23- 28 Haziran 2008 tarihleri arasında Romanya Türk Dernekleri ve Romanya Eğitim Sendikalarının davetlisi olarak Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Cengiz KOCAKAPLAN; Genel Mevzuat ve Toplu Görüşme Sekreterimiz Musa AKKAŞ’ LA birlikte Romanya’ya gittik.
Gezilerden sonra hep sorulur” yediğin içtiğin senin olsun gördüğün yerleri anlat” diye.
Bu sefer ben sadece gezdiğimiz gördüğümüz yerleri anlatmanın yanında Romanya’da ki Sendikacılığı da anlatmak istiyorum. Belki bizim yöneticilerimize, iktidarımıza da Romanya’daki Eğitim Sendikalarının Grev ve Toplu Sözleşme hakkı olduğunu anlatırız da Türkiye’deki memur sendikalarına da bu hakları çok görmezler.
Romanya Komünist rejiminden sonra demokrasiye yeni geçmiş tipik bir Balkan ülkesi. 100.000 Türk’ün yaşadığı, bugün 700’ün üzerinde Türk iş adamının 7-8 milyar dolarlık yatırım yaptığı bir ülke.
Türk iş adamlarının oralarda olması bizi mutlu etti. Ama benim ülkemde işsizlik oranı yüksekken, iktidarın yabancı yatırımcıyı ülkemize çekmek için her türlü tavizi verdiği bir zamanda içimiz burkulmadı dersek de yalan olur.
Bükreş’te Çavuşesku’nun 3200 odadan meydana gelmiş,4 yılda 22000 işçi 700-800 mühendisi çalıştırarak meydana getirdiği o muhteşem sarayını gezdik.Türk milletvekilleri ile Parlamentoda yemek yedik.Eser meydana getirmek çok önemli ama bize ve bugün bizi yönetenlere, sırf yandaş sendikaya üye olma şartıyla tayin yapanlara da güzel bir ders olacağını ümit ediyorum, bu saray ve Çavuyesku’nun hayatı .
Çavuşesku çok güzel bir eser meydana getirmiş. Rejimin verdiği yetkilerle çok insana eziyet etmiş bir lider. Nasıl bu dünya, bu iktidar, Firavunlara, Nemrutlara, Sultan Süleymanlara kalmadı ise Çavuşesku’ya da kalmamış. O muhteşem sarayda sadece iki yıl yaşayabilmiş. Umarım bugün yanlış yapanlar da zulmün ve haksızlığın ebedi olmadığını anlarlar.
Romanya Milli Eğitim Bakanlığındaki bazı birimleri ziyaret ettik. Bazı okulları gezdik. Romanya bizim ülkemizden övünerek söylüyorum ki en az 10 yıl geriden geliyor.
Bükreş’te, Broşova’da eğitim sendikalarını ziyaret ettik, toplantılar yaptık, bilgi alışverişinde bulunduk.
Romanya’daki sendikaların bizden öğrendikleri oldu ama çok enteresandır bizden daha çok hakları olduğunu üzülerek öğrendik.
Sayın Başbakanın birkaç yıl önce basının huzurunda “ Size grevli, toplu sözleşmeli, Sendika hakkı veriyoruz daha ne istiyorsunuz” diyerek söz verdiği halde bizdeki memur sendikalarının “Toplu sözleşme ve grev” hakkı olmamasını Romanya’daki sendika temsilcilerine izahta zorluk çektik. Demokrasiyi daha yeni öğrenmelerine, yeni özümlemelerine rağmen Romanya da eğitimcilerin Toplu Sözleşme ve Grev hakkı var.
Romanya’da da sendika sayısı birden fazla ama bizdeki gibi hükümet sendikası, hormonlu sarı sendika yok.
Romanya’da da aidatlar devlet eliyle maaştan kesilerek sendikaya aktarılıyor. Üyelerin maaşı, sendikanın kazanımları, mücadelesi bizdeki kadar olmamasına, üye aidatı bizde binde 5 iken Romanya da binde 10 yani % 1 kesilmesine rağmen üyeler sendikalara daha çok destek veriyor.
Romanya’daki milli gelir bizden düşük olmasına rağmen profesyonel sendikacıların maaşlarını devlet ödüyor.
Her şey den önemlisi tayin ve atamalarda ki siyasi tercih öğretmenlere ve idarecilere kadar inmemiş.
Köstence’nin ilçesi Mecidiye’ye gittik. Türklerin en çok bulunduğu yerlerden biri olan bu bölgede Türk izlerini her yerde görmek mümkün. Atatürk Lisesi de “Romence “ eğitim yapılırken Türkçe ve İslam dini bilgileri tercihen okutulan bir lise.
Köstence’ye giderken atalarımızın atlarının sulandığı o mağrur ama mahzun Tuna nehrinden geçtik. Atalarımın atlarının sulandığı Tuna’yı bugün çocuklarımıza okullarımızda AB uğruna öğretemediğimizi düşünerek üzüldüm.
Köstence’deki sendikayı ziyaret ettik. Türk Derneklerini ziyaret ettik. Köstence’de Cuma namazı kıldık. Yüce Allah’a binlerce şükrettik. Dedik ki: Binlerce şükürler olsun Yüce Allah’ım. Dün Atalarımın atlarıyla geldiği bu yerlere uçakla da olsa, klimalı otobüslerle de olsa gelmeyi nasip ettin.