Sendika yöneticilerimiz ve üyelerimizin gerçekleştirdiği eylem sonrası, sayın Bakan çok alınmış olmalı ki başkanlarımız savcılığa çağırılarak ifadeleri alınmıştır. Bu yüzden açılacak her dava, verilen her ifade başkanlarımız ve yöneticilerimiz için şereftir.
Bursa Şube başkanımız ifade verdikten sonra basına yaptığı açıklamada;
Bakanı kamu çalışanları adına mısır atarak protesto ettik. Mısır bu manada Sayın Kemal Unakıtan ile birlikte anılır oldu. Biz bu protestomuzu 5 yıla yakın süredir kamu çalışanlarının ekonomik sosyal ve demokratik haklarını bu iktidarın vermemesinden dolayı gerçekleştirdik. Yaptığımız eylem ve protesto hakaret içermedi, fiziki saldırı yoktu. Buna rağmen Cumhuriyet Savcılığı’nın emri üzerine emniyetin çağrısıyla ifade vermeye geldik. Avukatla içeri gireceğiz. Demokratik haklarımızı kullandık. Bu eylemin akabinde sayın bakan salonda yaptığı konuşmada ‘kervan yürür’ anlamında bir cümle kullandı. Toplumda bunun ne manaya geldiğini herkes biliyor. Bu cümleyi bu üslup noktasında biz kullanmayacağız. Biz devlet memurlarıyız, devlet terbiyesi görmüş insanlarız. Bakandan da devlet umuru göstermesini isterdik. Ancak kervanın nasıl yürüdüğünü, kimlerin ne noktaya düştüğünü Türk Milleti yakın dönemde görecek. Biz haklarımız noktasında Ak Parti iktidarını yasal zeminlerde protesto etmeye devam edeceğiz" demiştir.
Sayın Bakan; Hem her şeyi “babalar gibi” satacaksın, “babalar gibi” kamu çalışanının mağdur edeceksin, “babalar gibi” bütün yolsuzluk dosyalarını aklayacaksın, çıkacaksın kürsüye “babalar gibi” “kervan yürüyor” diye konuşacaksın, hoşunuza gitse de gitmese de artık “babalar gibi” eylemlerimize dayanacaksınız. Siz konuşacaksınız bizim "eylem kervanımız" yürüyecek.
Biz başkanlarımızın ve idarecilerimizin sonuna kadar arkasındayız. Artık sayın bakan ve diğer Bakanlar nereye giderse gitsin bu tür eylemlerimizle muhatap olacaktır.
Çünkü sendikalarla yapılan Toplu Görüşmelerde kamu çalışanını sefalete mahkum eden AKP hükümetine “Başınızı ağrıtacağız” demiştik.
Biz sözümüzde duruyoruz, duracağız…
Kemal Unakıtan nelerle tanınır?
Çeşitli şirketler yönettikten sonra bakan olana kadar geçirdiği soruşturmalarda resmi mercilere yalan bilgi vermek, dolandırıcılığa yardım etmek, naylon fatura kullanmak, evrakta sahtecilik, özel nitelikli dolandırıcılık, zimmet, emniyeti suiistimal, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve Bankalar Yasası’na muhalefetle suçlanmış, yargılanmıştır.
Bakan olunca yaptığı ilk icraatlardan biri, "Mali Milat" uygulamasına son vermesi ve "Nereden Buldun" diye bilinen yasal düzenlemeleri Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuna rağmen ikinci kez Köşk’e gönderip kaldırmasıdır. Vergi Barışı Kanunu’yla da 31 Ağustos 2002 tarihinden önce işlenen suçlar hakkında suç duyurusunda bulunulmamasını, açılmış bulunan davaların ortadan kaldırılmasını ve kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının da infaz edilmemesini sağlamıştır.
Bütün bunların anlamı şudur: Bu yasalarla başkalarıyla birlikte, "kendini de affeden bakan" olarak Türkiye tarihine geçecektir. Herkes itiraz edebilir ama onun "abdestinden şüphesi yoktur." Üstelik muhalefet ve medya Unakıtan’ın üzerine giderken, Başbakan Erdoğan tersine, özelleştirme İdaresi’ni de bağlayarak "abi"sini ödüllendirir. Belli ki onun da Kemal abisinin abdestinden şüphesi yoktur.
Peki Türk Milletinin de şüphesi yok mudur acaba?