Dünya üzerinde iz bırakmış milletlerin tarihini inceleme imkânı bulanlar; onların kurmuş olduğu devletlerin yükseliş ve çöküş dönemlerinin hep nitelikli insan varlığının sayısı ile doğru orantılı olduğunu dile getirmektedir. Bu milletler içinde Türk milleti dünya tarihi ile yaşıt olması bakımından önemli bir referans noktası olarak değerlendirilmektedir. Türk tarihinin parlak dönemlerini incelediğimizde hazırlık sürecinde mutlaka eğitim sistemi, bilimde ve fende elde edilen başarıların doğrudan etkisi olduğu görülmektedir. Bunun yanında insan kaynağına yapılan yatırımın en önemli parçası olan eğitim öğretim sisteminin inşa etmiş olduğu adanmış ve nitelikli insan gücünün liyakat ve ehliyetle birleşmesi ile devletlerin altın çağları vücut bulmuştur. Bunun aksinin tecelli ettiği durumlar ise maalesef ki hem dünya tarihinde hem de Türk tarihinde devlet sistemlerinin bozulması, ekonominin çökmesi, ordunun bozulması gibi çarpıcı örneklerle milletlerin serüvenlerinde yerlerini almıştır.
Tarihin bir cilvesi olarak tekerrür etmesi yadsınamaz bir gerçektir. Yalnız akıllı milletler hatalarından ya da geçmişteki tecrübelerinden ders alarak tarihin menfi tekerrür etmesine mani olma kudretine sahiptir. Türk milleti de küllerinden yeniden doğmakta, kendisi için hazırlanan kefenleri parçalayıp, tabutları kırarak varlığını sürdürmek noktasında göstermiş olduğu olağanüstü başarılarla kendini emsallerinden öne çıkarmaktadır. Saka, İskit, Hun, Göktürk, Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti,… gibi birkaç tanesinin ismini ifade ettiğimiz; Türk devletlerin tamamında askeri üstünlüğün geri planında o başarıyı tesis ve muhafaza eden eğitimli insan gücünün varlığı muhakkaktır. Ordunun cephede kazandığı başarıyı besleyen, bir yenisine ve daha büyüğüne taşıyan eğitimdir.
100 Yıl Önce Cumhuriyete Giden Yolda I. Maarif Kongresi:
Türk milletinin cephede kazanmış olduğu başarının eğitimle kalıcı kılınmaya çalışıldığı tarihi hadiselerden birisi de 15 Temmuz 1921 tarihinde toplanan 1. Maarif Kongresi’dir. Türk bağımsızlık hareketinin en yoğun silahlı mücadelesini vermiş olduğu bir dönemde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, cephede kazanılacak zafere Türk milletinin ne kadar inandığını göstermek; savaş sonrası kurmayı planladığı genç Türkiye cumhuriyetinin yol haritasını belirlemek için bu kongreyi toplamıştır. Savaşın bu kadar yoğun olarak cereyan ettiği, düşmanın Polatlı’ya kadar geldiği, top seslerinin Ankara’dan dahi duyulduğu ifade edilen bir dönemde bu denli bir kongreyi toplamasına ilişkin çeşitli tenkitlere de maruz kalmıştır. O bu tenkitlere; “Harp ve maarif cephelerinin ikisinde de faaliyet var. Millî ordu vatandan düşmanı, muallim ordusu da cehalet ve zulmeti kovalayacak.” şeklinde bir karşılık vererek maarif ordusunun ne kadar ulvi bir görev ifa edeceğinin parolasını da vermiştir.
