Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı Bircan AKYILDIZ;“Kamu çalışanlarına yapılan ek ödemelerin şeklini etik bulmadıklarını, ”bu çalışmanın sendikalarla bağlantısının bulunmadığı” açıklamalarının doğru olmadığını dile getiren Akyıldız, bu konuda önceki toplu görüşmelerde sağlanmış ciddi mutabakat bulunduğunu kaydetti. Akyıldız, ”Bu açıklama bizleri üzmüştür. Ek ödemelerin, toplu görüşmeler sürerken açıklanması doğru olmamıştır. Kapalı kapılar ardında çalışma yapıp, uygulama alışkanlığından vazgeçilmelidir. Bunu etik bulmadığımızı, kamu çalışanlarını üzdüğünü belirtmek istiyorum” dedi.
Akyıldız, ek ödemelere ilişkin düzenlemenin kamu çalışanlarının temsilcileriyle hazırlanmasının önemine işaret ederek, ”Bu sağlansaydı, şube müdürleri, diyanet, sağlık, tarım kesiminde çalışanlar ve özellikle emekliler açısından üzüntü yaratan problemler yaşanmayabilirdi” diye konuştu.
Siyasi iradeden, mali ve sosyal haklarla ilgili kamu çalışanlarına ayrılan payın açıklanmasını istediklerini ancak şu ana kadar mali programdaki bilgiler dışında ellerinde veri bulunmadığını belirten Akyıldız, şunları kaydetti:
”Türkiye Kamu-Sen, bugüne kadar bir rakam açıklamamıştır ancak görünen odur ki biz yine talep edeceğiz, taleplerimiz üzerinden pazarlık yapma alışkanlığını siyasi irade devam ettirecek ve bir noktaya kadar bunu çekmeye gayret edecektir. Türkiye Kamu-Sen olarak 2009 yılında özellikle taban aylığa yansımak üzere 100+ 100 YTL’lik bir artışın yapılmasını istiyoruz. Yine emekli dul, yetimlerinin, köy korucularının ve üst düzey bürokratların maaşlarını etkileyecek yüzde 5+ 5’lik bir zammın yapılmasını istiyoruz.”
Akyıldız, 930 bin sendikalı kamu çalışanının hakkını korumak zorunda olduklarını vurgulayarak, bu nedenle sendikalı kamu çalışanlarına brüt asgari ücretin 1/12’si tutarında ”sendika ikramiyesi” ödenmesini istediklerini söyledi. Akyıldız ayrıca, giyim, yiyecek, ulaşım yardımı gibi konuları da pazarlık konusu yapmak istediklerini ifade etti.
Vergi dilimlerinin genişletilip, vergi oranlarının düşürülmesi talebini dile getiren Akyıldız, enflasyon farkı konusunda da 3 ayda bir mahsuplaşmanın sağlanmasının daha faydalı olacağını söyledi.
Toplantıda, daha önceden ilan edilen gündem maddeleri görüşüldü. Bu kapsamda geçmiş yıllarda üzerinde çalışılan ve takip edilmesi gereken konular tespit edildi. Her maddeyle ilgili Sendikalar ve kamu işveren kurulu fikir beyan ettiler. Uzlaşıya varılan konular belirlendi.
Türkiye Kamu Sen Genel Sekreteri ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK, gündemde ki maddelere ilişkin görüş ve tekliflerini açıkladı. Koncuk konuşmasında özetle şunları söyledi;”Mali ve sosyal haklar açısından eğitim çalışanlarının mevcut durumu içler acısıdır. Çalışanlar, aldıkları ücretle bırakınız mesleki ve kişisel anlamda kendilerini geliştirebilme imkânına sahip olmayı, asgari geçim standardını bile yakalayamamışlardır. Eğitim çalışanları ekonomik soykırımla karşı karşıyadır. Bu çalışanların, Öğretmenlerin, hizmetli, memur, üniversite ve yurt kur çalışanlarının insanca yaşayabilecekleri ve bilgi çağının gerektirdiği donanımlara sahip olabilecekleri bir ekonomik seviyeye kavuşturulmaları artık zorunluluk haline gelmiştir.
