1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Türk dili konuşan ülkelerin her alanda birliktelik oluşturma süreci başladı. Önce resmi düzeyde birliktelikler oluşturuldu. Buna göre; Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenterler Asamblesi, Türk Kültür Teşkilatı, Türksoy, Türk Konseyi önde gelen kuruluşlardandır. Ancak Türk dünyasında birliği sağlamak için sadece resmi ilişkiler yeterli olmamaktadır. Toplumlarımız arasında var olan duygu birliğini güçlendirme anlamında sivil toplum kuruluşlarının da birtakım işbirliklerin zeminini yaratması gerekiyordu. Zira duygu birliği sağlanmadan oluşturulan birliğin anlamı yoktu, kadük kalacaktı. Bu düşünceyle yola çıkarak Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği Sendikasını kurduk.
UAESEB’in bugün Türkiye ile birlikte Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan, Kosova, Romanya, Makedonya, KKTC ve Irak olmak üzere 9 ülkeden eğitim sendikalarının ve öğretmen örgütlerinin oluşturduğu toplamda 2 milyon çalışanı temsil eden sivil toplum kuruluşudur. UAESEB, hem gücü ve üye sayısı hem de niteliği itibariyle Türk dünyasında tek ve en güçlü eğitim birliğidir.
Merhum İsmail Gaspralı’nın ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ şiarı biz eğitimcilere emanettir. Bu noktada UAESEB, dilde, fikirde, işte birliğin ete, kemiğe büründüğü bir sivil toplum kuruluşudur. Önümüzdeki yıllarda birliğimizin genişleyeceğine ve faaliyetlerimizle kutup yıldızı gibi yol gösteren bir sivil toplum kuruluşu olarak yola devam edeceğimize inanıyorum.
Türk Eğitim-Sen ve UAESEB’in 2016 yılından beri ortaklaşa bilimsel kongreler düzenlemiştir. Bu kongrelerde bilimsel işbirliği ve bilgi paylaşımında bulunduk. Türk Dünyası içinde yer alan iletişim ve kaynaşma süreçlerine büyük katkılar sağlıyoruz. Bu kapsamda Türk Eğitim-Sen ve UAESEB olarak; 2016 Yılının UNESCO tarafından Hoca Ahmet Yesevi Yılı ilan edilmesi nedeniyle 1-4 Aralık 2016 tarihlerinde Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi’ni düzenleyerek başlatmış olduğumuz Türk Dünyası’na yönelik uluslararası kongreleri, 7-10 Aralık 2017 tarihleri arasında Uluslararası Türk Dünyası Mühendislik ve Fen Bilimleri Kongresi, 6-9 Aralık 2018 tarihinde 2. Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi, 7-10 Kasım 2019 2. Uluslararası Türk Dünyası Mühendislik ve Fen Bilimleri Kongresi ile devam ettirdi. “2020 Bilge Tonyukuk Yılı” anısına 3. Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi düzenledi. Bu anlamda eğitim sendikalarımız arasında yapılan bu faaliyetler eğitim ve bilim hayatımıza çok önemli katkılar sunmaktadır.
21. Yüzyılın Türk asrı olacak ve Türk varlığının her alanda tarihin akışına yön verecektir. UAESEB’in bu şuurla faaliyetlerini ortaya koymuştur. UAESEB olarak Türk dünyasını ilgilendiren her konuya müdahil oluyoruz. Bu minvalde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin müstakil ve bağımsız devlet olarak tanınması konusunda tüm ülkelere çağrımızı yineliyoruz. Kıbrıs’ta federasyon ya da başka modellerde bir yönetimin imkânı kalmamıştır, süreç bitmiştir. KKTC müstakil ve bağımsız devlet olarak tanınmalıdır.
Doğu Akdeniz’de hem Türkiye’nin hem de KKTC’nin egemenlik haklarının sonuna kadar takipçisi olacağız. Tabir yerindeyse bizim mahallemizde başkalarının at koşturmasına tahammülümüz yok. Doğu Akdeniz ile ilgili her karar Türkiye ve KKTC ile birlikte alınmalıdır.
Suriye ve Irak’ta yaşanan savaş, iç çatışmalar ve terör nedeniyle evlerinden, yurtlarından edilmiş tüm soydaşlarımızın selametle yurtlarına dönmesi için hem Türkiye’nin hem de bölge ülkelerinin gerekli adımları atılmalıdır. Doğu Türkistan’da yaşanan zulmü de şiddetle telin etti. Doğu Türkistan’da Çin Komünist Partisi’nin yönetim anlayışının sonucu olarak yüz binlerce soydaşımızın sözde eğitim kampları adı altında asimilasyona tabi tutulmuştur. Tüm dünya ülkelerinin ve uluslararası kuruluşların Çin’de yaşanan insanlık ayıbına dur demesini istiyoruz
Karabağ’da 30 yıl sonra gelen zaferin mutluluk uyandırmıştır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in şahsında bu tarihi zafere imza atan, katkıda bulunan soydaşlarımızı kutluyoruz. 30 yıl önce işgal edilmiş Karabağ’da 1 milyonu aşkın soydaşımız göç etmek durumunda kalmıştı. Çok şükür yaklaşık 3 ay önce Karabağ özgürlüğüne kavuştu. Bundan sonraki beklentimiz Karabağ’ın her santimetrekaresinde Azerbaycan egemenliği kurulana kadar bu mücadelenin ve onurlu duruşun devam ettirilmesidir.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi)’nin uluslararası örgüt hüviyetinde yola devam etmesi ve Türkistan’ın Türk dünyasının manevi başkenti olarak ilan edilmesi çok doğru bir karardır. Türk Konseyi mensubu ülkelerimizin devlet başkanlarına tüm Türk dünyası adına teşekkür ediyorum.