Türkiye Kamu-Sen’in taban aylığı ısrarı konusunda haklılığını ortaya koyan Uzlaştırma Kurulu kararları Kamu İşveren Kurulu tarafından kabul görmedi.
Uzlaştırma Kurulu kararlarını görüşmek için başbakanlık Merkez binada gerçekleşen toplantıdan bir sonuç çıkmadı. Taban aylığı konusunda Türkiye Kamu-Sen’in haklılığını ortaya koyan Uzlaştırma Kurulu kararlarını kabul etmeyen Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, kurulun kararının hukuka uygun olmadığını iddia etti. İlgili yasanın gerekliliğini yerine getirme konusunda keyfi davranan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’ya Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve sendikaların genel başkanlarından Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut, ve Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel büyük tepki gösterdi.
Toplantı sonrasında basın açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız yapılan hukuksuzluğa dikkat çeken bir konuşma yaptı. Konuşmasında şunları söyledi:
“Toplu görüşmeler kamu görevlisi, emekli, dul ve yetimi ile ailelerinin dört gözle beklediği bir süreçtir. Dar ve sabit gelirle hayatını sürdüren bu kesim, insan onuruna yaraşır bir yaşam seviyesinin oldukça altındadır.Dokuz yıllık toplu görüşme mücadelesinde tek amacımız, bu kimselerin gelirin paylaşımında, pastadan daha fazla pay alabilmesi, hak ettiği bir ücrete kavuşması ve açlık ve yoksullukla savaşan milyonlarca vatandaşımız arasından hiç olmazsa kamu görevlilerinin çıkarılması olmuştur.Bu nedenle süreç, toplumumuzun büyük çoğunluğu için hayati bir önem taşımış ve kamuoyunun dikkatle takip ettiği bir durum haline gelmiştir.Bu gerçekten yola çıkarak Türkiye Kamu-Sen de bütün yanlış uygulamalara ve eksikliklerine rağmen toplu görüşmelere gereken ciddiyeti kazandırmak adına çaba sarf etmiştir.Bizlere umut bağlamış kesimlerin yaralarına merhem olabilmek için de bütün iyi niyet ve samimiyetimizi gösterdik.Başka sendikaların ve Kamu İşveren Kurulu üyelerinin de konunun önemini kavrayarak, aynı ciddiyeti göstermelerini ve süreci verimsiz kılacak tutum ve söylemlerden kaçınmalarını talep ettik.Bu gayretlerimize rağmen, ne yazık ki her yıl toplu görüşmeler, kapsamı dışındaki tartışmalarla, gerginliklerle gündeme geldi; bu da bizleri fazlasıyla rahatsız etti.Toplu görüşme masasının Türkiye Kamu-Sen dışındaki unsurlarının süreci etkisizleştirmek ve farklı mecralara çekmek için oynadıkları oyunların bir kısmını hep birlikte ibretle takip ettik.Danıştay Onuncu Dairesi’nin 2006/1447 Esas; 2010/2173 numaralı kararına göre toplu görüşmeler eşit statüdeki iki eşit heyet arasında yapılmak zorundadır.Karar, Devlet Bakanının toplu görüşmelere başkanlık edemeyeceğini ancak Kamu İşveren Kurulu’nun başkanı olarak masada yer alabileceğini ortaya koymuştur.Bu dönemde Sayın Bakan’dan beklentimiz, toplu görüşmeyi adil biçimde sürdürmesi ve kamu görevlilerimizin ve emeklilerimizin sorunlarına bütüncül bir yaklaşım getirmesinden başka bir şey olmamıştır.Buna rağmen, pek çok defa tek taraflı ve “ben yaptım oldu” mantığı içinde yürütülen toplu görüşmelere şahitlik ettik.Bu tür hukuk dışı davranışlara ne yazık ki, memur sendikaları arasından da çanak tutanlar, bu konuda bizleri anlamakta güçlük çekenler ya da anlamak istemeyenler çıkmıştır.Yine de bu süreçte Türkiye Kamu-Sen, bu masada azımsanamayacak kazanımlara imza atmıştır. Ancak son defa oturduğumuz toplu görüşmelere kısaca baktığımızda sürecin, yerine getirilmeyen sözler, sahip çıkılmayan imzalar ve uygulanmayan Uzlaştırma Kurulu kararlarıyla hatırlandığını görüyoruz.Bu dönemde;Demokrasinin bir gereği olarak vücuda getirilen bir kurul olan Kamu İşveren Kurulunun kendi verdiği söze sahip çıkmayarak, kamu görevlilerinin sorunlarını kısır bir döngüye çevirme gayretine girmeleri son derece acı olmuştur.Demokrasinin nimetlerinden faydalanarak iktidara gelen ve hukuk devletini, tüm kurum ve kurallarıyla işletmeye yemin etmiş bir hükümetin, 4688 sayılı Kanunun hükümlerini yok sayması son derece acı olmuştur.
