Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un sözleşmeli personel anketinin değerlendirilmesiyle ilgili yaptığı basın açıklamasıdır.
SÖZLEŞMELİ PERSONELİN KORKULU RÜYASI;İŞİNİ KAYBETMEK
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yaptığı ankete göre, sözleşmeli personelin %42’si her gün işten çıkarılma korkusuyla yaşıyor. İşini kaybetme korkusu kadınlarda daha fazla… Sözleşmeli personel, üzerindeki baskılar nedeniyle huzursuzluk yaşıyor. Özellikle baskıya maruz kalıyorum diyen kadınların oranı %63.
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi, 7 coğrafi bölgeden toplam 1838 sözleşmeli kamu çalışanı üzerinde bir anket çalışması gerçekleştirmiştir. Ankette birebir görüşme yöntemi kullanılmış, deneklerin soruları diledikleri şekilde cevaplamaları istenmiştir.
Ankete 657 sayılı Kanunun 4/b maddesi ve 4924 sayılı kanun uyarınca sözleşmeli olarak çalışan 1344; 657 sayılı kanunun 4/c maddesi çerçevesinde geçici olarak çalışan 494 personel katılmıştır. Ankete katılanların %73,1’i 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/b maddesi ve 4924 sayılı kanuna tabi olarak çalışan sözleşmeli personel, %26,9’u ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/c maddesi uyarınca çalıştırılan geçici personeldir. Ankete katılanların 404’ü sözleşmeli, 134’ü geçici personel olmak üzere 538’i (%29,3) kadın; 940’ı sözleşmeli, 360’ı geçici personel olmak üzere 1300’ü (%70,7) erkektir.
Anketin amacı, kamuda geçici ve sözleşmeli statüde görev yapmakta olan personelin işyerinde iş güvencesinden dolayı sorun yaşayıp yaşamadığı, iş yaşamında öncelediği konular, ekonomik durumları, çalışanların işleri gereği ailelerinden ve yaşadıkları şehirden ayrılıp ayrılmadığı, sendikal tercihleri ve sendika algılarının tespit edilmesi olmuştur.
Bu amaçlar çerçevesinde gerçekleştirilen anketten aşağıdaki çarpıcı sonuçlara ulaşılmıştır.
Sözleşmeli personelin;
%53’ü çalışmak için yaşadığı şehri terk etmek zorunda kalmış ve gurbet hayatı yaşıyor. Erkekler, kadınlara oranla daha fazla çalışmak için yaşadığı şehirden ayrılıyor.
Ankete katılan sözleşmeli personelin %52,8’i çalışmak için, yaşadığı şehirden ayrılmak zorunda kalmıştır. Yaşadığı şehirden ayrılanların oranı erkeklerde %55,5 iken kadınlarda %46,1’dir.
%55,5’i eşinden ve çocuklarından ayrı. Kadınlar daha çok aile hasreti çekiyor.
Sözleşmeli personelin %55,5’i çalışmak için ailesinden ayrılmıştır. Kadınların %57,6’sı, erkeklerin ise %54,6’sı ailesinden ayrı çalışmaktadır.
%63,3’ü yüksek maaş ve iyi bir kariyer yerine iş güvencesi istiyor. Kadınlar daha çok iş güvencesi isterken, erkekler daha yüksek maaş da istiyor.
Sözleşmeli personelin iş hayatındaki en önemli unsur, iş güvencesi ve aile birliğinin sağlanmasıdır. Kadınlar iş güvencesi ve aile birliğine daha fazla önem verirken, erkekler iş güvencesi başta olmak üzere maaş seviyesi ile aile birlikteliğine aynı önemi vermektedir.
%79’u geçinemiyor. Kadınlar, erkeklere göre daha iktisatlı.
Sözleşmeli personelin %20,8’i aldıkları maaşla zorunlu harcamalarını karşılayabilirken, %79,2’si ise yoksulluk sınırının altında kaldığını beyan etmişlerdir. Kadınların %25,5’i aylık kazancı ile zorunlu harcamalarını temin edebildiğini beyan ederken; erkelerde bu oran %18,8’de kalmıştır.
%89,8’i geleceğinden endişe duyuyor.
Sözleşmeli personelin %89,8’inin gelecek kaygısı taşıdığı görülmektedir.
%42’si her gün işten çıkarılma korkusuyla yaşıyor. Kadınlar işini kaybetme korkusunu erkeklerden daha fazla yaşıyor.
