MEB nihayet yönetici atama yönetmeliğini yayınladı. Uzun bir süre beklendikten sonra yayınlanan yönetmelikte, MEB’in inatla mülakat uygulamasını hayata geçirmek isteği görülmektedir. Halbuki, MEB kişiler ve sendikalardan yönetmelikle ilgili görüş almıştı, oluşan görüşlerin ortak noktası ise, mülakatın kaldırılması ile ilgiliydi.MEB, tüm eleştirileri göz ardı ederek, yönetmeliği, MÜLAKATLI YÖNETMELİK olarak düzenlemiştir.
Göze çarpan başlıca problemler aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır. Sizler de, yönetmelikle ilgili eksiklikleri yorum olarak yazınız. Bu görüşleriniz, sendikamız tarafından değerlendirilecektir.
Yönetmelikte, yönetici olarak atanabilme şartlarından birisi ve en önemlisi, yazılı sınava girmek, olarak düzenlenmiştir, ancak 15. Madde de, Merkez teşkilatına bağlı kurumlar, ayrı olarak düzenlenmiş, aşağıdaki madde okunduğunda, bu kurumlara sadece sözlü sınava girmek yeterli gibi görünmektedir. Aşağıdaki madde incelendiğinde, bu kurumlara tamamen farklı bir uygulama yapılacağı anlaşılmaktadır. Böyle bir niyet olmasa, bu kurumları yönetmelikteki diğer kurumlardan ayırmanın başka hiçbir anlamı bulunmamaktadır. MEB’in böyle bir niyeti olmaması durumunda ise, maddenin bu şekilde yazılması, yönetmeliğin ne kadar acemice hazırlandığı anlamına gelecektir.MEB bu konuyu hızla açıklığa kavuşturmalıdır. Aksi takdirde bu maddeye yönelik pek çok dava açılacaktır.
Merkez teşkilata bağlı eğitim kurumları
MADDE 15 – (1) Doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlı; hizmet içi eğitim enstitüleri, kız teknik olgunlaşma enstitüleri, akşam sanat okulları, öğretmen evleri ile yaygın eğitim kurumları ve diğer kurumların yöneticiliklerine yapılacak atamalarda sözlü sınav ve değerlendirme, eğitim kurumunun bulunduğu ilde kurulan Sözlü Sınav ve Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılır. Sözlü Sınav ve Değerlendirme Komisyonu tarafından adayların atanacakları eğitim kurumları; yapacakları tercihler ve atanma puanı üstünlüğüne göre belirlenir. Eğitim kurumu yöneticileri, il millî eğitim müdürünün teklifi üzerine vali tarafından atanır.
Kimlerin yöneticiliğinin, hangi şekilde düşeceği 23. Maddede açıklanmış, ancak, görevden daha önce ayrılmış yöneticilerin göreve yeniden dönmesi ile ilgili bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durumda, eski yöneticilerin kazanılmış hakları yok hükmünde sayılmaktadır. Yönetmelik, bu yönüyle kusurludur ve bu önemli kusurun hızla giderilmesi hakkaniyet gereğidir. Aşağıdaki maddeye yeni bir fıkra eklenerek, yönetmeliğin bu büyük eksikliği düzenlenebilir.
MADDE 23 – (1) Eğitim kurumu yöneticilerinden;
a) Yurt dışında eğitim müşaviri, eğitim ataşesi, eğitim ataşe yardımcısı olarak atananlar, Bakanlıklar arası Ortak Kültür Komisyonu kararıyla görevlendirilenler ile uluslararası kuruluşlarda ya da yurt içinde, Bakanlık taşra teşkilatında görevlendirilenler hariç, bir yıl ve daha fazla süreyle geçici veya sürekli olarak görevlendirilenlerin yöneticilikleri,
b) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 108 inci maddesinin (D) fıkrası hükümleri çerçevesinde bir yıldan daha fazla süre ile aylıksız izin alanların yöneticilikleri,
c) 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 18 inci maddesi kapsamında bir yıldan daha fazla süre ile aylıksız izin alanların yöneticilikleri,
ç) Norm kadro fazlası durumuna gelen ve iki yılın sonunda durumlarına uygun eğitim kurumu yöneticiliğine atanamayan yöneticilerin yöneticilikleri,
d) Soruşturma veya inceleme sonucu yöneticiliklerinin alınmasına karar verilenler ile 5 inci maddede öngörülen şartları kaybedenlerin yöneticilikleri, sona erer.
2) Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında yöneticilikleri sona erenlerden bu durumları ortadan kalkanlar; daha önce ayrıldıkları eğitim kurumu yöneticiliğinin boş olması durumunda öncelikle bu eğitim kurumlarına, bunun mümkün olmaması ve talepleri halinde il millî eğitim müdürlüklerince önerilecek durumlarına uygun boş bir eğitim kurumu yöneticiliğine atanırlar. Bu şekilde atanamayanlar, durumlarına uygun eğitim kurumlarına öğretmen olarak atanırlar. Bu fıkraya göre öğretmen olarak atananlar, bulundukları yerleşim biriminde iki yıl içinde eğitim kurumu yöneticiliği normu boşalması halinde, boşalan yöneticilik görevine öncelikle yeniden atanmak üzere başvuruda bulunabilirler.
Daha önce yayınlanan yönetmeliklerde aşağıdaki geçişi madde yer almıştır. Bu geçici maddeye göre;
“GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte eğitim kurumlarında asaleten yönetici olarak görev yapanlar bu görevlerine devam ederler. Ancak farklı eğitim kurumlarına ya da yönetim kademelerine atanmak isteyenler ile herhangi bir nedenle görev yeri değiştirilenler bu Yönetmelik hükümlerine tabidir.
Açıklanan yeni yönetmelikte bu maddenin yer almaması kafalarda soru işaretleri oluşmasına sebep olmaktadır. Bilhassa, 23. Madde, 1- d) Soruşturma veya inceleme sonucu yöneticiliklerinin alınmasına karar verilenler ile 5 inci maddede öngörülen şartları kaybedenlerin yöneticilikleri, sona erer, ifadesi bulunması ve yönetmelikte yukarda açıkladığımız geçici maddenin olmaması, 23. Madde, 1- d nin geriye doğru işletilebileceği kanaati oluşturmaktadır. Ülkemizde, her bir yöneticinin kendine göre bir anlayışı olduğu düşünüldüğünde, bu endişeler çok da yersiz değildir. Bu sebeple MEB yukarda ifade ettiğimiz geçici maddeyi bir an önce yönetmeliğe eklemelidir.
Yönetmeliğin bir büyük eksikliği de, iller arası yönetici yer değiştirme konusunda düzenleme yapılmamış olmasıdır. Yıllardır, eski yönetmelikte olmasına rağmen uygulanmadığı için büyük tepki alan bu durumun, yeni yönetmelikle tamamen ortadan kaldırılması eksik düzenlemedir. MEB, yönetmeliği bu yönüyle bir daha değerlendirmeli, eksikliği düzeltmelidir.
Türk Eğitim sen olarak, her türlü rotasyona karşı olduğumuzu, her vesile ile açıkladık, ancak yönetmeliği düzenleyenler, daha önce 8 yıl olan, rotasyona bağlı ye değiştirme süresini yeni yönetmelikte 6 yıla indirmiştir. Diğer insanları nasıl etkileyeceği düşünülmeden yapılan bu değişiklikler, MEB ne denli sorumsuz bir kurum haline geldiğini de gözler önüne sermektedir. Yazanlar bakımından bir kalem oynatmak kadar basit olarak görülen bu durum, MEB’in öğretmen ve eğitim çalışanlarına karşı, ne kadar ilgisiz olduğunu da gösteren bir önemli örnektir.
Yeni yönetmelikte kurum tiplerinin ayrılması, bir hiyerarşik düzenleme olarak kabul edilebilir, ancak hizmet bölgesi düzenlemesi anlamsız ve uygulamada, yeni karmaşalar yaratabilecek bir uygulama olarak görülmelidir. Müdür baş yardımcılığına atamaların bir kritere bağlanmaması ve yönetici tanımında yer verilmemesi kabul edilemez.
Türk Eğitim Sen olarak, eğitimcilerden ve teşkilatlarımızdan gelecek görüş ve öneriler değerlendirilerek, gerekli müdahaleler yapılacaktır. Yönetmeliğin yukarda ifade ettiğimiz bazı maddelerine dava açmak gerekmektedir.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