Ancak aynı hakkın sözleşmeli çalışan öğretmenlerimize verilmemesi, oluşan bu olumlu havayı lekelemiştir. Sendika olarak yıllardır sözleşmeli öğretmenlerimize de kadrolu öğretmenlerimize tanınan hakların aynılarının verilmesi hususunda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Maalesef üzülerek görmekteyiz ki sözleşmeli öğretmenlerimizin mağduriyetleri Bakanlık tarafından sürekli olarak görmezden gelinmektedir.
Son olarak sözleşmeli öğretmenlerimize de “il emrine atanma hakkının” verilmesi için yapılan eylemin ardından şimdide dilekçe kampanyası başlatıyoruz. Sözleşmeli öğretmenlerimizin aşağıda örnek olarak vereceğimiz dilekçe ile çalıştıkları kurumlara başvuru yaparak “il emri” hakkının kendilerine de tanınmasını talep edeceklerdir.
Yapılan bu talebe verilecek olan olumsuz cevaplarda sendikamız sözleşmeli öğretmenlerimize hukuki destek de bulunmak sureti ile konunun yargıya taşınmasında yardımcı olacaktır. Bu konuda, gelen cevaba göre veya dilekçe sonrasında 60 günlük bekleme süresi bitince şahsi davalar açılması problemin çözülmesine katkı sağlayacaktır. Çünkü, aynı işi yapan insanları farklı hukuk normlarına tabi tutmak Anayasa’nın 10 uncu Maddesinde ifade edilen "eşitlik" ilkesi ile çelişmektedir. Dava açma konusunda sendika avukatlarımız ücretsiz hukuki destek verecektir.
Yıllardır yapılan kadrolu-sözleşmeli ayrımcılığının artık sonlandırılması gerekmektedir. Sözleşmelileri kadroya geçireceğiz diyerek öğretmenlerimizin ağızlarını bir parmak bal çalan Bakanlık maalesef verdiği sözü yerine getirmek bir tarafa halen ayrımcılık politikasına da ısrarla devam etmektedir. Sorunların çözümü bellidir. Bakanlık halen neyi beklemektedir. Bu anlaşılamamıştır.