Kanuna göre 3 ay içinde meclis gündemine getirilmesi zorunlu olan düzenlemelerin, aradan geçen yıllara rağmen akıbetinin bilinmemesi son derece acı olmuştur. Bazı bürokratların tarafsızlığını yitirerek, iktidar sözcülüğüne soyunmaları ve bu masayı sorunların nasıl çözüleceğinin değil; nasıl çözülemeyeceğinin konu edildiği bir tartışma yerine çevirme gayretleri son derece acı olmuştur.
Yine kanunla oluşturulmuş, anlaşmazlık durumunda başvurulan ve tarafsız kararlar vermesi öngörülen Uzlaştırma Kurulu’nun yıllar boyunca verdiği hiçbir kararın uzlaştırıcı bulunmaması da demokrasimiz adına son derece acı olmuştur.Bugün burada son kez toplu görüşme masasına oturduk. Yıllardır mücadelesini verdiğimiz grevli, toplu sözleşmeli, siyasete katılma hakkını içeren sendikal haklarla ilgili olarak gelinen noktada, grevsiz toplu sözleşme hakkı, “bir de vatandaşa soralım” anlayışı ile kabul görerek hayata geçirilecektir.Ancak kanunlar ne kadar doğru yazılırsa yazılsınlar, sonuçta uygulayıcıların niyeti, yasal düzenlemelerin başarısında ve etkinliğinde temel belirleyici unsurdur.
9 defa gerçekleştirdiğimiz toplu görüşme süreci içerisinde mutabakata varılan hususların tamamı zaman geçirilmeden meclis gündemine taşınsaydı; verilen sözler en kısa sürede hayata geçirilseydi; Uzlaştırma Kurulu kararlarının en azından bir kısmı uygulanabilir bulunsaydı; bugün 4688 sayılı Kanun, bütün eksikliğine rağmen kamu görevlilerinin pek çok sorununu çözüme kavuşturmuş olurdu.
Ancak ne yazık ki, böyle olmadı.Şimdi elimizde yıllardır hükümleri tam olarak hayata geçirilmeyen iki mutabakat metni, uygulamaya konulmamış tam yedi tane Uzlaştırma Kurulu kararı var.Bunun sorumlusu ise kesinlikle 4688 sayılı Kanun değil; bu kanunu uygulamak istemeyen iradedir. Bu açıdan kamu görevlilerinin en büyük şanssızlığı yetersiz bulanan 4688 sayılı Kanun değil; kamu görevlilerinin en büyük şanssızlığı bütün bu dönem boyunca AKP iktidarı ile toplu görüşme yapılmış olmasıdır. Son bir yıl içinde enflasyon %9,24 artmıştır.Bu dönemde memur maaşlarına yapılan zam yalnızca %6,3 olmuştur.Dolayısı ile memur maaşları bir yılda %3 erimiştir.2010 yılının ilk çeyreğinde %11,7; ikinci çeyreğinde ise %10,3 oranında bir ekonomik büyüme gerçekleşmiştir.Böyle bir ortamda geçtiğimiz 7 yıl boyunca ülke büyürken dahi memur maaşları küçülmeye devam etmiştir.Memur maaşları, bırakın büyümeden pay almayı, reel artış göstermeyi, enflasyon karşısında ve zorunlu gıda kalemleri karşısında sürekli erimiştir.Ekonomik krize rağmen özellikle büyük işletmeler ve finans kuruluşları karlarını olağanüstü artırmayı başarmışlardır.Bu başarıda ve karlılıkta geçtiğimiz yıllarda çıkarılan kanunlarla, bütçeden işletmelere aktarılan 54 milyar TL’nin payı ne kadardır? Doğrusu merak ediyoruz.Ezcümle, bahane üretmek kolaydır.Önemli olan çözümün parçası olabilmek, çözüm üretebilmektir.Ne yazık ki içerideki heyet, geride kalan yıllarda kamu görevlilerinin sorunlarının çözülmemesi için bahane üretmeyi tercih etmiştir.Bu bahaneler alıştığımız şekliyle 2010 yılı toplu görüşmeleri boyunca da sürmüştür.Türkiye Kamu-Sen, 2 milyon 400 bin dolayındaki kamu görevlisi ve 1 milyon 800 bin civarındaki memur emeklisinin, dul ve yetiminin tamamına yansıyacak, özellikle taban aylığına yapılacak bir zam talebi kabul edilmediği için Hükümetin teklifini imzalamamıştır.