I. Dünya Savaşında ona yakın cephede savaşan Türk milleti, Çanakkale başta olmak üzere bunların önemli bir kısmında büyük zaferler kazanmasına rağmen Mondros Mütarekesi ile yenik sayılarak işgale maruz kalmıştır. Bu işgale karşı direnen Türk milleti bağımsızlık mücadelesine girişmiştir. Hem I. Dünya savaşı hem de Milli Mücadele dönemi milletimiz Türk topraklarını kanla sulayarak şehadet şerbeti içerken; yetişmiş insan kaynağının önemli bir kısmını da kaybetmiştir. Savaş sonrası bu toplumun yeniden ayağa kalkması ihtiyaç duyacağı eğitimli insan gücünü tekrar kazanabilmesi için eğitime çok büyük işler düşeceği Atatürk tarafından da görülmüştür. Onun için TBMM’nin açılışından hemen sonra 6 Mayıs 1920’de Maarif Vekilliği kurulmuş, 25 Mayıs 1920’de alınan bir diğer karar ile öğretmen ve öğrencilerin askerlik yükümlülükleri ertelenmiştir. Bu iki hadiseyi takip eden Maarif Kongresi’nin toplanması ise bu adımların rast gele atılmadığı; ustaca bir planlamanın neticesinde vücut bulduğunu göstermektedir. Atatürk ve Türk milletinin aydınları, bağımsızlık sonrası kalkınma üzerine planlamanın en önemli göstergelerinden birisi olan bu kongreyi toplayarak; hem iç hem de dış kamuoyuna bu zaferin kazanılacağını hatta bizim için cephe savaşının bitmek üzere olduğunu göstermek istemiştir. Türk milletinin eğitimcileri ve onlara emanet edilecek Türk Gençliğinin bütün zorlukların üstesinden geleceğini ve memleketi hızla mamur hale getireceğine inancını her zaman göstermiştir. Atatürk; ““Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki payansız muhabbetim değil; bu günün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ziya serpmeye ve aramağa çalışan bir gençlik gördüğümdendir” sözleriyle de Türk gençliğinin benliğinde beslediği necip değerleri eğitim ve öğretimle taçlandırma imkânı olduğu zaman, bütün zorlukların kısa sürece aşılacağını dile getirmiştir.
Atatürk’e göre milli eğitim bağımsızlık mücadelesi kadar önemlidir. Maarif Vekaleti kurulup çalışmalarına başladıktan sonra önemli çalışmalar yapılmış, dönemin şartlarına göre büyük çalışmalar yapılmıştır. Bu kapsamda milli eğitim politikasının temel amaçları belirlenmiş, ilk planlı faaliyet olarak mevcut okulların açık tutulması ve iyi idare edilmesi hedeflenmiştir. Atatürk’ün 1923’te kurulacak genç Türkiye Cumhuriyeti ve onun ekseninde vücut bulacak yeni oluşumda öğretmenlerin rolü ve önemini en baştan beri önemseyerek savaş esnasında bir “Maarif Kongresi” tertiplenmesini istemesi de öğretmenlerin o günkü toplumsal konumu ve değerini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Öğretmenlerin en az cephe gerisindeki milli ruhu ve manevi enerjiyi yüksek tutması kadar, eğitim öğretimin kendini yenileyebilmesi ve yeni bir hukuki çerçeve içerisinde devamlılığının sağlanması için atılması gerekli adımları belirlemesi bakımından da “Birinci Maarif Kongresi” oldukça değerlidir.