Sözleşmeli personelin %42’si işini kaybetme korkusuyla yaşamaktadır. İşini kaybetme korkusu kadınlarda %45,7 ile %40,5 olan erkeklere oranla daha yüksekken; erkekler çocuklarına iyi bir gelecek hazırlayamama ve ekonomik olarak geçinememe kaygısını kadınlara oranla daha fazla yaşamaktadır. Sözleşmeli personelin işini kaybetmenin dışındaki en büyük korkusu ise baskı, dayatma, sürgün ve soruşturmalara maruz kalmaktır. Buna göre her 5 sözleşmeli çalışandan biri sürgün ve baskı korkusu ile çalışmaktadır.
%21,5’i baskı, sürgün ve soruşturmaya uğramaktan korkuyor.
%73,5’i iş güvencesine sahip olması durumunda gelecekle ilgili kaygılarının giderileceğini belirtiyor.
Ankete katılan sözleşmeli personel, gelecek kaygısını en aza indirmenin iş güvencesine sahip olmaktan geçtiğini belirtmiştir. Kadınlar %79,4 ile iş güvencesine daha fazla önem verirken, erkeklerin %71,1’i iş güvenceleri olması durumunda gelecek kaygılarının azalacağını belirtmiştir. Ayrıca erkelerin %22,4’ü de daha yüksek maaş almaları durumunda gelecek kaygılarının azalacağını belirtmiştir.
%42,9’u sendikaya üye olması durumunda sözleşmesinin yenilenmemesinden korkuyor.
Sendika üyesi olmayan sözleşmeli personelin %42,9’u sendika üyesi olması durumunda işyerindeki geleceğinden endişe duyduğunu beyan etmiştir. Bu durum, sendikal baskı noktasında gelinen aşamayı göstermesi açısından son derece anlamlıdır. Kadınların sendikal baskılardan daha fazla korktuğu ve üyelikten kaçındığı gözlenmiştir.
%25,3’ü işyerindeki geleceğini garanti altına almak için iktidara yakın olduğunu düşündüğü sendikaya istemeden üye olduğunu belirtiyor. Kadınlar daha çok korkuyor.
Her 4 sendika üyesi sözleşmeli personelden bir tanesi iş güvencesine sahip olması durumunda sendikasını değiştireceğini beyan etmiştir. Buna göre sendikasını iktidara yakın görenlerin neredeyse tamamı sendikasını değiştirmek istemektedir. Sendika değiştirme eğilimi kadınlarda %28,5 ile erkeklerden daha yüksek olarak ölçülmüştür.
%58,9’u çalışması sırasında baskıyla karşılaştığını ifade ediyor. İşyerinde daha çok kadın personele baskı yapılıyor.
Ankete katılan sözleşmeli personelin %58,9’u çalışmaları esnasında baskıya maruz kaldığını beyan etmiştir. Baskıya maruz kalıyorum diyenlerin oranı kadınlarda %62,8 ile erkeklere (57,2) oranla 5,6 puan daha fazladır.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: “Sözleşmeli personelin arkasındayız. Yaşanan mağduriyetleri gidermek için eylem yapacağız”
Anket sonuçlarını değerlendiren İsmail Koncuk; sözleşmeli personel uygulamasının özellikle son yıllarda yoğunluk kazandığına dikkat çekerek, kamuda iş güvencesinin, sözleşmeli istihdam yoluyla yok edilmek istendiğini belirtti. İsmail Koncuk, “kamuda 4/b’li ve 4/c’li istihdamının %84,5’i son 10 yılda gerçekleştirildi. Hükümet, sözleşmeli istihdamını, memur istihdamının yerine kullanıyor. Sözleşmeli çalışanlarımız, geleceğinden umutsuz ve mutsuz. Birçok çalışan ailesinden ayrı şehirlere gönderiliyor. Bu çileye artık son verilmeli. Kamu hizmetleri memurlar eliyle gördürülmeli. Sözleşmeli personelin tamamı kadroya geçirilmeli. Türkiye Kamu-Sen 4/b-4/c gibi statülerde çalıştırılan sözleşmeli personelin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekmek ve yaşanan drama son verilmesi için 16 Nisan’da Abdi İpekçi Parkı’nda meydana inecek. Biz de tüm kamu çalışanlarını sorunlarını dile getirmek için eylemimize davet ediyoruz. Türkiye Kamu-Sen, hangi statüde olursa olsun kamu çalışanlarının sorunlarını çözmek için mücadele ediyor. Bu noktada sözleşmeli çalışanlarımızın da daima yanında olacağız” dedi.