Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK’un, öğrenci andı ile ilgili yaptığı basın açıklamasıdır.
Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU, bir gazeteye verdiği röportajda yine öğrenci andıyla ilgili ilginç açıklamalar yaptı. ÇUBUKÇU, andın kutsal bir metin olmadığını, değiştirilebileceğini söylemiş ve daha da ileri giderek, “Aslında bu 1934 yılında yanlış hatırlamıyorsam dönemin milli eğitim bakanı tarafından kaleme alınmış bir şey. Bu dönemin milli eğitim bakanı da farklı bir şey koyabilir belki. Ben de bir şey yazayım.” demiştir.
Milli Eğitim Bakanı ÇUBUKÇU’nun öğrenci andına olan alerjisi bugün bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Eğitimin temel sorunlarını çözmek için hiçbir adım atmayan, atanamayan öğretmenlerin feryatlarına kulak tıkayan, sözleşmeli öğretmenlere verdiği sözü bile yerine getiremeyen ÇUBUKÇU’nun, öğrenci andıyla ilgili hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan açıklamalar yapması düşündürücüdür.
Sayın ÇUBUKÇU göreve gelmesinin üzerinden 9 ay geçmesine karşın, eğitimi otomatik pilottan çıkaramamış, eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması ya da mevcut sorunların çözümü için hiçbir ilerleme kaydetmemiştir. Buna karşın ÇUBUKÇU, dönem dönem öğrenci andı ile ilgili tartışmanın fitilini ateşleyerek, öğrencine andına düşmanlık duyan, öğrenci andıyla ilgili problemleri olan kesimin sempatisini kazanmaya çalışmaktadır. Bu noktada amaç nedir, bu tartışmayı gündeme getirerek, kime, neye hizmet edilmektedir? Bakan bu soruların cevabını bir an önce vermelidir.
Dün de söyledik, bugün de söylüyoruz. Öğrenci andındaki Türklük kavramı, Anayasada tanımlanan Türklük kavramıdır. Anayasanın 66. maddesinde “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” denilmiştir. Dolayısıyla öğrenci andında kullanılan “Ne Mutlu Türküm Diyene’ ifadesi bir ırka mensubiyet olarak değil, vatandaşlık anlamında kullanılmıştır. Bunu ısrarla anlamayan, “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünün altında farklı anlamlar arayan, başka yönlere çeken, öğrenci andını ayrımcılık olarak niteleyen zihniyet, konuya iyi niyetli yaklaşmamaktadır.
Bakan ÇUBUKÇU’nun öğrenci andını kendisinin yazabileceğini iddia etmesi de ayrı bir tartışma konusudur. Bir Milli Eğitim Bakanının öğrenci andını yazabilmesi için ciddi bir birikime sahip olması gerekmektedir. Bakan ÇUBUKÇU, eğitimin sorunlarına bile hâkim değilken, Bakanlığı bürokratları elinde oyuncak haline getirilirken, eğitim ile ilgili başarı ortaya koyamamışken; öğrenci andını nasıl kaleme alacağını doğrusu merak ediyoruz.
Türkiye’nin üniter yapısından rahatsızlık duyanların el ele verdiği bir dönemden geçiyoruz. Türkiye’de bölücü çevrelerin Cumhuriyet, Atatürk ve milli değerlerlere olan art niyetli yaklaşımları kabul edilebilir değildir. Bugün öğrenci andını değiştirmek için harekete geçenler, yarın İstiklal Marşımızı değiştirmek için harekete geçecektir.
Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU’nun konuyu bu yönüyle ele almasını ve sağduyulu davranmasını istiyoruz. ÇUBUKÇU, çocuklarımızın okumaktan rahatsızlık duymadığı, hatta kürsüde okumak için birbiriyle yarıştığı öğrenci andını değiştirmek için gösterdiği performansı biraz da, eğitimin gerçek sorunlarına göstermelidir. Türk Eğitim-Sen olarak, bölücülerin öğrenci andını değiştirmek ya da kaldırmak için yapacağı her türlü girişime karşı çıkacağız. Bu noktada Milli Eğitim Bakanı ÇUBUKÇU’yu, Milli Eğitim Temel Kanununda ifade edilen amaçlara hizmet etmeye, birlik ve beraberliğimize sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.