Eğitim çalışanlarının kimseye muhtaç olmadan, insanca yaşayabileceği bir ücret belirleme çalışmaları hemen başlatılmalıdır, diye düşünüyorum” dedi, Ek ödemeler konusunda ise “Eşit işe eşit ücret uygulaması ileriden beri bizim savunduğumuz düşüncedir. Adil bir ücretlendirme sisteminin kurulup sürdürülmesinde, aynı işi yapan ve aynı seviyedeki çalışanların eşit ücretlendirilmeleri önemlidir. İyileştirme çalışmalarında bu minval üzereydi. Aynı eğitime sahip, aynı işi yapan ve aynı statüde çalışan kişilerin, kurumlarının farklı olması sebebiyle farklı maaş almasının önüne geçilmesi hedefleniyordu.
Aksamalar vardır. Haksızlıklar olmuştur. Bugün söylenenler yerine getirildi mi dediğimizde çok çalışan uygulamalardan memnun kalmamıştır. Daha önceden denge tazminatı alamayan Eğitim Uzmanları, Şefler, İl Milli Eğitim Müdürleri, Şube Müdürleri ek ödemeden de mahrum bırakılmıştır. Maaşlarda diğer çalışanlara göre ve diğer kurumda aynı görevi yapanlara göre düşmüştür. Amir, memurundan daha az ücret alır duruma gelmiştir. Hiyerarşik yapı bozulmuştur. Bu çalışanların maaş ve diğer sosyal hakları iyileştirilmelidir. Ek ödeme döner sermaye alan çalışanlara ödenmemektedir. Her döner sermaye alan çalışanlar arasında fark vardır. Mesleki ve Teknik eğitim kurumlarında döner sermaye alanlar ek ödemeden yararlanamamaktadır. Bu çalışanlar mesai dışında iş üretiyorlar. Cumartesi, Pazar günü çalışarak üretim yapıyorlar.
Diğer çalışanlar gibi normal vakitlerde çalışıp, döner sermayeden pay alanlar gibi değiller. Bu çalışanların durumları düzeltilmelidir. Diğer bir konu, fazla mesai ve nöbet konusudur. Bu konuda diğer kurumlarda olduğu gibi uygulanmalıdır. Fazla mesai yapan ve nöbet tutanlara yaptıkları görev karşılığında ücreti ödenmelidir.”dedi. Komisyonlarda sendikaların bulunmasıyla ilgili olarak,”4688 Sayılı kanun gereğince memuru ilgilendiren bütün komisyonlarda yetkili sendika temsilcisi bulunmalıdır.
Buna karşı çıkanlar oluyor, bunları anlamakta güçlük çekiyorum. Milli Eğitim Bakanlığı bizi dinlemiş olsaydı yönetici atamaları bu hale gelmezdi. Yönetmelikleri birlikte hazırlayalım istedik. Atama komisyonlarında yetkili sendika bulunsun dedik. Amaç her türlü uygulamanın çalışanları memnun etmesini amaçlamaktı, yönetimin şeffaf olmasını sağlamaktı. Maalesef uygulamalar hakkaniyette uygun yapılmadığından birkaç kişi sevinirken yüzlerce çalışanda üzülmüştür. Çalışanın şevki kırılıyor. Devlete, yöneticiye, yönetenlere, siyasetçiye güvenmiyor. Güven bunalımı yaşanıyor.”dedi.
Vekâleten görevlendirmelere ilişkin olarak,”Eğitim kalitesinin sorunları, aslında eğitim yönetimi sorunlarına bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Eğitim yöneticiliğinin amacı, Türk Milli Eğitiminin temel ilke amaçları doğrultusunda eğitime katkı vermektir. Yönetim görevini ise, adil, tarafsız bir şekilde sürdürmektir. Maalesef Eğitim kurumlarımız bu anlayış dışında yönetilmektedir. Niçin derseniz Bakanlığımızın yönetici atama yönetmeliği şeffaf bir anlayışla hazırlanmadığından dolayı sürekli yargıdan geri dönmüştür. İstenilen bir yönetmelik çıkarılmadığından dolayı, yönetim görevi vekâlet, geçici ve tedviren görevlendirilenlerle yürütülmektedir. Bu konuda 59 il üzerinde araştırmamız olmuştur. Bu illerimizde 16 bin 488 eğitim çalışanının görevlendirildiğini tespit ettik.
