RÖVANŞ MI İSTİYORSUNUZ?
BU DEFA TOPRAK KAYBETMEYECEĞİZ!
“Bayrakla dertleşen
Toprakla birleşen
Can verip devleşen birileri var”
Anadolu ve Ortadoğu’nun bin yıllık geçmişi gösteriyor ki; bu coğrafyada, Türk’ün hakim olduğu devirlerde sükunet ve huzurun, Türk Devleti’nin dar günlerinde ise kaos, savaş ve iç çatışmaların tarihi yazılmıştır.
Yüz yıl sonra bölgemiz yeniden tanzim ediliyor..
Türk Devleti, yeni düzen kurulurken, bu defa toprak kaybetmeyecek!
İşte bu kesif mücadele, şehitlerle temelleri doldurulan, ecdadın mübarek kanlarıyla harcı yoğrulan toprağa sahip çıkma mücadelesidir.
Bu mücadele, Alparslan’ın, Osman Gazi’nin, Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetine sahip çıkma mücadelesidir.
***
Fırat Kalkanı harekatı, Zeytin Dalı Harekatı ve devamında alınacak diğer tedbir operasyonlarının gerekçesi, nihayi hedefi Türkiye olan emperyalist projenin kalbine öldürücü darbeyi vurmaktır.
Devletimiz bu tedbirleri almasaydı, emin olun, kendi topraklarımız içerisinde saldırıları göğüslemek zorunda kalacaktık.
Onun için herkesin bu gerçekten hareketle son gelişmeleri değerlendirmesi ve buna göre pozisyon alması gerekmektedir.
Kimilerinin, sözde insani ve barışçıl tezler altına gizlenmiş gayri milli iddia ve önerilerinin toplumumuzu etki altına almasına müsaade edilmemelidir. Böylesi dönemlerde ihanetin değişik kisveler altında meydanlara inebileceği tehlikesine karşı uyanık olunmalı, vatandaşlarımızın kirli propagandaların tazyikine maruz kalmasına karşı da tedbirler alınmalıdır.
***
Aynen 15 Temmuz ihanet kalkışmasında olduğu gibi bu harekat sürecinde de milletimiz yek vücut halde ve kale gibi Devletinin yanında saf tutmuştur. Türk milleti, ordu-millet karakterinin gereği olarak, her zaman olduğu gibi malıyla canıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’yle beraberdir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir kez daha tarihin ve coğrafyamızın riskli ve önemli bir zamanına girmiş bulunmaktadır. Bu zaman, belki de milletimizin ve bölgemizin görünür geleceğini şekillendirecek şartları vücuda getirecektir. Böylesine hassas bir süreçte; ideolojik, siyasal ya da başka unsurların belirlediği pozisyonlarla tutum geliştirmek, bu coğrafyanın emanetçisi kılınan bu büyük millete -en hafif tabiriyle- haksızlıktır.
Böylesi hayati dönemlerde yüreği, aklı ve fikriyle başka mihrakların güdümünde olmayan herkesten beklenen asgari tavır, tüm farklılıkları bir yana bırakarak Devletimizin ve ordumuzun yanında koşulsuz şekilde saf tutmaktır.
Türk milleti, büyük bir millettir.
İnsanımız, ihlaslıdır.
“Biz aşkı vatan için canını verenlerden öğrendik.” diyebilen, “Şehit olursam Devletin vereceği paradan Telafer’deki Türkmen balalar için anaokulu-kreş veya kültür merkezi yaptırılması ve ismimin konulması vasiyetimdir. Reis aileme iletirsin, telefonumdan gelen mesaj kayıtlı dursun, şahit olsun” diye vasiyet bırakan adanmışlık abidesi Musa Özalkan’ları bir başka toplumda göremezsiniz.
Sıcak çatışmaya gider iken kendisine uzatılan mikrofona “Mutluyuz ve heyecanlıyız. Allah’ın izniyle alnımızın akıyla geri döneceğiz inşallah, dualarınızı esirgemeyin" cesaretini haykıran bir tank komutanına bir başka orduda rast gelemezsiniz.
“Merhabalar, kolay gelsin. İstikamet neresi? Ailene bir mesajın var mı?” diye soran gazeteciye “İstikamet Kızıl Elma! Beni beklemesinler. Bu vatanı kimse bölemez!” diye ses veren bir askeri, tarihin ve dünyanın başka yerinde arasınız bulamazsınız!
Televizyon muhabirin mikrofonundan “Biz yedi yaşında yağmurun altında titreyerek varlığım Türk varlığına armağan olsun derken şaka yapmıyorduk. Bunu herkes böyle bilsin” nidasıyla zalim dünyaya ayar veren yiğitliğe Mehmetçikten başka bir sıfatta şahit olamazsınız…
Velhasıl..;
Türk milleti büyük bir millettir.
İnsanlarımız ihlaslıdır.
Büyük milletimiz, bu büyük ihlasıyla daha binlerce yıl bu coğrafyaya adaletle ve imanla hükmedecek inşallah.
Devletimiz var olsun.
Milletimiz sağ olsun.
***
Arif Nihat Asya’nın yüreğinden gelen sesle son sözümüz duamız olsun:
Biz, kısık sesleriz…minareleri,
Sen, ezansız bırakma Allah’ım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler…göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allah’ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah’ım!
Bize güç ver… cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allah’ım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazan’sız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslüman’sız bırakma Allah'ım!
Talip GEYLAN