nedir.
Hükümet diğer kararlarında olduğu gibi Uzlaştırma Kurulunun bu konuyla ilgili aldığı kararını da görmezden gelmiştir.

Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1. maddesi ile 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 11. Maddesi kapsamında bulunan personelden sadece 7000’den düşük göstergeler üzerinden makam veya yüksek hâkimlik tazminatı öngörülen kadrolarda bulunanlara görev tazminatı ödenmesi yolunda düzenleme yapılmıştır. Bunlar dışında kalan ve en az beş hizmet yılını dolduran personel ise 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye aykırı olarak kapsam dışında bırakılmış olması nedeniyle, Danıştay’a 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 11. Maddesinde yer alan amir hükme aykırı biçimde tesis edilen eksik düzenlemenin hukuka aykırı bir düzenleme olduğunu belirtmiştir.

Danıştay konuyla ilgili kararında özetle;”… Başbakanlık tarafından 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 18. Madde hükmü uyarınca bu ödenti için bütçe olanaklarının zorlanamayacağı, ayrılan kaynağın aşılmasının mümkün olmadığı öne sürülmekte ve ödemelerin beş yıllık sürede uygulanan ekonomik program ve bütçe olanakları elverdiği ölçüde diğer kamu çalışanlarını da kapsayacak şekilde yaygınlaştırılacağı belirtilmekte ise de; Bakanlar Kurulu Kararı’ndan sonra bugüne kadar bu yolda bir düzenleme yapılmadığı gibi, bütçe olanaklarının kısıtlı olmasının, görev tazminatı ödenmesi öngörülen personel arasında bir ayrıma gidilmesini gerektirmemesi karşısında, ayrılan kaynağın görev tazminatı ödenmesi öngörülen bütün personeli kapsayacak şekilde ve mümkün olduğunca adaletli paylaştırılmasının sağlanarak dağıtılması gerektiğinden bu iddiaya itibar edilmesi olanağı bulunmamaktadır.

Kaldı ki, 4639 sayılı Yasa ile memurlar ve diğer kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları arasındaki adaletsizliklerin giderilmesi amacıyla düzenleme yapılması ilkesi benimsenmiş bulunduğundan, Yasa’nın amacına aykırı olarak, personel arasındaki adaletsizliğin daha da artmasına yol açacak bir düzenleme yapılamayacağı da açıktır.

Bu durumda, 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 11. Maddesi kapsamında bulunan bir kısım personele görev tazminatı ödenmemesi öngörülmek suretiyle eksik düzenlemeye yönelik dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1. Maddesinin iptali gerekmektedir.

Ancak bu durum bakanlar Kurulu Kararı uyarınca görev tazminatı almakta olan diğer personelin aleyhine bir sonuç doğurmamakla birlikte, yapılacak olan yeni bir düzenlemeyle ayrım yapılmaksızın kapsamda bulunan tüm personeli kapsayacak şekilde 4639 Sayılı Yetki Kanunu ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde değerlendirme yapılmak suretiyle adaletli bir paylaşım usulünün belirlenmesi gerekmektedir…”. Açıklamasını yaptıktan sonra Bakanlar Kurulu Kararının 1.maddesine yönelik bölümün BOZULMASINA oy çokluğu ile karar vermiştir. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu böyle bir karar vermişken, Hükümet bugün hukuku ve adaleti hiçe sayan bir uygulamaya imza atmış ve ilgili Kanun Hükmünde Kararnameyi yürürlükten kaldırmıştır.

Hükümet adaletsizliği çözmek yerine, kalıcı hale getirmiştir. Oysa Kanun Hükmünde Kararnameyi yürürlükten kaldırmak değil görev tazminatlarını tüm memurlara yaygınlaştırmak olmalıydı. Siyasi irade bu konuda kolaycılığı seçmiştir.

Kamuda ücret adaletsizliği giderilmeli derken, adaletsizlik hâkim kılınmak istenmiştir. AKP iktidarı kanunları uygulamak yerine uygulamak istemediği kanunları kaldırmaktadır.

Kamu çalışanları ve Sendika olarak, Görev tazminatlarını alamayanlara uygulanmasını istedik. AKP bu kararı ile ücret adaletsizliğini artıran taraf olmuştur. AKP memurun ve memur temsilcilerinin taleplerine karşı kulağını tıkamıştır, konuyu duymazlıktan gelmiştir. Hükümet, Diyalog ve uzlaşma elini bu defa da geri çevirmiştir.    AKP bu davranışıyla kamu çalışanlarını ve yargıyı hiçe saymıştır.

Üst düzey unvanlar için gündeme gelmeyen bütçe imkânsızlıkları, nedense daha alt derecede çalışanlar için söz konusu olmaktadır.

Çalışanlar aldığı ücretle açlığa mahkûm edilmiştir. Bu uygulamalarla, çalışanlar arasındaki ücret adaletsizliği had safhaya ulaşmıştır.”Altta kalanın canı çıksın”, diyen kapitalizm misali, hükümetin kamu çalışanlarına bakış açısı da değişmemiştir.

631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin iptali ücret adaletsizliğini daha da artırmıştır. Çalışanlar arasındaki ücret adaletsizliği mutlaka giderilmelidir. Bu tazminattan yararlanamayan çalışanlara mutlaka ek ödeme yapılmalıdır. Parti adı, Adalet ve Kalkınma olan siyasi iktidar bakalım, adaletli olmayı ne kadar gerçekleştirecektir. Bekleyip göreceğiz. 

Son Haberler

TÜRK’ÜN MEVCUDİYETİ 30 AĞUSTOS’LA TARİHE MÜHÜRLENDİ

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili yaptığı basın...

GENEL BAŞKANIMIZDAN MHP GENEL BAŞKANI SAYIN DEVLET BAHÇELİ’YE ZİYARET

Genel Başkanımız Talip Geylan, 28.08.2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi ziyaret ederek, eğitimin ve eğitim çalışanlarının gündemine dair bilgilendirmelerde bulundu.

ÜCRETLİ KÖLELİK UYGULAMASINA SON VERİLMELİ!

Genel Başkanımız Talip Geylan, eğitim sisteminin en büyük sorunlarından birisinin ücretli öğretmenlik uygulaması olduğunu söyleyerek, "Korkarım ki, geçen yıl 80 bine ulaşmış olan ücretli öğretmen sayısı, bu öğretim yılında 100 binlere dayanacaktır."dedi.

ÖĞRETMENLERİMİZ NEDEN HALA GÖREVE BAŞLATILMADI?

Genel Başkanımız Talip Geylan, öğretmen atamalarının gecikmiş olmasını açılan davalara bağlamanın haksızlık olduğunu belirterek, “Danıştay’ın kararından hiçbir şekilde etkilenmeyecek şekilde 20 bin öğretmenimizi daha fazla bekletmeden öğrencileriyle buluşturmanın en makul yolu, mülakata giren tüm adaylara KPSS puanı ölçüsünde sözlü puanı vermektir.” dedi