Türkiye Kamu-Sen;
* Fazla mesai adaletsizliğine son vermeyen
* Özel hizmet tazminatındaki adaletsizlikleri gidermeyen
* Ek Gösterge adaletsizliğine karşı duyarsız kalan
* Ek ödeme ile ilgili sorunları çözmeye yanaşmayan
* Yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan personelin sorunlarını görmeyen
* Emeklilerimize de yansıyacak kabul edilebilir bir maaş artışı önermeyen
* Bütçeye çok düşük maliyet getirmesine rağmen kamu çalışanlarının temel bir çok sorununu çözecek olan yemek, giyim, kira gibi unsurları yok sayan
* Harcırah ve yolluklar konusunda kamu görevlilerinin mağduriyetlerini gidermeyen
* Sendikal ve demokratik haklarımızı yok sayan
* 4/b’li sözleşmeli personeli, ekmeği ile ailesi arasında tercihe zorlayan, 4/c statüsünde çalışanların sorunlarını göz ardı eden
* Kesin ve bağlayıcı olmayan ifadelerle ipe un serilen
Teklifleri yeterli bulmamıştır.Hedef kitlenin tamamını kapsayan kabul edilebilir bir maaş artışı sunulmadığı için de tutanağa imza atmamış ve süreci Uzlaştırma Kurulu’na taşımayı tercih etmiştir. Uzlaştırma Kurulu’nun verdiği karar her ne kadar bizleri tam olarak tatmin etmese de tüm kamu görevlilerini ve emeklileri kapsayan bir artış önerdiği için bizler için önem teşkil etmiştir. Uzlaşılabilecek bir rakam önerdiği için önemli görülmüştür.Diyalog mekanizmasının işletilmesi için önemli görülmüştür.Bugün son kez oturduğumuz toplu görüşme masasında, elimizdeki son fırsat olduğu için önemli bulunmuştur.Belki sekiz yıldır yapılan yanlış uygulamaları, yok sayılan hukuk nedeniyle kaybolan güvenimizi tam anlamıyla telafi etme şansımız olmayacaktı.Ama en azından 2010 yılında yapılan hataları telafi etme, bundan sonra yapılacak toplu sözleşme çalışmalarına umutla bakabilme şansını yakalayabilmemiz açısından önemli bulunmuştur.Türkiye Kamu-Sen olarak 9 defa gerçekleştirilen sürecin son anında toplu görüşmelere bir anlam kazandırmak, Uzlaştırma Kurulu ve bugüne kadar kurula katılan tüm değerli şahsiyet, hukukçu ve bilim insanlarımızın görüşlerinin dikkate alındığını göstermesi açısından böyle bir uygulamanın yerinde olacağını düşünmüştük.Kamu görevlilerinin kazanımlarına ekleyebileceğimiz en küçük bir artı değer bile bizler için son derece büyük bir önem teşkil etmektedir. İçinde bulunduğumuz süreçleri bazıları gibi siyasi kaygılarımıza alet etmedik; memurumuzun haklarının geliştirilmesi için bir fırsat olarak değerlendirdik.Bugün burada siyasi iradenin iyi niyetini görmek ve bundan sonrası için içimizde umut