Bu görevlendirmeler yapılırken neye göre yapıldığı da belirsizdir. Bu uygulama maalesef çalışanların huzurunu kaçırmıştır. İş barışı bozulmuş, gruplaşmalar yaşanmıştır. Artık Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim yöneticiliği konusunda meseleye objektif yaklaşmalıdır. Bakanlık, eğitim yöneticilerini, teknolojiyi takip eden, bilimsel tutum ve davranış gösteren, toplam kalite yönetimi karşısında yeni roller üstlenilmesi gerektiğinin bilincinde olan, şeffaf, tarafsız bir yönetim anlayışını geçekleştiren bir anlayışı ortaya koymalı bu çerçevede yönetici atama yönetmeliğini buna göre düzenlemelidir. Vekâleten görevlendirme, geçici görevlendirmede olacaksa kısa süreli olmalı, bunun da kriteri belirlenmelidir” dedi.
Hükümet ile kamu çalışanları konfederasyonları arasında yürütülen toplu görüşmelerin ikinci turu sona erdikten sonra taraflar kameraların karşısına çıktı. Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, toplu görüşmelerde mali konuların 25 Ağustos’ta yapılacak 3. toplantıda gündeme geleceğini bildirdi.
Başesgioğlu, toplu sözleşmelere de işaret ederek, “Bu konuda, Anayasal sistem içerisinde yasalar içerisinde ne yapılabilir. Önümüzdeki süreçte bunları da görüşeceğiz, tartışacağız ve o toplu görüşmeleri dünya standartlarına uygun, sağlam zeminlere oturtma gayreti içerisinde olacağız” dedi.
Hükümet ile kamu çalışanları konfederasyonları arasında yürütülen toplu görüşmelerin ikinci toplantısının tamamlanmasının ardından konuşan Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, toplu görüşmelerin yasaların öngördüğü takvim olan 30 Ağustos’ta tamamlanacağını söyledi. Başesgioğlu, toplu görüşmeleri kamu çalışanlarının “lehine” sonuçlandırmayı amaçladıklarını kaydederek, “Bu ana kadar gözden geçirilen hususları da tekrar ederek, köklü bir şekilde çözmek istiyoruz. Tabi gündemimizde kamu personel rejimi gibi, iş sağlığı güvenliği gibi çalışanlarımızı yakından ilgilendiren konular var. Bu konuda değerli konfederasyon başkanlarıyla, sendika başkanlarımızla da görüş birliğine vardık. İki önemli yasanın da kamu çalışanları açısından önemli olduğuna inanıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu yasaları gerçekleştireceğiz” dedi.
Konfederasyonların toplu sözleşme isteğine de işaret eden Başesgioğlu, “Yine demokratik haklar bağlamında toplu sözleşme ve grev konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunduk. Bu daha önceki toplu sözleşmelerde de sürekli gündem konusu olan bir husustu. Bu konuda ne yapılabilir, Anayasal sistem içerisinde, yasalar içerisinde ne yapılabilir, önümüzdeki süreçte bunları da görüşeceğiz, tartışacağız. Toplu görüşmeleri dünya standartlarına uygun, sağlam zeminlere oturtma gayreti içerisinde olacağız” dedi.
Bakan Başesgioğlu, 25 Ağustos 2008 Pazartesi günü saat 11.00 de 3. toplantının yapılacağını ifade ederek çalışmalara kalınan yerden devam edileceğini söyledi. Gazetecilerin; kamu çalışanları konfederasyonlarının mali konulardaki isteklerinin gündeme gelip gelmediği yönündeki soruya Bakan Başesgioğlu, “O işle ilgili komisyonumuz henüz çalışmasını tamamlamadığı için konfederasyonlarımıza bu şekilde bir teklif sunmak imkânına sahip olmadık. Ama Cuma, Cumartesi ve Pazar günü aralıksız çalışarak, o teklifi konfederasyonlarımıza sunacaktır. Pazartesi günü de o komisyon raporları doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz” cevabını verdi.