Türk Eğitim sen olarak, MEB’in 2009/23 nolu Genelgesinin iptali için dava açmaya hazırlanıyoruz. İnanıyoruz ki, yönetmelik ve 2008/74 nolu Genelge ile de çelişen ve bir kargaşaya yol açmak için kaleme alınan bu saçma sapan genelge yargıdan dönecektir. Türk Eğitim Sen yönetici atamaları sonuçlanana kadar, ortaya koyduğu ilkeli tavırdan asla taviz vermeyecektir.
Son günlerde Ek 2 yönetici değerlendirme formunun iptal edildiği şekilde haberler yer almaktadır. Bu habere rağmen, Türk Eğitim Sen’in ısrarla yönetici atamalarının yapılmasını istemesi bazı kişilerce anlaşılamamaktadır. İptal haberi doğruysa, yapılan atamaların iptal edilmesi halinde bir çok insanın mağdur olacağı iddia edilmektedir. Bu yorumlar gerçeği anlamamak, işi yokuşa sürmek anlamına gelmektedir. Bu yorumları şöyle değerlendirmek mümkündür:
1-Söz konusu yorum sahipleri şu anda geçici görevli olabilir ve kasıtlı olarak kamuoyunun kafasını karıştırmak istiyor olabilirler.
2-Bu yorum sahipleri iyi niyetlidir, atamaların iptal edilemesi halinde bir çok mağdur oluşacağına inanmaktadırlar.
Söz konusu yorumların ikincisi incelenmeye değerdir. Gerçekten Ek 2 nin iptali bir mağduriyet yaratabilir. Bu mağduriyet, gerçekten bir iptal varsa, bu iptalin hangi şekilde olduğuna bağlıdır. Şöyle ki, bir iptal varsa bu iptal ağırlıklı olarak, kurucu müdürlerin aldığı 8 puana yönelik olabilir. Bu durumda, bu puanı alarak atananların ataması iptal edilir, diğer atamaların iptali söz konusu olmaz.
Ek 2 nin iptali daha genel bir iptal ise, bu durumda tüm atamalar iptal edilebilir. Böyle bir sonuç hoş olmamakla birlikte şuan içinde bulunduğumuz durumdan daha karmaşık bir sonuç doğurmaz. Çünkü, atamalar, şuan geçici olarak görevlendirilenlerin bulunacağı eğitim kurumlarına yapılacaktır, dolayısıyla değişecek olan sadece, geçici görevlendirilen kişiler olacaktır. Atanan kişilerin atamaları iptal edilir, geçici görevli olarak görevlerine devamı sağlanabilir.
Bütün bu sebeplerle, yönetici atamalarının devam etmesi halinde kamu yararına aykırı bir yeni durum oluşmayacaktır. Kaldı ki, ortada bir yönetmelik vardır ve bu yönetmeliğin uygulanması bir mecburiyettir. Dava açıldı, iptal edilecek gibi duyumlar ve dedikodular gerekçe gösterilerek, yönetmeliğin uygulanmaması kabul edilemez. Bu durumda, “Her yönetmeliğe dava açıldığını düşündüğümüzde, asaleten atamalar ne zaman yapılacaktır?” sorusunu da cevaplandırmak lazım gelmektedir.
Türk Eğitim Sen’in altı yıldır milli eğitimde süren belirsizliğe, hukuksuzluğa sessiz kalmasını, geçici görevlendirmeler devam etsin mantığıyla olayları değerlendirmesini kimse beklememelidir. Tüm gücümüzle sonuç alıncaya kadar mücadelemiz sürecektir.