kırıntıları yeşertebilmek adına, Uzlaştırma Kurulu kararı çerçevesinde taban aylığa yapılacak her türlü artış teklifini değerlendirmeye alabileceğimizi ve buradan bir mutabakatla kalkabileceğimizi özellikle belirttik.Temennimiz, toplu görüşmelerin son gününde bir ilkin gerçekleşmesi ve kamu görevlilerinin maaşlarına bir taban aylık artışı yapılması yönündeydi.Ancak hala bu iktidara karşı çok fazla iyimser olduğumuzu içeride anladık.Referandum öncesinde, memurlar adına toplu görüşme masasına oturduğunu iddia eden konfederasyonla yangından mal kaçırır gibi anlaşarak süreci bir an önce bitirme gayreti içinde olan iktidar; bugün de kamu görevlilerinin taleplerini görmezden gelmeye devam etmiştir.Kapalı kapılar ardında yapılan işbirliği ile talepleri düşük tutup, memurları masada kaderiyle baş başa bırakmaya çalışan, memurun haklarının ilerletilmesi için yasal yollara taş koyan sendikaları, yetkili olmadıkları halde baskıcı, despot ve anti demokratik tutumlarıyla toplu görüşmeleri provake etmeye çalışan yetkilileri nefretle kınıyoruz.Türkiye Kamu-Sen, memurlarımız üzerine oynanan bütün oyunları bozmuştur. Üzerinde durulması gereken nokta, neden burada memur maaşlarının artırılması için yapılan pazarlıklarda yalnızca Türkiye Kamu-Sen vardır.Memurları temsil ettiğini iddia eden diğer sendika ve konfederasyonlar nerededirler?Kafalarını neden kuma gömmüşlerdir?Bizler, onların da burada, yanımızda, memurlarımız için mücadele vermelerini beklerdik.Bizler biliyoruz ki, bu malum kimseler siyaseten yakın oldukları iktidara Uzlaştırma Kurulu kararlarını kabul etmemeleri için telkinde bulunmuşlardır.Şimdi de memurların ve emeklilerin maaşlarında artış sağlayacak öneri kabul edilmediği , taban aylık rakamı yükseltilmediği için mutluluk duyuyorlar, avuçlarını ovuşturuyorlardır.
Ama Türkiye Kamu-Sen tüm maskeleri düşürmüştür.Anayasa değişikliği ile Uzlaştırma Kurulu kararlarını bağlayıcı hale getirdiğini iddia eden AKP’nin de;Siyasi çıkarları uğruna memurları satan sendika ve konfederasyonların da ;Herkesin gerçek yüzü artık açık seçik ortadadır.Kamu görevlileri ve milletimiz oynanan oyunları görmüş ve anlamışlardır.Başta kamu görevlilerimiz olmak üzere tüm kamuoyu bizleri burada, memur, emekli, dul ve yetimlerimiz için verdiğimiz mücadelede yalnız bırakanları mutlak surette değerlendirecektir.Evet, bu toplantıyla birlikte toplu görüşme süreçleri sona ermiştir.Geride; AKP’nin hukuk tanımaz uygulamaları, sözünde durmayan güvensiz tavırları, kendisinden başkasını yok sayan zorbacı uygulamaları nedeniyle bir enkaz kalmıştır.Geride; kamu görevlilerine yapılan zorlama, baskı, tehdit, sürgün ve yalan vaatlerle palazlandırılmış işbirlikçi sendikaların entrikaları nedeniyle bir enkaz kalmıştır.Bu zihniyetle, bu anlayışla, bu yaklaşımla ve bu kimselerle bundan sonrasında da bu mücadele sürdürülecektir.Eninde sonunda kazanan kamu çalışanları olacaktır.
Mutlaka kazanacağız”