Bir süredir öğrenci andının kaldırılması konusunda kamuoyunda propaganda çalışmaları yürütülmektedir. Öğrenci andının kaldırılmasını isteyen kesimler, bu konuda büyük uğraş vermekte, hatta toplum desteğini yanına almaya çalışarak, andın kaldırılması için girişimlerde bulunmaktadır.
Bu kesimlerin başında da Mazlum-Der gelmektedir. Mazlum-Der, ilköğretim okullarında okutulan öğrenci andının kaldırılması için kampanya başlatarak, içerisinde haddini aşan ifadelerin bulunduğu afişler bastırarak, Diyarbakır’daki bilbordlara astırdı.
Türkiye’de öğrenci andının kaldırılmasını isteyen iki kesim vardır. Bunlar; bölücü kesim ve Atatürk’ü ve O’nun ilke ve inkılâplarını benimsemeyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden rahatsızlık duyan kesimdir. Bu noktada Mazlum-Der’in afişleri, aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Atatürk’e ve Türklüğe karşı hazırlanmıştır.
Öğrenci andının kaldırılması talebini, masumane olarak nitelendirmemiz ve bunu göz ardı etmemiz mümkün değildir. Özellikle Mazlum-Der’in öğrenci andını ti’ye alarak, öğrenci andına hakaret etmesi kınanması gereken bir durumdur. Bu noktada Mazlum-Der’in amacı; Türklüğü sadece bir etnik yapı gibi göstererek, insanları kamplara ayırmak ve bu ülkenin temel taşlarına dinamit yerleştirmektedir. Bu afişlerde Türk Milletiyle alay edilmektedir.
ANAYASANIN 66. MADDESİ: TÜRK DEVLETİNE VATANDAŞLIK BAĞI İLE BAĞLI OLAN HERKES TÜRKTÜR.
Öğrenci andındaki Türklük kavramı, Anayasada tanımlanan Türklük kavramıdır. Anayasanın 66. maddesinde “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” denilmiştir. Dolayısıyla öğrenci andında kullanılan “Ne Mutlu Türküm Diyene’ ifadesi bir ırka mensubiyet olarak değil, vatandaşlık anlamında kullanılmıştır. Ancak ülkemizde bundan bile rahatsız olan, bu ifadeyi eğip, bükmeye, farklı yönlere çekmeye çabalayan bir güruh bulunmaktadır. Bu güruhun yarın taleplerinin; Türkiye adını, bayrağı, İstiklal Marşı’nı, hatta sınırları değiştirmek olmayacağını kimse garanti edemez.
Öğrenci andının kaldırılması ve bu konuda yapılan iğrenç girişimler, Türkiye’nin üniter yapısından rahatsızlık duyulduğu anlamına da gelmektedir. Bu noktada Türkiye’yi bölünmüş bir devlet olarak görmeyi hayal edenler, düğmeye basarak, işe öğrenci andının kaldırılması isteğiyle başlamıştır. Ancak Türklük kavramının bütünleştirici bir unsur olduğuna inanan bir eğitim sendikası olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, değerlerimize kimsenin dil uzatmasına müsaade etmeyeceğiz.
Türk Eğitim-Sen olarak, öğrenci andıyla dalga geçen Mazlum-Der hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Konuyla ilgili sendika avukatlarımız gerekli yasal işlemlere başlamıştır. Ayrıca hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı sorumlular hakkında tedbir almaya çağırıyoruz. Aksi takdirde Türkiye, ciddi bir krizin eşiğine sürüklenecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.