Sendikacılıkta çok önemli bir tarih olan 15 Mayıs’ın yaklaştığı bu günlerde yetki mücadelesi tüm hızıyla devam ediyor.2006 Yılından beri Eğitim-Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolunda yetkili sendika olarak çalışmalarına devam eden sendikamız açısından, sahip olunan bu yetkinin devam ettirilmesi çok önemlidir.İnşallah üye sayımızı beklenenin çok üzerinde bir artışla çoğaltarak yine yetkili olacağız.
Türk Eğitim-Sen’in yetkili olmaya devam etmesi pek çok açıdan önemlidir ve anlayanlara da çok önemli mesajlar verecektir…
Yaklaşık 9 yıldır devam eden AKP iktidarının tüm baskılarına rağmen susturulamayan ve hep hakkı söyleyen,eğitim çalışanlarının hak ve çıkarlarını siyasi iradeye karşı savunan Türk Eğitim- Sen’in yetkili olmaya devam etmesi,eğitim çalışanlarının her türlü baskıya direnmesidir.Baskıya teslim olmamasıdır.Başkaldırması ve isyanıdır.
Yetkinin Türk Eğitim Sen’de kalması demek ; açılım adı verilen ve ülkeyi bölünmeye götürecek adımlar silsilesi olduğuna inandığımız hareketlerin , ana dilde eğitim adı altında ortaya konan tezgahın ve seçmeli ders olarak ana dil eğitimi taleplerinin eğitim çalışanlarınca reddedilmesi ve tek dil-tek ülke-tek bayrak düşüncesinin sahiplenilmesi ve haykırılması demektir…
Yetkinin Türk Eğitim Sen’de kalması demek ;siyasi iktidara yandaş olan,doğrudan onun emir ve talimatlarıyla hareket eden ,hatta eylem ortaya koyacağını söyleyerek bizleri de şaşırtan ancak bir yerlerden kulakları çekilince duyurduğu eylemden vazgeçtiğini açıklayarak(burada bizi şaşırtmayan) yerine oturan sarı sendikacılığın kaybetmesi demektir.
Yetkinin Türk Eğitim Sen’de kalması demek ,dik,onurlu,çalışanların çıkarları için her türlü eylemi ortaya koyan,mücadeleci sendikal anlayışın kazanması demektir.
Yetkinin Türk Eğitim Sen’de kalması demek;ülkenin doğusunda başka,batısında ve ortasında başka konuşan,oportunist sendikaların kaybetmesi,ülkenin her coğrafyasında aynı şeyleri söyleyen,ülkenin ve milletin bölünmezliğini ,bayrak ve dilin tekliğini savunanların kazanması demektir.
Yetkinin Türk Eğitim Sen’de kalması demek,18.Milli Eğitim Şurasında püskürttüğümüz tüm eğitim çalışanlarının sözleşmeli yapılması,’’Türk’üm,doğruyum’’ diye başlayan ve ‘’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’ diye biten andımızın kaldırılması,İstiklal Marşı törenlerine katılımın zorunlu olmaktan çıkarılması yönündeki tekliflerin,bir kez daha eğitim çalışanları tarafındanbizzat teklif sahiplerinin ve bu teklifler havada uçuşurken seyreden zihniyetin suratlarına fırlatılmasıdır.
Yetkinin Türk Eğitim Sen’de kalması demek ,kamu çalışanları için ve ülkemiz için gittikçe artan tehdidin algılanması ve bu gidişe dur denmesidir…Çünkü eğitim çalışanlarının bekleyen tehlikeye ve siyasi iradenin her fırsatta bu niyetini ortaya koymaktan çekinmediği,tüm eğitim çalışanlarının sözleşmeli yapılması amacına ancak Türk Eğitim Sen karşı koyabilir,siyasi iradenin kolkola girdiği sözde sendikalar değil…
Ülkemizin açılımlarla milli bütünlüğünün bozulması projelerine,anadilde eğitim hülyalarına,Türk Bayrağının yanına bir de paçavra koyma emellerine ,bunlara goygoyculuk yapan sendikalarla değil; ancak milli duruşundan asla taviz vermeyen Türk Eğitim-Sen gibi sivil toplum örgütleriyle karşı konulabilir.
Türk Eğitim Sen yeniden yetkili olacak; ülkemiz için,eğitim çalışanları için bugüne kadar başarıyla yürüttüğü mücadelesini daha da güçlü bir şekilde yürütmeye devam edecektir.