Kongrenin önemli bir kısmında ilk ve ortaöğretim kademelerinin hedefi ve programı hakkında tartışmaların yapıldığı bu kongrede Atatürk, eğitim için harcanan çabaların gelecekteki eğitimin temellerini atmaya yetmeyeceğini; gerekli vasıtalara sahip olununcaya kadar geçecek olan devrede itina ile çizilmiş bir eğitim programı uygulanıp eğitim örgütünün en verimli şekilde çalıştırılması gerektiğini ve bu hususta Türk milletinin eğitimcilerine büyük görevler düştüğünü ifade etmiştir. Maarif Kongresi, yurdun her tarafından gelen 250’den fazla erkek ve kadın öğretmeni bir araya getirmiştir. Kongreyi Mustafa Kemal cepheden gelerek açmış ve çok önemli bir açılış konuşması yapmıştır. Hâkimiyet-i Milliye gazetesi, daha önceki iki İnönü savaşı ve başlamak üzere olan Sakarya savaşını kastederek, “Mustafa Kemal Paşa, Üçüncü Yunan taarruzunun en ateşli zamanında muallim ordusunun gelecek vazifesiyle meşgul bulunuyor. Bu asil ve yüce örnek Türk tarihinin benzeri ender bulunan kıymetli hatıralarından biri olacaktır.” Diyerek kongrenin ne kadar önemli olduğunu okurlarına duyurup, arşivlere not düşmüştür. Atatürk, Maarif Kongresi’ni bizzat kendisi açmış ve katılıp notlar almıştır. Kongreye ilişkin kaynaklarda Atatürk’ün, İşte biz bu toplantınızdan içinde bulunduğumuz koşullar çerçevesinde ulusa, yeni bir sanat ve bilim göstermek ve yeni kuşağı o yolda yürütmek için önder olmak gibi kutsal bir yararlılık beklediğini ifade etmiştir. Dönemin şartlarına göre hem eğitimi planlamak hem de bu planlama için gerekli istatistiki verilerin alınması gibi katkıları olan bu kongrede, Türk devletinin geleceğine dair planlamalar, çağın gerekleri ve ülkenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ihtiyaç olan mesleki ve teknik eğitimler burada planlanmış ilk 5 yıllık ilk okul bu kongrede masaya yatırılmış ve kabul edilmiştir.
Kadın ve erkek öğretmenlerin birlikte katıldığı, ülkenin nüfus, genel ahval ve kalkınmışlık düzeyleri ile ilgili olarak da bilgilerin toplandığı kongre; “Muallim ve Muallimeler Cemiyetleri Birliği” tarafından icra edilmiştir. İşgal altında olmayan illerin (40 civarında) Maarif Müdürleri, Lise müdürleri, öğretmenler, maarif müfettişleri, Tercüme görevlileri, gazete temsilcileri gibi eğitimciler katılmıştır. Kongreye katılanlarla ilgili kesin sayı belirli değildir. Ayrıca listesi de elde henüz bir kaynakta tespit edilmemiştir. Yahya Akyüz, Hakimiyet-i Milliyenin 1921 tarihli haberini kaynak göstererek kongreye 250’den fazla erkek ve kadın öğretmen, okul müdürü ve maarif müdürünün katıldığını yazmaktadır. Kongreye katılanlar arasında bayanlarında olduğu bilinmektedir, ancak sayıları hakkında kesin bir bilgi yoktur. Haberlerde adı geçen üç kadın vardır.
100. Yılında Aynı Ruh ve Heyecanla II. Maarif Kongresi:
1921’de Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’nin Türk eğitim tarihi açısından önemi büyüktür ve milli eğitim ve kültür politikalarının mihenk taşını oluşturmaktadır. Nasıl ki bu kongre 1923’te kurulacak Cumhuriyetin yol taşlarını döşedi ise 100. yılında aynı ruh ve heyecanla düzenleyeceğimiz II. Maarif Kongresi de tam 100 yıl sonra 2023 ve sonrası için Türk milletinin aydınlık yarınlarına yol haritası sunmayı amaçlamaktadır. 100 yıl önce Türk devletinin bağımsızlığı, Türk milletinin bekası için kaygı duyan Muallim ve Muallimeler Cemiyetleri Birliği tarafından toplanan kongre, bu gün de bu tarihi görevi zevkle ve onurla üstlenen Türk Eğitim Sen tarafından toplanacaktır. Önüne gelen her meseleyi Türk milletinden yana taraf olarak değerlendiren Türk Eğitim Sen bu tarihi misyonu layıkıyla yerine getirecek donanım ve kadroya sahip olduğunu kongre kapsamında yapmış olduğu çalışmalarla göstermektedir.
