Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un 24.09.2010 tarihinde yaptığı basın açıklamasıdır.
SINAVLARI SİYASALLAŞTIRILMIŞ KURUMLARIN YAPMASI ÇOK TEHLİKELİDİR
Öğretmen adaylarının, KPSS yerine MEB tarafından yapılacak alan sınavıyla öğretmen olarak alınabilmesi için çalışma başlatılmıştır. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da, kurumların ayrı ayrı kendi sınavlarını yapabileceğini önermiştir.
Türk Eğitim-Sen olarak bu teklifleri iyi niyetli ve samimi bulmuyoruz. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumların yapacağı sınavlara güven duymuyoruz. Takdir, teşekkür belgelerini, maaşla ödülleri yandaşlarına vermeye çalışan, şartları tutmayan yüzlerce yandaşını şube müdürü, okul müdürü olarak atayan, Bakan talimatıyla 43 puan alan kişiyi öğretmen olarak görevlendiren MEB, yandaşlarını koruma, kollama konusunda sabıkalıdır.
Bu derece siyasallaştırılmış kurumların bu tür hayati sınavları yapması suistimallerin daha da artmasına yol açacaktır. Özerk olmayan, siyasallaştırılmış kurumların memur alım sınavlarını yapması çok tehlikelidir.
Kurumların kendi yapacağı sınavlarda yandaşlara menfaat sağlamak çok daha kolay olacak ve şaibe daha da artacaktır. Toplumun bu tür sınav sonuçlarına güven duymayacağı çok açıktır. Bu ülke artık başka bir sınav skandalını kaldırabilecek durumda değildir.
Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nün altyapısının bu sınavları yapmaya uygun olduğu da tartışma konusudur. Çünkü 84 ayrı alandan sınav yapmak kolay değildir ve Eğitim Teknolojilerinin bu konuda tecrübesi bulunmamaktadır. Sınav sayısı ve sınav yapan merkezlerin sayısı arttıkça suistimal oranı da artacaktır. Kadrolaşmanın, yandaş kayırmanın had safhada olduğu Milli Eğitim Bakanlığı’nın sınav işlerine hiçbir şekilde bulaştırılmaması gerekmektedir.
ÖSYM yıpranmış bir kurum olabilir, ancak ÖSYM’nin sınavlar konusunda ciddi bir tecrübesi bulunmaktadır. ÖSYM’nin eksikleri tespit edilerek, gerekli tedbirler alınmalı ve ÖSYM yeniden yapılandırılmalıdır. Bu noktada öğretmen ve memur alım sınavlarını ya ÖSYM yapmalı ya da bununla ilgili özerk bir merkez kurulmalıdır.
Öte yandan öğretmen alımlarında kullanılan KPSS 10 puan türü, genel yetenek, genel kültür ve eğitim bilimleri testlerinden oluşmaktadır. Bu sınavda İngilizce, Resim ya da Beden Eğitimi bölümü mezunları da alanlarıyla hiç alakası olmayan matematik sorularını cevaplamak zorunda kalmakta, sınav bu yönüyle öğretmenlerimiz açısından arzu edilen sonuçları doğuramamaktadır. Bu sınav yerine, alan sınavı yapılması da hukuki birtakım sorunlar doğurabilecek, öğretmenlerin diplomaları ve yeterlilikleri ikinci kez test edilmiş olacaktır. Dolayısıyla alan sınavının da uzmanlar tarafından derinlemesine tartışılması büyük bir ihtiyaçtır. Bu tartışmalar sonucunda oluşacak fikir birliğiyle, KPSS’nin öğretmen alımı bakımından hangi konuları kapsaması gerektiğine karar verilmelidir. Ayrıca, öğretmen alımında yeni istihdam politikaları oluşturulmalıdır. Aksi takdirde bugün 370 bin olan atanmayı bekleyen öğretmen sayısı, 10 yıl sonra 500 bin’e ulaşacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.