Milli Eğitim Bakanlığı, Hüseyin ÇELİK döneminde, 2007 yılında bir düzenleme yaparak öğretmenlerin ek ders hesaplama yöntemini keyfi olarak değiştirmiş ve öğretmenlerin ek ders almaması esası üzerine yeni bir ek ders hesaplama yöntemi getirmişti.
Sendika olarak, 27 Nisan 2007 tarihinde ülke genelinde yaptığımız eylemlerle bu haksızlığa büyük bir tepki göstermiştik. Bunun üzerine, yaklaşan genel seçimleri de düşünen eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK, 22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinden önce öğretmenlere “ayda 4 kez sevk alınması halinde ek ders ücretinin kesilmeyeceği” doğrultusunda bir düzenleme yapmıştı. 4 Kez sevk alınması halinde ücretin kesilmemesi konusunda öğretmen ve sendikaların bir talebi bulunmamaktaydı. Talebimiz, ek ders hesaplanma yönteminin 2007 tarihinden önceki usulle yapılmasıydı.
Bu düzenlemeyi kafasına göre kendisi yapan Hüseyin ÇELİK daha sonra “istismar ediliyor” şeklindeki ve öğretmenleri zan altında bırakan bir gerekçeyle, kimsenin talebi olmayan, kendi getirdiği bu yöntemi değiştirdi ve bir sevk almak zorunda kalan öğretmenler neredeyse o haftaya ait tüm ek ders ücretlerini kaybetme noktasına geldi ve ek ders ücretlerinde ciddi azalmalar oluştu.
Sendikamız, MEB’e yazılı başvuru yaparak bu haksızlığın giderilmesini ve 2007 öncesindeki yıllardır uygulanan ve hiçbir problem doğurmayan ek ders hesaplama yöntemine dönülmesini istedi. Ancak, MEB bu konuda her zaman olduğu gibi inadını sürdürdü.
Bu gelişmeler üzerine konuyu yargıya taşımak zorunda kalan Türk Eğitim Sen, açmış olduğu davayı kazanmıştır. Buna göre, ayda dört günü geçmemek üzere ayakta tedavi için sevk alan öğretmenlerin ek ders ücreti kesilmeyecektir.
Danıştay İdari Dava Daireleri kararında, “değişikliğin istismar edildiğinin görülmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiğini belirtmekte iselerde; bir eğitim ve öğretim dönemi bile uygulanmaksızın bu hakkın veriliş amacının istismar edildiğini gösterir haklı ve geçerli herhangi bir somut bilgi ve belge sunulmadan tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
Bu karar üzerine MEB Personel Genel Müdürlüğü 81 il Valiliğine bir yazı yazarak, yargı kararı doğrultusunda ayda dört’e kadar sevk alınması halinde ek ders ücretlerinde kesinti yapılmayacağını da bildirmiştir.
Oy çokluluğu ile alınan bu karar, öncelikle öğretmenlerin uğradığı haksızlığı sona erdirmiştir. Ayrıca bu karar, kazanılmış haklarının eğitim çalışanlarının ellerinden alınmasının önüne geçilmesi açısından oldukça önemlidir.
İrade dışı oluşan hastalık nedeniyle eğitim çalışanlarımızın ekonomik ve mali haklarının ellerinden alınması hem insan haklarına hem de kamu yararına aykırıdır. Bu anlamda, eğitim çalışanlarımızın sağlık-yaşam hakkı (ayakta tedavi) ile mali hakları (ders ücreti) karşılaştırıldığında, yaşam hakkı üstün tutulması gereken değerler arasındadır. Bu nedenle söz konusu karar, eğitim çalışanlarımızın iradesi dışında oluşabilecek ayakta tedavi sebebiyle ders ücretinin kesilmesine yol açılması yönündeki haksızlığı ortadan kaldırmıştır.
Dört sevk alınması durumunda ek derslerin kesilmemesi isteği sendikamıza ait değildir. Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun da böyle bir talebi olmamıştır. İşin bu kadar karışmasının tek sebebi Milli Eğitim Bakanlığı ve eski Bakan Hüseyin ÇELİK’dir.
Türk Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sayın Nimet ÇUBUKÇU’dan, ek derslerle ilgili problem olan diğer konuların da, sendikamızın talepleri göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesini istiyoruz.
Bu yargı kararının ardından, 10.05.2008 tarihinden bu yana, dört sevkten fazla almadığı halde ek ders ücretleri kesilen tüm öğretmenler, kesilen ek ders ücretlerini yasal faiziyle birlikte idareden talep edeceklerdir. Verilen dilekçelerin ardından ek derslerin iade edilmemesi halinde, yargı yolu açıktır. Sendikamız bu konuda mağdur olan öğretmenlerimize gerekli hukuki yardımı sağlayacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.