Türk eğitiminin içinde bulunduğu durumun detaylı fotoğraflarının çekileceği II. Maarif Kongresi 13-18 Temmuz 2021 tarihinde Ankara’da toplanacaktır. Ancak bu kongrenin toplanmasından önce ülke genelinde belirlenen konu başlıkları dâhilinde eğitim çalışanları ve akademisyenlerin görüş ve önerileri alınmakta; bunlara istinaden ortaya çıkan çözüm önerileri ve 2023 ve sonrasına dair vizyon çalışmaları bir araya getirilerek muhataplarına sunulmaktadır.
Türk Eğitim Sen Genel Merkezi olarak 2. Maarif Kongresi kapsamında 22-24 Ocak 2021 tarihlerinde “Dünyada ve Türkiye’de Güncel Gelişmeler Işığında 2023’e Doğru Dijital Eğitim Çalıştayı’nı”, 17-18 Şubat 2021 tarihlerinde “Ahi Evran’ın Doğumunun 850. Yılı Anısına 2023’e Doğru Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı’nı”, 19-21 Mart 2021 tarihlerinde 2023’e Doğru Türkiye’de Din Eğitimi ve Değerler Eğitimi Çalıştayı’nı, 26-28 Mart 2021 tarihlerinde 2023’e Doğru Türkiye’de Yüksek Öğretim Çalıştayı’nı, 2-4 Nisan 2021 tarihlerinde ise 2023’e Doğru Türkiye’de “Temel Eğitim”, “Özel Eğitim” ve “Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetleri” çalıştaylarını düzenlemiş bulunmaktayız. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme, Öğretmen Yetiştirme ve Müfredat çalıştaylarına yönelik çalışmalarımız da devam etmektedir.
Bununla birlikte mayıs ayında Türk Eğitim-Sen şubeleri koordinasyonu ve ev sahipliğinde öğretmen, akademisyen uzman, yazar ve eğitim alanında çalışan mütefekkirlerle ilçe ve il maarif kongrelerini gerçekleştirerek hazırlanan raporları 13-18 Temmuz 2021 tarihinde Ankara’da görüşerek 1921’deki gibi bir Türkiye raporu hazırlamış olacağız. 2. Maarif kongresi ile ilgili olarak bütün bilgilerin yer aldığı kongre web sitesinde bulunan bildiri gönderme sistemi üzerinden akademisyen ve araştırmacıların Türk eğitimimin bütün alanlarında bildiri kabul etmekteyiz. Böylece hem akademik hem de saha çalışmaları neticesinde elde edilen bilgileri birleştirerek II. Maarif Kongresi sonuç raporları ve bildiriler kitabı olarak muhataplarının kullanımına sunmayı amaçlamaktayız.
II. Maarif Kongresi bünyesinde Türk Eğitim Tarihi, Atatürk Ve Maarif Kongresi Sergisi’de düzenlenecektir. Bu kapsamda arşivleri bulunanlar ve sanatsal çalışma yapan kıymetli sanatçıların eserleri de sergilenecektir.
2023 ve sonrası için yüce bir erek uğrunda düzenlenen bu anlamlı çalışmanın o zor zamanlarda elini taşın altına sokan eğitimcilerin üye olduğu bir cemiyet tarafından yapılması kadar bu etkinliğin Türk Eğitim Sen tarafından 100 yıl sonra aynı amaç, aynı ruh ve heyecanla gerçekleştirilmesi tarihin garip bir cilvesi olarak görülmektedir. Başta Genel Başkanımız Talip Geylan olmak üzere, merkez yönetim kurulu, şube yönetimleri, teşkilatları, üyeleri ve gönüllüleri ile Türk Eğitim Sen üstlenmiş olduğu tarihi misyonu layıkıyla yapabilecek donanım ve inanca haizdir. 2023 ve sonrası Türk asrına inanan, Türk eğitim sisteminin tedavisi ve çağın gereklerine göre hazırlanması amacına yürüyen herkese açık olan II. Maarif Kongresi Türk Eğitimine önemli katkılar sunmaya namzettir, bütün ilgilileri bu kongrede olmaya davet ediyoruz.