TOPLU GÖRÜŞMEDE BAZI MEMUR SENDİKALARI BİR TUZAĞA MI ÇEKİLİYOR?

2010 yılı Toplu Görüşmelerinin 1. turu 15 Ağustos 2010 Pazar günü tamamlandı. Toplu Görüşmeler Devlet Bakanı Hayati YAZICI’nın açış konuşmasından sonra Konfederasyon Genel Başkanlarının konuşmaları ile devam etti.

2009 yılı Toplu Görüşmelerinde, “yasa sorunlu, 2010 yılında bu yasa ile masaya oturmayız diyen Memur Sen 2010 toplu görüşmelerinde masadaki yerini, sözüne rağmen aldı. Uzun yıllardır toplu görüşmelere katılmayan KESK, bu sene de, toplu sözleşme olmaması halinde masayı terk edeceklerini söyledi. Bu iki sendikanın bu tutumları,bilhassa KESK Genel Başkanı Sami EVREN’in tutumu, toplu görüşmeleri başka mecraya sokmuştur.

 

Toplu görüşmelerde toplu sözleşme olmaması halinde masayı terk ederiz diyen Sami EVREN’e, Devlet Bakanı Hayati YAZICI, bu teklifin hukuken mümkün olmadığı cevabını vermiş, ancak, bu sözünden 25 dakika sonra Memur Sen ve KESK’in bu tekliflerinin değerlendirmeye değer olduğunu açıklayarak toplantının 18 Ağustos 2010 tarihi saat 11:00’da yapılacağını, KESK ve Memur Sen’in bu teklifini hukukçuların değerlendireceğini ve Çarşamba günü bir cevap vereceklerini açıklamıştır.

 

Adı ve şekli ne olursa olsun toplu sözleşme yapılacak olması hem yıllardır masaya oturmayan ve dönme isteği içindeki KESK’i ve "Bu yasa ile bu masaya bir daha oturmayız." diyen Memur Sen’i rahatlatacaktır. Ancak, yeni gelişen bu durum memurlar bakımından bir hak mı doğuracak, kayıp mı? Bu sorunun cevabı çok önemlidir.

 

Masada en ciddi ve akılcı duruşu her zaman olduğu gibi Türkiye Kamu Sen ortaya koymaktadır. Türk Eğitim Sen olarak bu yeni oluşan durum karşısında çekincelerimizi açıklamak ve kamu oyu ile açıkça paylaşmak istiyoruz.

 

1-     Toplu Görüşmelerin 12 Eylül Referandumu öncesi tamamlanacak olması, kamu çalışanları için büyük bir şanstır. Akılcı davranacak sendikalar bu süreci memurlar lehine kazanımlara çevirebilirlerdi. Ancak, KESK ve Memur Sen’in toplu görüşme yapmayalım, Ekim ayında toplu sözleşme yapalım teklifine Hükümet balıklama atlayacak gibi görünmektedir. Referandum öncesi toplu görüşme yapılmamasının en karlısının Hükümet olacağı, problemi referandum sonrasına ertelemenin keyfini çıkaracağı aşikardır.

2-     Ekim ayında yapılması teklif edilen toplu sözleşme, referandumdan evet çıkma şartına bağlanarak, memurun evet’e zorlandığı gün gibi aşikardır. Referandumdan hayır çıkması halinde, Ekim ayında toplu sözleşme yapılıp, yapılmayacağına dair masada tek sözü Türkiye Kamu Sen’den başka söyleyen olmamıştır.

3-     Referandumdan evet çıkması halinde bile Ekim ayına kadar kanuni düzenlemeler tamamlanabilecek midir?Bütçe görüşmeleri öncesinde tüm mevzuat düzenlenebilecek midir? Bütçeden sonra yapılacak bir toplu sözleşmenin bir anlamı olmayacağı açıktır. Düzenlemenin Ekim ayına kadar sonuçlandırılmaması durumunda bu sorumluluğu hangi sendika üstlenecektir veya her hangi bir sendika üstlenebilecek midir?

4-     Elbette toplu sözleşme yapılmasından yanayız. Peki görüşmelere şimdi devam edilip 12 Eylül’den önce sonuçlandırılamaz mı? Zam ve sosyal haklar şimdiden tespit edilip mutabakat metni toplu sözleşme olarak imzalanamaz mı?Bu kararı vermek iktidarın iki dudağı arasındadır. Ancak, İktidar 12 Eylül öncesinde yapılacak bir görüşmeden kaçmak mı istemektedir? KESK ve Memur Sen bu gollük pası Hükümete verirken kamu çalışanlarını hiç düşünmeden, neden alel acele karar verdiler? Hadi Memur Sen’i anlıyoruz, geçen sene verdikleri sözün altında kaldılar, ancak KESK bu duruma nasıl düştü? Sami EVREN bu teklifi yaparken, kendi kurullarında enine boyuna değerlendirilmiş bir görüşü mü, yoksa masa başında aklına gelen düşünceleri mi söyledi?

5-     Diğer çarpıcı bir durum, "Anayasa değişikliğinde toplu sözleşme hiçbir şey ifade etmemektedir, hatta mevcut sendikal hakları daha geriye götürmekte ve grev hakkımızı kısıtlamaktadır." diye 30 dakika önce Toplu Görüşme masasında açıklama yapan Sami EVREN, 30 dakika sonra, nasıl 180 derece dönüş yaparak, güdük dediği bu toplu sözleşmeye bel bağlamıştır?

 

Türk Eğitim Sen olarak, Konfederasyonumuz Türkiye Kamu Sen bütünlüğü içerisinde, memurlarımıza kurulmuş tuzaklara dikkat çekecek ve bu toplu görüşme döneminden memurlarımız adına azami fayda ile çıkmaya çalışacağız. Ancak, yukarda saydıklarımızı hesap etmeyenler, memurlarımızın nasıl bir tuzağa çekildiğini fark etmeyenler yaşanacak tüm olumsuzlukların sorumlusudur.

 

2002 yılından bu yana oturduğumuz Toplu Görüşmelerde geriye doğru hiçbir saplantımız ve bizi bağlayacak bir taahhütümüz bulunmamaktadır. Bir takım saplantı ve yanlış sözlerle kendilerini bağlayanların yapacağı hatalar bizi bağlamamaktadır. Çarşamba günü bu mantıkla tekrar toplu görüşme masasına oturacak ve memurlarımızın menfaatine olacak en aklı selim kararı vereceğiz. Diğer sendikaların da azami dikkat ve sorumlulukla davranması için henüz geç değilidir.

 

TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ

Son Haberler

ATATÜRK, TÜRKİYE’DİR!

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 10 Kasım dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır.

AKADEMİK ZAM PAS GEÇİLMESİN!

Genel Başkanımız Talip Geylan, ekonomik koşullarından dolayı, başarılı öğrencilerin akademisyenliği değil, geliri daha yüksek olan meslekleri tercih ettiğini kaydederek, bu durumun Türk akademisinin geleceği açısından önemli bir zafiyet doğuracağını söyledi.

KKTC’DE, “TOROS’A VEFA YARIM ASRA SAYGI” İSTİŞARE TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK

Türkiye Kamu-Sen Başkanlar Kurulu İstişare toplantımız, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılı kutlamaları çerçevesinde yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirildi.

SINAVSIZ ATAMAYA DANIŞTAY’DAN İPTAL KARARI

Türk Eğitim Sen olarak ilçe milli eğitim müdürü kadrolarına yapılacak atamalarda aranan sınav şartının...