Ana SayfaHABERLERAraştırmaÖZELLEŞTİRME EKONOMİK VE SOSYAL YIKIM OLDU

ÖZELLEŞTİRME EKONOMİK VE SOSYAL YIKIM OLDU

Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin yaptığı ekonomik veriler araştırmasına göre, özelleştirme politikaları ülkemizin çalışma hayatına da büyük bir darbe vurdu. 

Özelleştirme uygulamalarının başladığı 1986 ile 2003 yılları arasında yalnızca 8,2 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleştirilirken, 2004 ile 2015 yılları arasında ise 58,8 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Bu süreçte Tüpraş, Petkim, Türk Telekom, Erdemir, Sümerbank, Seka gibi yüzlerce kamu iktisadi teşekkülü satılarak, birçoğunun tüzel kişiliğine son verildi ve kapısına kilit vuruldu. 

Araştırmada, özelleştirilen şirketlerin %49’unun tesis ve varlık satışı, %33’ünün ise blok satış yöntemiyle bütün taşınmazları ile birlikte devredildiği belirtilirken, milletin vergileriyle kurulan yüz milyarlarca dolarlık şirketlerin mal varlıklarıyla birlikte 58,8 milyar dolar karşılığında sermaye sahiplerine peşkeş çekildiği ifade edildi.

2003 yılından bugüne kadar gerçekleştirilen özelleştirmelerin bir başka olumsuz yansıması ise çalışma hayatında görüldü. Özelleştirilen kuruluşlarda görev yapan memurlar maaşları dondurularak başka kurumlara gönderildi. Ailelerinden, evlerinden uzak kalan bu çalışanlar, yıllarca hiç maaş zammı almadan çalışmaya mahkum edildi.

Bu kuruluşlarda işçi statüsü ile çalışanların birçoğu emekli edildi. Geriye kalanların büyük bölümü işten çıkartıldı. Ortaya çıkan bu mağduriyeti gidermek amacıyla, işten çıkartılanlar kamuda 4/C’li olarak çalıştırılmaya başlandı. Ancak 4/C’li statü; bu çalışanlarımıza daha önce aldıkları maaşın yarısını bile alamayacakları, izin haklarının sınırlı olduğu, fazla mesailerinin verilmediği, tayin terfi gibi haklarının bulunmadığı bir sistemi dayattı.

Şu anda kamuda 4/C statüsünde çalışan 23 bin dolayında kamu görevlisi hizmet verirken, yaşadıkları bu mağduriyetin giderilmesi için kadro bekliyor.

 

GENEL BAŞKAN: ÖZELLEŞTİRMENİN YARATTIĞI TAHRİBATI ONARMAK İNSANİ BİR SORUMLULUKTUR

Araştırma hakkında görüşlerini dile getiren Genel Başkan İsmail Koncuk, “özelleştirme ne ekonomik olarak, ne de sosyal olarak bu topluma hiçbir fayda  sağlamamıştır” dedi.

Genel Başkan açıklamasında şunları ifade etti;

“2004 ile 2015 yılları arasında  özelleştirilen kurumların şimdi yeniden faaliyete geçirilmesi için trilyonlarca dolarlık yatırıma ihtiyaç vardır. Oysa bu kuruluşlar 58 milyar dolar gibi komik bir rakama elden çıkarılmıştır.

Milletimizin vergileriyle kurulmuş olan bu işletmelerin ardından çalışanlara yapılan kıyım ise başka bir sosyal felaket olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kuruluşların özelleştirilmesi sonucunda buralarda çalışan işçi ve memurlar yıllardan beri her türlü olumsuz ekonomik koşullara karşı sahipsiz bırakılmıştır. Memurlar araştırmacı unvanıyla atıl bir vaziyette, maaşları dondurularak sefalete mahkum edildi. işçilerin bir bölümü ise, şimdi 4/C ucubesi altında yaşam mücadelesi veriyorlar.

Türkiye Kamu-Sen olarak özelleştirme mağduru memurlarımızın haklarının korunması gerektiğini bir kez daha vurgularken, çalıştıkları kuruluşlar özelleştirildiği için adeta cezalandırılan 4/C’li çalışanlarımızın da toplu sözleşme görüşmelerinde kararlaştırıldığı üzere kadroya geçirilmesinin insani bir zorunluluk olduğunu ifade ediyoruz”

 

 

Son Haberler

TÜRK’ÜN MEVCUDİYETİ 30 AĞUSTOS’LA TARİHE MÜHÜRLENDİ

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili yaptığı basın...

GENEL BAŞKANIMIZDAN MHP GENEL BAŞKANI SAYIN DEVLET BAHÇELİ’YE ZİYARET

Genel Başkanımız Talip Geylan, 28.08.2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi ziyaret ederek, eğitimin ve eğitim çalışanlarının gündemine dair bilgilendirmelerde bulundu.

ÜCRETLİ KÖLELİK UYGULAMASINA SON VERİLMELİ!

Genel Başkanımız Talip Geylan, eğitim sisteminin en büyük sorunlarından birisinin ücretli öğretmenlik uygulaması olduğunu söyleyerek, "Korkarım ki, geçen yıl 80 bine ulaşmış olan ücretli öğretmen sayısı, bu öğretim yılında 100 binlere dayanacaktır."dedi.

ÖĞRETMENLERİMİZ NEDEN HALA GÖREVE BAŞLATILMADI?

Genel Başkanımız Talip Geylan, öğretmen atamalarının gecikmiş olmasını açılan davalara bağlamanın haksızlık olduğunu belirterek, “Danıştay’ın kararından hiçbir şekilde etkilenmeyecek şekilde 20 bin öğretmenimizi daha fazla bekletmeden öğrencileriyle buluşturmanın en makul yolu, mülakata giren tüm adaylara KPSS puanı ölçüsünde sözlü puanı vermektir.” dedi