Son günlerde öğretmen adayları tarafından sendikalar başta olmak üzere bir çok kişi ve kuruluşa e-postalar gönderilerek Şubat ayında kadrolu öğretmen ataması yapılması istenmektedir. Bu kampanya daha önce, sözleşmeli öğretmen alımı yapılsın şeklinde gelişmiş, ancak sendikamıza gelen e-postalara verdiğimiz cevaplarla, sözleşmeli öğretmen olarak atanma isteği, yerini kadrolu olarak atanma isteğine bırakmıştır.
Bazı internet sitelerinde Şubatta sözlşemeli öğretmen atanacağı haberleri müjde gibi verilmektedir. Bu yaklaşım yıllardır oluşturduğumuz SÖZLEŞMELİ KÖLELİĞE HAYIR anlayışına zarar vermektedir. Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına karşı ilk günden bugüne verdiğimiz mücadele sonunda Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’i “sözleşmeli öğretmenleri kadrolu yapacağız” açıklaması yapmaya mecbur bırakmıştır. Bilhassa, Türk Eğitim Sen’in 57 Puanla ataması yapılan Beytullah YAĞIZ adlı kişiyi gündeme getirmesi, bu konuda TBMM’de sorular sorulmasını sağlaması, basında bu haksızlığın üzerine gitmesi, aynı konuda suç duyuruları, iptal davaları açması Sayın Hüseyin ÇELİK’e, kamuoyunda oluşan tepkileri azaltmak için “sözleşmelileri kadroya alacağız” açıklamasını yaptırmıştır.
Sayın Bakanın bu açıklamasından sonra, takip edilmesi gereken ana strateji, “KADROLU ÖĞRETMEN” alımı yapılmasını ısrarla istemek ve bunu gündemde tutmak olmalıdır. Kaldı ki, sayın Hüseyin ÇELİK’in “sözleşmelileri kadrolu yapacağız” açıklamasından sonra, yeniden sözleşmeli öğretmen alımı yapması akla da aykırıdır. Sözleşmeli alımı yapılacaksa, Bakanın “sözleşmeli öğretmenleri kadrolu yapacağız” açıklamasının ne anlamı kalacaktır.
Sözleşmeli öğretmenlik konusu sadece sözleşmeli öğretmenleri ilgilendiren bir problem değildir. Bugün kadrolu öğretmenlik yapan arkadaşlarımız, yarın kendi çocuklarının da hak gaspına uğrayacağını bilerek, hatta bu uygulamanın bu hızla devam etmesi halinde önümüzdeki süreçte yapılabilecek “personel rejimi” değişikliği kapsamında, kendilerinin de sözleşmeli hale gelebileceklerini bir ihtimal dahiline değerlendirmelidirler. Yapılan Toplu Görüşmelerde bir çok bürokratın devlet memurluğunun sözleşmeli hale getirilmesini onaylayan ifadeler kullandıklarını ve sözleşmeli memur satatüsüne bir an önce geçilmesi isteğini biliyoruz.
Bütün bu sebeplerle, Türk Eğitim Sen olarak, sözleşmeli öğretmenlik, memurluk gibi uygulamalara topyekun karşıyız. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’in “sözleşmeli öğretmenleri kadroya alacağız” açıklamasında ne kadar samimi olduğunu görmek istiyoruz. Bu samimiyetin göstergesi olarak ŞUBAT 2009 tarihinde en az 50 bin olmak üzere, 2009 yılı sonuna kadar toplam 100 bin kadrolu öğretmen istihdam edilmesini istiyoruz. Aksi takdirde sayın Bakanın sözü havada kalacaktır. Sözleşmeli öğretmen ataması bir daha yapılmamalıdır. Hiç kimse böyle bir arzuyla gündem yaratmaya çalışmamalıdır.