Bugünlerde okul müdürlerine yapılacak rotasyon herkesin dilinde. Eğitimciler bu konuda farklı algılamalar, farklı değerlendirmeler içerisinde. Her yorum yapan, her konuşan sendikaların da kendi düşündükleri, kendi inandıkları gibi davranmasını istiyor. Hatta, bu konuda sendikalara tehditler bile geliyor.
Sendikaların her konuda herkesle aynı düşünmesi elbette mümkün değil. Bu olayı nereden değerlendirdiğinize bağlı bir durumdur. Rotasyon uygulamasını değerlendiren pek çok eğitim çalışanı, “müdürüm gitsin de, nasıl giderse gitsin”, bazıları, “Ben müdürümden memnunun, aman gitmesin, yeni gelen başıma bela olabilir.” Gibi değerlendirmeler yapmaktadır.
Demokratik kitle örgütü olarak sendikalar ise, olaya, şahsi, şahsi endişelerden kaynaklanan yorumlardan bakma hakkına sahip değildir. Sendikalar, müdürlerin de bir kamu çalışanı olduğundan hareketle, rotasyon uygulamasına, hak, hukuk, kazanılmış haklar ve insan hakları yönünden yaklaşmak ve buna göre karar vermek zorundadır. Bir kısım sendikaların da bu uygulamayı, kadrolarına yeni yerler açmak, kendisinden olmayanları tasfiye etmek düşüncesi ile desteklediği bütün eğitim çalışanlarının malumudur. Bugünlerde, rotasyona tabi okul müdürlerini gezen söz konusu yandaş sendikanın, “Bize üye olun, sizi koruyalım.” Sözleri ile, rotasyona tabi müdürlere çengel attıkları ve rotasyon tehditi ile yandaş oluşturma gayreti de sendikamıza gelen bilgiler arasındadır.
Bu sözlere az da olsa kanan ve çengele takılan müdürlerin varlığını da biliyoruz. Bu sözde sendika hep benzeri üslup ve metotları kullanarak üye yapmayı bir alışkanlık haline getirmiştir. Problemin sebebi olan, rotasyon uygulamasının baş aktörü olanların kendi oluşturdukları boz bulanık ortamdan nemalanmaya çalışması da onların seviyesizliğini bir kere daha gözler önüne sermiştir. Onların seviyesi bellidir de, bu çengele az da olsa takılanların seviyesini hesap etmek mümkün değildir. Az da olsa, dünyadan bi haber, mevzuattan bi haber bu kişilerin okul müdürü olması akıl alacak bir durum değildir. Bu tip müdürler ve il milli eğitim müdürlükleri sendikamız tarafından çok yakından takip edilmektedir. Yapılacak rotasyon uygulaması ve muhtemel suistimaller ve müsebbipleri asla göz ardı edilmeyecektir.
Türk Eğitim Sen olarak rotasyon uygulamasının mevcut haliyle yapılmasının çok ciddi hukuki problemlere ve kargaşaya sebep olacağını defalarca yazdık, muhataplarımızı uyardık, ancak MEB inadından dönmedi. Bir çok il mem rotasyon duyrusunu yaptı ve başvurular alınmaya başladı, bazı illerimizde başvurular sonuçlandı. Bir çok okul müdürü dava açmaya hazırlanıyor. Türk Eğitim Sen olarak hem yönetmeliğe hem de genelgeye iki dava açtık Yönetmeliğe açtığımız dava da yürütmeyi durdurma talebimiz ret edildi. Dava esastan görüşülmeye devem ediyor.
Burada dava açacak yöneticilere, uygulamadan sonra dava açmalarını ve dava dilekçelerinde yeni oluşacak gerekçeleri de kullanmalarını sağlık veriyoruz. Uygulamadan önce dava açan okul müdürleri, yeni oluşacak gerekçeler sebebiyle ikini bir dava açmak zorunda kalabilirler. Türk Eğitim Sen’in hem Genel Merkez avukatları hem de il avukatları açılacak davalara her türlü hukuki desteği verecektir. Türk Eğitim Sen’in genelgeye açtığı dava sebebiyle aynı mahiyette başka davalar açmak, boşuna masraf olacaktır. Bu sebeple, rotasyon uygulamasından sonra dava açmak daha akıllıca olacaktır. Nelere dava açılabilir?
1-5 yılın hesaplanma şekli tartışmalı bir konudur. 5 yılın nasıl hesap edileceği yönetmelikte değil, genelgede belirtilmiştir. 5 yıl hesabında yönetmeliğin yayım tarihi ilk gün olarak kabul edilebilir. MEB bunun tam tersini yapmıştır.
