Milli Eğitim Bakanlığına yazdığımız yazı karşılığında, herkesi şaşırtacak bir cevap aldık. Güya Bakanlık o yazıyı Van ilinde görev yapan bir sözleşmeli öğretmenimize münhasıran düzenlemiş. Ancak bize ulaşan cevap ile Bakanlık, o yazının başka sözleşmeli öğretmenlerimizin de mağduriyetine sebep olabileceğini göz ardı etmiş görünmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yöndeki şaşırtan uygulamaları devam etmektedir. Aynı konuyla alakalı bir sözleşmeyi fesh olayı daha. Kayseri Melikgazi İlçesi Osman Ulubaş İlköğretim Okulunda sözleşmeli sınıf öğretmeni (657–4/B) olarak görev yapan Derya SAMUR, doğum sonrası 01/09/2008 tarihinde ücretsiz izin talebinde bulunuyor. İzin talebi kabul ediliyor. Ancak izin süresi tamamlanmadan 27/02/2009 tarihinde görevine başlamak istediğine dair yazılı başvuruda bulunuyor. Olanlar bundan sonra başlıyor. “Sözleşmeniz fesh edildi” denilerek göreve başlatılmıyor. Kadrolu çalışanlar ücretsiz izin kullanırken neden sözleşmeli çalışanlar bu haktan yararlanamamaktadır. Bu uygulamada göstermektedir ki, sözleşmeli çalışmak demek kölelik demektir.
Anayasanın temel ilkelerinden “eşitlik” ilkesine ve insan haklarına aykırı olarak Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenleri arasında kadrolu-sözleşmeli ayrımı yapması kabul edilemez. Bu kadar ayrıma rağmen; Sayın Milli Eğitim Bakanı her konuşmasında “Kadrolu öğretmenlerle sözleşmeli öğretmenler arasında fark yok” diyebilmektedir. Tedavisi uzun süren, yatarak tedavi olan, yani 30 günden fazla raporu bulunan 4/B sözleşmeli öğretmenlerin işine son veriliyor. Bu fark değil de nedir? Bu ne demektir. Bu anlayış, bu çalışanları bile, bile ölüme terk etmek değil de nedir? Bu durumu alıştıra alıştıra bizlere unutturmaya çalışan Bakanlık bu konuda hiçbir surette başarılı olamayacaktır.Çünkü haklı değildir,bu uygulamaları ile çalışanlara zulmetmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 4/B Sözleşmeli çalışanlarının “30 günden fazla rapor, izin kullanamazsın” demesi bu insanları ölüme terk etmesi demektir. Bu yaklaşım İnsan haklarına ve Anayasa’ya aykırı bir davranıştır. Bu anlayış Sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Bizler bir milletin geleceğinin eğitim ile şekilleneceğini ve bu yüzden eğitim sistemimizin kusursuz çalışması gerekliliğini çok iyi biliyoruz. Eğitimin temel amacı insanların mutluluğunu sağlamaktır. Bu anlayışla insanların huzurunu, mutluluğunu nasıl sağlayabilirsiniz. Milli Eğitim Bakanlığı gönderdiği cevap yazısı ile de olayın vahametini algılayamadığı apaçık ortadadır.
Sözleşmeli öğretmenlerimizin bu konuda olduğu gibi her konuda yaşadıkları sorunların üzerine TÜRK EĞİTİM SEN olarak gitmeye, kararlılığımızı her fırsatta göstermeye devam edeceğiz. Bu iş burada bitmedi. Milli Eğitim Bakanlığının cevaplarını ve sözleşmesi fesh edilen Sayın Derya SAMUR öğretmenimizin uğradığı haksızlığı hukuk marifetiyle sorgulanması için yargı sürecini başlatıyoruz.