Yıl 2002 henüz Amerika Irak'a girmemiş, Barzani denen… Benim Ülkemde kırmızı halılarla karşılanmıyor,
İktidar Partisi'nin kongresinde Bazı densizlerce "sizinle gurur duyuyoruz" diye tezahürat yapılmıyordu ve
Türkiye'nin vereceği izinle yurt dışına çıkabilen bir besleme idi.
Irak'ı henüz ABD işgal etmemiş,
Amerikan conileri henüz yüzbinlerce Iraklı Müslüman kadına tecavüz etmemiş, kendi ellerimizle kuzey Irak çapulcu devleti kurulmamış ve askerimizin başına çuval geçirilmemişti.
Libya'da bugün ki gibi Müslüman Kanı akmamaktaydı.
Yemen'deki Müslümanlar birbirlerinin kanını içmemekteydi.
Mısır bugün ki gibi Dünya'nın en Karışık Müslüman ülkesi olmamıştı.
Ülkemin camileri ve mezarlıkları PKK’nın silah deposu olmamıştı.
Suriye'de henüz savaş yok, ülkede kan gövdeyi götürmüyor, milyonlarca Suriyeli ülkelerinden yurtlarından olmamış, ülkemiz 3 milyon Suriyeliye bakmak zorunda kalmamış, ülkem insanın ALIN teri olan 6 milyar dolarımız Suriyelilere harcanmak zorunda kalmamış, Irak ve Sûriye Türkmenleri zulmüne uğramamış, kendi elimizle etrafımızda Çapulcu ve düşman devletler oluşturulmamıştı.
Ülkemizde ise PKK itleri bu kadar azmamış,
2002 yılında şehit sayısı 10 Lu sayılarda iken bu gün olduğu gibi son iki ayda 70 şehit verilmemişti.
O yıllarda terör örgütü bitme Dağılma aşamasına gelmiş,
PKK 15-20 il ve ilçede özerklik ilan etmemişti.
TÜRK milleti Zaman'ın başbakanı Tarafından 35 etnik kökene bölünmemiş,
Kimse kimsenin kökünü araştırmıyordu.
O yıllarda adalete bu kadar müdahale yok,
Hırsızlık bakanlara, oğullara kadar sıçramamış,
Hırsızlık normal hale gelmemiş, zina suç olmaktan çıkmamış, camiler kapatılıp kilise açılmamıştı.
Milli ve manevi değerlerimize bu kadar hakaret edilmemiş, din siyaset adamlarınca bu kadar kullanılmamış, siyasiler İslam'la alay etme cüretini gösterememiş, camilerimiz PKK terör Örgütü'nün cephane deposu olmamıştı.
Andımız kaldırılmamış, milli bayramlarımızın içi boşaltılmamıştı.
Okullarda öğretmenler,
Hizmetli ve memurlar bu kadar huzursuz değil, devlet dairelerine, camilere, kışlaya ve karakola siyaset bu kadar girmemiş ,görevde yükselmelerde ehliyet ve liyakat yerine torpil bu kadar Fütursuzca yapılmamıştı.
O dönemde memur(sendikamsı yapı tarafından )pazarlanmamış ve satılmamıştı.
Bugün ise Dünya'nın heryerinde Müslüman kanı oluk oluk akmakta,
Ülkemizde çapulcular iyice azmış,
Eşkiya ve bölücüler Şehre inmiş,
Hergün şehidimiz olmakta,
Analar, bacılar, Eşler Gözyaşı dökmekte, çocuklar öksüz kalmaktadır.
Bugün ülkenin bu hale gelmesinin sebebi kimdir.
Suçlusu kimlerdir?.
Bu soruların cevabı gayet açık ve nettir.
Bu ülkeyi bu hale getirilenler:
13 Yıldır bu ülkeyi yönetemeyenlerdir.
Bob Eş başkanlarıdır.
Şehide kelle çocuk katiline sayın diyenlerdir.
Bu milleti 35 etnik kökene bölenlerdir.
Açılım diye diye ihanet projesini bu millete yutturanlardır.
Habur rezaletine göz yumanlardır.
"Bölücülerle görüşen şerefsizdir" deyip görüştükleri ortaya çıktığında sus pus olanlardır.
Terör örgütüyle pazarlık masasına oturanlardır.
İmralı'daki bebek katiline her türlü rahat ortamı sağlayanlardır.
Dolmabahçede ihanet belgesini imzalayıp sonra inkar edenlerdir.
Nevruzda Diyarbakır'da bebek katilinin mesajının okunmasına göz yumanlardır.
Bebek katilinin Mektuplarını kandile taşıyan ve taşınmasına göz yumanlardır.
Dün Türkiye’yi dizayn ederken kol kola olduklarını bugün haşhaşilikle suçlayanlardır.
Asker ve polisi pasifleştirenlerdir.
Koltuk sevdasına Neron gibi ülkemizin zarar görmesine sebep olanlardır.
Yüce İslam dinini Şahsi menfaatleri için kullananlardır.
Ama
Bunları yapanlar zannetmesinler ki bunlar Yanlarına kar kalacak.
Bunların Hesabını TÜRK milleti mutlaka soracaktır. Dünya'da gerçekleşmezse
bu hesaplaşma ahirette olacak ve o gün "ey suçlular ayağa kalkın" denecek ve bu kanın müsebbipleri cehennemi boylayacaklardır.