Ayrı bir devlet kurma düşündeki cüretkar ve sığ beyinler infiale neden olarak, gerginliği tırmandırmak için türlü taklalar atmaktadır. Devletin zirvesi ise olayları seyirci edasıyla izleyerek, gerekli yaptırımlarda bulunmamakta ve provakatörleri cezalandırmamaktadır. Şemdinli adeta ayrılıkçı hareketleri destekleyenlerin dilediği gibi at koşturduğu bir hipodroma dönmüştür. Şemdinli’de vuku bulan olaylar dün Yüksekova’ya da sıçramış ve gerilim had safhaya ulaşmıştır. Oysa tüm yaşanan aylar öncesinden tezgahlanan bir oyunun beyaz perdeye yansıtılmasıdır. Doğru kurgulanmış, zamanı iyi ayarlanmış bu oyuna ne yazık ki minik bedenler, genç yürekler alet edilmiştir. Sınıflarından çıkarılan öğrenciler provakasyon aracı olarak kullanılmış, İstiklal Marşı okuması gereken dudaklar, onbinlerce insanımızın canını alan, bebek katili Abdullah ÖCALAN lehine sloganlar atmıştır.Türkiye üzerinde kumpas kuranların, Türkiye’yi kırıntılara ayırmak isteyenlerin bu tezgahına aracılık yapanlar, alkış tutanlar ne büyük bir felaketin ortağı olduklarının acaba farkında mıdırlar?
Toplumsal muvazene üzerinde sarsıcı darbelerde bulunanların yardakçıları gelecekte neler olabileceğini tasvir edebilmekteler mi?
Öğrencilerin; toprak bütünlüğünü korumak yerine, toprak parçalamaya iten görüşleri desteklemelerini sağlayan ve bu amaçla gençleri sokaklara dökenler, Türkiye Cumhuriyeti topraklarından ekmek yediğini unutanlar, bu milletin vebalinin altında kalacaklarını görebiliyorlar mı? Şemdinli ya da Yüksekova başka bir ülkenin uzantısı değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin birer parçasıdır. Bu nedenle hiç kimse Şemdinli ve Yüksekova’yı farklı bir statüde addederek, çıkan kargaşadan nemalanmaya çalışmamalıdır.
Şemdinli ve Yüksekova’daki olayları eğitimci gözüyle değerlendiren sendikamız; basiretli bir siyaset örneği sergileyemeyen siyasi erk’i, olaylar karşısında yetersiz kalan ilgili tüm kurumları, halkı galeyana getirerek kışkırtan ve boykotlara yön veren kişi ve kuruluşları kınamaktadır.
Bu bağlamda devletin hiçbir kademesi, sözde bir devlet hayaliyle yatıp kalkanları geçici tedbirlerle ya da bir takım tavizlerle susturacağını düşünmemelidir. Şemdinli ve Yüksekova’da yaşananlar göstermiştir ki; önemli olan olayları bastırmak değil, olayların kaynağını kurutmaktır.
Unutulmamalıdır ki; Türkiye bir hukuk devletidir. Bu nedenle birtakım çevreler tarafından provake edilen bu olayların hukuk çerçevesinde aydınlanacağına ve sıkıntıların aşılacağına inanıyoruz.
Saygılarımızla.