Memur sendikacılığı 1990’lı yıllarda filizlenmeye başlamış 1992 yılında Başbakanlık Genelgelerine dayandırılarak memur sendikaları ve en önemlisi Türk Eğitim- Sen kurulmuştur.
2001 yılına kadar memur sendikaları çalışanın haklarını, sorunlarını meydanlara taşırken, aynı meydanlarda memur sendika yasasını istemiş ve başarılı olmuştur. 4688 Sayılı Sendika Yasasının çıkması ile sendikacılık yasal zemine oturmuş, eksikleri olmasına rağmen Kanunun çıkmasına engel olan bazı memur sendikalarınca bile kurumlarda iyi yönleri anlatılmaya başlanmıştır.
Bugün gelinen nokta ise henüz istenilen düzeyde olmamasına rağmen çalışanlara faydalar sağlamakta, il ilçe gezilerimizde bazı mülki amirlerin bile gıpta ederek "ben de sendika hakkı istiyorum" isteklerine sebep olmaktadır.
Türkiye’de sendikacılık ve özellikle Türk Eğitim-Sen sendikacılığa bir seviye kazandırmış, dostlarımızın güvencesi, düşmanlarımızın ise korku ve gıpta ile izledikleri, faydalandıkları bir kurum haline gelmiştir.
Türk Eğitim-Sen Eğitim Çalışanlarının lehine olan her şeyi desteklemekte, aleyhine olan, hak kaybına vesile olan her Kanun, Yönetmelik, Tüzük, Yönerge ve Genelgelere karşı hukuki mücadelesini sürdürerek iptal ettirmektedir.
Artık Bürokratlar arasında bile "Türk Eğitim-Sen itiraz ediyorsa mutlaka bir eksiklik vardır" imajı yaygun hale gelmiştir.
Genel Merkezimizin internet sitesi, mevzuat bölümü Türkiye’nin en çok ziyaret edilen sitesi haline gelmiş, tüm okullarda bilgisayar açılır açılmaz ilk ziyaret edilen site olmaya başlamıştır.
Disiplin Kurullarında üyelerimize verilecek haksız cezalar karşısında üyelerimizi kurullarda temsil eden arkadaşlarımızın, şubelerimizin bilgelikleri sayesinde üyelerimizin ceza almaları engellenmiştir.
40+40’lar, sendika üyelerine 5 YTL’ler konusunda Türkiye Kamu-Sen’in Toplu Görüşmeler sırasında her toplantısına katılarak tüm eğitim çalışanlarının alması sağlanmış, alamayanlarla ilgili de Milli Eğitim Bakanlığına mektup yazılmış, Mecliste grubu bulunan partilerin grup başkan vekilleri ziyaret edilmiştir.
Türk Eğitim-Sen mecliste gündem oluşturabilmekte, bizim önerilerimiz meclis kürsüsünden satır satır okunmakta, Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi görüşülürken Sendikamızın Milli Eğitim Bakanı hakkında yaptığı anket meclis kürsüsünden Sendikamızın adı söylenerek ifade edilmektedir.
Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi hizmetlisinin, memurunun, teknisyeninin görevde yükselme sınavı haklarını almalarını ve maddi açıdan ezilen bu kesimin haklarını korumada öncülük etmektedir.
Üniversite çalışanlarının 40+40’ları alması sağlanmış, yetkili olduğumuz üniversitelerdeki şubelerimizin çabaları ile Kurum İdari Kurullarında çalışanların bir çok problemleri çözülmüştür.
Yetkili Sendika olduğumuz Kredi ve Yurtlar Kurumu çalışanlarının maddi durumlarının iyileştirilmesinde katkısı olan sendikamız, Kurum İdari Kurullarında da bir çok problemin çözülmesi konusunda başarılar elde etmiştir.
Yukarıda bazılarını saydığımız, bir çoğunu sayamadığımız güzel şeyler sendikamızın üyeleri, işyeri temsilcileri, ilçe temsilcileri, şube yönetimleri ve Genel Merkezimizin üstün gayretleri ve çalışmaları ile elde edilmiş başarılardır.
Sen üye olmayan sevgili eğitim çalışanı kardeşim! hala neyi bekliyorsun. Önceden belki bahanelerin arasında olan "Sendikalı üye ile sendikasız üye arasında ne fark var" bahanesi de ortadan kalkmıştır. Çünkü bugün sendikalı üyelere alınan 5 YTL’ler Allah nasip eder yetkili olursak gelecek yıl 50 YTL olması içten bile değil.
Sen üye olmayan kardeşim: Şu andaki maddi durumundan memnun değilsen, Bakanın eğitim çalışanına bakışından, her gün değişen Yönetmeliklerden ve Yasalardan memnun değilsen, üç yıldır özlük hakları ve sosyal haklar yönünden kazanç sağladığını değil hak kaybına uğradığını düşünüyorsan, Tayin ve atamalarda haksız ve adaletsizliğe karşı isen, 4 yıldır yetkili sendikanın kazandırdığı hiçbir şeyin olmadığını düşünüyorsan artık Türk Eğitim-Sen’e üye olmaman için hiçbir neden kalmamış demektir.
Haydi hala ne bekliyorsun. Üyelik için sadece bir imzan yeterli.