2-Geçici 1.madde göz ardı edilmiştir. Rotasyon Yönetmelik gereği resen yapılan bir uygulama olmasına rağmen, isteğe bağlı atama dönemi ile karıştırılmış ve kazanılmış haklar göz ardı edilmiştir. Mesela, ilgili genelge ile, branşı sınıf öğretmenliği olan 10-15 yıldır işitme engelliler ilk öğretim okulunda görev yapan bir okul müdüründen, mevcut yönetmeliğe uygun tayin isteğinde bulunması istenerek, diğer ilk öğretim okullarına tayin istemesi öngörülmektedir. Bu durum, kazanılmış haklar ilkesi ile örtüşmeyen, bir hak gaspıdır. Dolayısıyla, rotasyona tabi müdürlere Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 7 ve 8 inci Maddelerini dayatmak doğru değildir. Bu maddeler isteğe bağlı atama ve yer değiştirme döneminde başvurulacak ve istenecek maddelerdir.
3-Anadolu liselerinde çalışan bir okul müdürünün bir genel liseye verilmesi halinde ek ders kayıpları söz konusu olacaktır. Bu yeni durum, maddi kayıp oluşturması sebebiyle yargı tarafından dikkate alınacak öneme sahiptir. Bu duruma uyan diğer okul müdürleri de aynı gerekçeyi dava dilekçelerinde kullanabilecektir.
4-Tercihlerine atanamayan okul müdürleri bilgisayar kurasına tabi tutulması halinde, hiçbir objektif kritere uymayan bu atama usulüne karşı da dava açabilir.
5-Bilgisayar kurası sonucunda puanı düşük olan bir okul müdürü merkez ilçelerde veya puan itibariyle daha yüksek puanlı okullara, puanı daha yüksek olan okul müdürleri ise merkez ilçe dışındaki ilçelere veya daha düşük puan gerektiren okullara tayin olabilecektir. Böyle bir durum oluşması yargı tarafından ciddi ve telafisi mümkün olmayan bir sonuç olarak değerlendirilebilir.
6-Bazı illerimizde münhal olduğu halde duyuruya çıkarılmayan okullar bulunmaktadır. Bu konu daha önce yargıya taşınmış ve yargı atamaları iptal etmiştir. Böyle uygulamalar yapılan illerimizde, rotasyona tabi tutulan okul müdürleri için, bu durum, dava dilekçesinde yer vermesi gereken önemli bir gerekçedir.
7-Yönetmelikte ifade edilen, liyakat ve kariyer şartının hiç göz önüne alınmaması uygulamayı, yönetmeliğe aykırı bir uygulama durumuna düşürmektedir. Bilgisayar kurası hangi liyakat ve kariyer ölçüsüne göre yapılacaktır?
8-Rotasyon uygulamasında, eş durumu ve diğer özür durumlarının dikkate alınacağına dair bir hüküm, ne yönetmelikte ne de genelgede bulunmaktadır. Bu yapılacak işlemin iptali için önemli bir eksikliktir.
9-Okul müdürlüğü öğretmenlere ikinci görev olarak verilmektedir. Yani esas olan öğretmenliktir. Dolayısıyla, asıl işi öğretmenlik olan okul müdürlerine öğretmenlere yapılmayan bir uygulamayı dayatmak çifte standart bir uygulamadır ve Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, MEB’in mevzuatına da aykırıdır.
10-Okul müdürleri hiyerarşik sıralamada il milli eğitim müdürü, il mili eğitim müdür yardımcısı, şube müdürleri, ilçe milli eğitim müdüründen sonra gelmektedir. Diğer yöneticilere uygulanmayan bir sistemin, sadece okul müdürlerine uygulanması hiyerarşik yapı düşünüldüğünde hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.
Rotasyona tabi tutulan ve dava açmak isteyen okul müdürleri yukarda belirttiğimiz gerekçeleri ve kendi bölgelerinde oluşacak diğer kusurlu iş ve işlemleri örnek gösterebilir. Bu gerekçeleri uzatmak mümkündür.
Türk Eğitim Sen Milli Eğitim Bakanlığını bu yamalı bohçaya benzeyen ve yukarda ifade ettiğimiz hukuki problemleri oluşturacak rotasyon ile ilgili olarak uyarmıştır. Uyarılarımızı dikkate almayan ve herkesin kabul edebileceği bir rotasyon yapmamak konusunda inat eden MEB’in, yönetmeliğine ve rotasyon genelgesine yönelik davalar sendikamız tarafından açılmıştır. Türk Eğitim Sen sorumlu sendikacılık gereği uyarı görevini yerine getirmiştir. Uygulama sonrasında da , uygulamadaki eksikliklere yönelik yüzlerce dava açılacağı bellidir. Bir sendikanın gazı ile hareket eden MEB ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet ÇUBUKÇU oluşabilecek kargaşanın tek sorumlusudur.
Başarılı pek çok okul müdürünün haksızlığa uğramasına sebep olabilecek ve KALDIR AT ROTASYONU olarak isimlendirilen bu uygulamayı ertelemek için hala vakit vardır. MEB’i aklı selime davet ediyoruz.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