“Evleri yuvaya dönüştüren, toprakları nimet yapan annelerimizin hakkını ne yapsak ödeyemeyiz” diyen Genel Başkan Geylan, “Dara düştüğümüzde herkes kapısını kapatsa, sadece analarımızın kapısının kilidi açıktır bizlere” dedi.
Geylan açıklamasında şu satırlara yer verdi;
“Mazide kalan hatıra gibi
Şefkatli kollarını aç bana anne.
Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık
Üşüdüm, üstümü örtsene anne.
Yanımda olmanı ne çok isterdim
Dizine yatıp da uyurdum anne.
Dilimde dua gözümde rüyasın
Seni çok özledim, hasretim anne.
Uyandım uykudan aradım seni
Sağıma soluma bakındım anne.
Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık
Üşüdüm, üstümü örtsene anne.
Unutulmaz sanatçımız Zeki Müren’in de dizelerinde ifade ettiği anne sevgisi ve anne hasreti bambaşka bir duygudur. “Ana” yoksa başını okşayacak, gece ninniler, masallar söyleyecek kimsen olmaz, öksüzdür her tarafın. Sözlüklerde “anne sevgisinin” tarifi yalın kalır. Bizler biçare iken, cennet ayaklarının altında olan analarımızın mertebe-i kemaline ulaşmak ne mümkün. Kültürümüzde annelere verilen değer nedeniyle yaşadığımız topraklara “Anadolu” deriz. Bizi yaşatan, büyüten, doyuran, barındıran topraklar gibidir ana… Diğer bir adı berekettir Anadolu’nun, tıpkı yüreklerimizde karşılıksız sevginin, şartsız merhametin adının “ana” olması gibi.
Nice yiğitler doğuran analarımızın fedakarlıkları sayesinde vatan toprağında özgürce yaşarız, bayrağımız ezan seslerinin arşa yükseldiği semalarda özgürce dalgalanır. Kılına zarar gelse dünyaları yakan analarımız, söz konusu vatan olunca, kınalı kuzularını bağrına taş basarak yollar vatan görevine. Bilinmez ki, vatan hainlerinin kahpe kurşununa evlatlarını feda etmiş analarımızın yaşadığı acı ne dayanılmaz, duyduğu özlem tarifsizdir. Ondan dolayı, annesini kaybeden yavrular öksüz olurken, yavrusunu kaybeden anneleri hiçbir kelime tanımlayamaz.
Evleri yuvaya dönüştüren, toprakları nimet yapan annelerimizin hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Huzur bulduğumuz, şefkatine sığındığımız yüreklerinden beslenerek, şifa buluruz. Dara düştüğümüzde herkes kapısını kapatsa, tek analarımızın kapısı kilitsizdir bize.
Ne acıdır ki, hayat telaşı içinde zaman zaman ihmal ettiğimiz annelerimizin hayatımızdaki yerini, onları kaybettiğimiz zaman anlıyoruz. 6 Şubat 2023 günü yaşanan büyük deprem felaketinde pek çok vatandaşımız da annelerini kaybetti; anne adayı nice kadınlarımız enkaz altında son nefesini verdi. Hayatın akışı içinde fark etmediğimiz, bazen de ihmal ettiğimiz güzellikler birkaç saniyelik ani bir felaketin ardından kayıp gidiyor ellerimizin arasından. Bu yüzden annelerimiz hayatta iken kıymetlerini bilmemiz, ihtiyaçlarını karşılamamız gerekir. Hayat mücadelesi içinde bu sene de belki annelerimizden uzak bir anneler gününü yaşayacağız. İnşallah anne hasreti çeken evlatlar, evlat hasreti çeken analar birbirine kavuşur, hasretleri son bulur.
Türkiye Kamu-Sen olarak başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimize minnet duygularımızı bir kez daha ifade ediyor, deprem nedeniyle hayatını kaybeden annelerimizi saygıyla anıyor, hayatta olmayanlara Allah’tan rahmet diliyoruz. İnsanlığın kurtuluşunun anne sevgisini ve ana yüreğini anlamaktan geçtiğine inanıyoruz. Annelerimizin hayır dualarına en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, yüreklerimizi sızlatan ana kokusunun hasretiyle tüm annelerimizin ellerinden öperiz”