MEB
(MARİFETİMİZ EĞİTİMİ BALTALAMAK)
Bu MEB yönetimi ile akıbetimiz nice olur bilemiyorum!
Bakanlık, İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 15
inci maddesinin ikinci fıkrasında “Okul
müdürlükleri, yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık
olanları, velisinin vereceği dilekçe ile; 69, 70 ve 71 aylık olanları ise,
ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporu ile okul öncesi
eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını bir yıl erteleyebilir.” şeklinde
bir değişiklik yaptı.
İyi de yaptı.
Bakanlık, öğrencilerin kıyafet yönetmeliğinde olduğu
gibi bir yanlışından daha dönmüş oldu.
***
Türk Eğitim-Sen olarak, 4+4+4 sistemi hayata
geçirilirken bas bas bağırdık:
Okula başlama yaşını 60 aya indirirseniz sıkıntı
yaşarız.
Hem 60-66 aylık çocukların gelişim düzeyi, hem 60-66
aylık çocuklarla 72-84 aylık çocuklarımızın aynı ortamda eğitim görmelerinin
uygunsuzluğu ve hem de okullarımızın fiziki yetersizliği bu uygulamanın arazlı
sonuçlarına neden olacaktır, diye defalarca iyi niyetli ikazlarda bulunduk.
Pedagojik, psikolojik, bilimsel ve gerçekçi gerekçelerle
öne sürülen itirazlar, maalesef ki, muhataplarında
karşılık bulmadı.
Ne Bakanlık yönetimi, ne iktidar çevreleri, ne de bu
sistemin hararetli savunucusu olan sözde sendika bu iyi niyetli uyarılara kulak
verdi!
Tam aksine, başta sendikamız olmak üzere eleştiri
getiren tüm kesimler haksızca itham edilerek, ideolojik karşı duruş sergilemek
ve suyu bulandırmakla suçlandılar.
Fakat ne yazık ki, gelinen noktada öngörülerimizin
ne kadar sisabetli olduğu ortaya çıktı.
Hatta Bakanlık yönetimi bir takım pansuman
müdahalelerle yaşanan sıkıntıları hafifletme gayreti içerisinde oldu.
***
MEB yanlışlarından kısmen de olsa çark etmenin
formüllerini aradı durdu.
Önce, Bakanlık yayınladığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği
ile, kendi çıkardıkları
yasaya aykırı olarak, 66 aydan büyük çocuklar için okula kayıtın zorunlu
olduğunu, 60-66 aylık çocukların için ise hekim raporuyla okul öncesine
yönlendirilebileceğini ilan etti. Oysa ki, İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 3
üncü maddesinde 30.03.2012 tarihli değişiklikle getirilen “Mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ
çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar, 13 yaşını bitirip 14
yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter.” hükmü doğrultusunda çocuk
60 ayını doldurduğunda zorunlu eğitim kapsamına alınmalıydı.
Arkasından, öğretim yılı başladıktan sonra ancak
uyanan Bakanlık, bir genelge yayınlayarak 60-66 aylık çocuklarla 72-84 aylık
çocukların ayrı sınıflarda birinci sınıfa alınmasını duyurdu (sanki
okullarımızın büyük çoğunluğunda bunun fiziken mümkün olmadığını bilmiyorlarmış
gibi!).
Şimdi de yönetmelikte değişiklik yaparak; 69 aylığa
kadar olanların velinin okula vereceği bir dilekçeyle, 69-72 aylık olanların da
hekim raporuyla okul öncesine yönlendirilmesi veya bir yıl kayıt erteleyebilmelerine
imkan tanıdı.
Yani, son tahlilde, okula kayıtta 4+4+4 öncesine
dönülmüş oldu.
***
Bunun adı rezalet değil de nedir?
Madem bu noktaya gelecektiniz;
Neden yüzbinlerce vatandaşımızı sıkıntıya soktunuz?
Neden yüzbinlerce çocuğumuzu tatminsiz
enaniyetinizin oyuncağı haline getirdiniz?
Neden, milletimizin geleceğini doğrudan etkileyen
eğitim gibi en hassas bir konuda “kervan yolda düzülür” anlayışıyla iş görmekte
diretiyorsunuz?
Neden, Cumhuriyet tarihimizin en önemli eğitim
dönüşümlerinden bir tanesi olan böylesi büyük bir düzenlemeyi yangından mal
kaçırırcasına, istişare etme ihtiyacı hissetmeden ve iyi niyetli uyarılara
kulak vermeden alel acele hayata geçirdiniz?
Neden?
***
Millet size üç dönemdir tek başına iktidar olma
yetkisi verdi.
Lakin, bugün şahit olduğumuz tablo göstermektedir
ki;
AKP’nin, ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda
hedefleri belirlenmiş ve planlanmış bir eğitim politikası yokmuş!
Bu Hükümet, 2002 yılında iktidara geldiğinden
beridir, 5 ayrı Milli Eğitim Bakanı göreve geldi.
Her gelen Bakan, adeta bir başka partinin programını
uygularcasına kendinden önceki yönetimin icraatlarını tekzip eder uygulamalara
imza attı.
Düşünebiliyor musunuz;
Liselere giriş sınavını dahi dördüncü kez
değiştiriyoruz,
Hala üniversite sınavına giriş sistemimizi
tartışıyor, ne yapacağımızı bilemez haldeyiz.
Eğitim sistemimizin ve eğitim çalışanlarının muhatap
olduğu düzinelerce problemi ve içinde bulunduğumuz karmaşanın vehametini
sıralamaya çalışsak sayfalar yetmez!
***
Gına geldi artık;
Beceriksizliğinizden,
Anlamsız inadınızdan,
Politikasızlığınızdan,
Plansızlığınızdan,
Talan mantığınızdan!
***
Yeter artık!
Talip
GEYLAN