Türk Eğitim Sen ve Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK’un özür grubu tayinlerle ilgili basın açıklaması:
Yeni Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Kanunu aşağıdaki düzenlemeyi getirmiştir.
MADDE 37
(3) Öğretmenlerin Bakanlıkça belirlenen hizmet bölge veya alanlarında en az üç eğitim öğretim yılı görev yapması esastır. Bunların yer değiştirme suretiyle atamaları her yıl yapılan atama plan ve programları çerçevesinde eğitim öğretim faaliyetlerini etkilemeyecek şekilde sonuçlandırılır. Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler ise yaz tatillerinde yapılır.
Bu maddeden hareketle bundan sonra her türlü özür grubu tayinleri, sadece yaz tatillerinde bir kere yapılacaktır.Bu maddeyi buraya koyanlar, eğitim öğretim dönemi içerisinde öğretmen sirkülasyonunun eğitim öğretime zarar verdiğinden hareket etmekte, bunun yolunu da bu şekilde bulduklarını zannetmektedir.
Bu maddeyi bu şekilde düzenleyenlerin “özür” kelimesinin, “özür grubu tayin” ifadesinin ne anlama geldiğinden haberi var mıdır, diye düşünmeden edemiyorsunuz. Özür grubu tayinleri, adından da anlaşılacağı üzere, hayat içerinde planlanamayan, aniden karşımıza çıkan sebeplerle yapılması gereken tayinlerdir. Nedir bunlar, sağlık, eş durumu, eğitim gibi sebeplerle tayin isteğinin yapıldığı hallerdir.
Sağlık gibi insan hayatını doğrudan etkileyen bir sebebi sadece yaz tatilleriyle sınırlandırmak ne insanidir ne de bilimsel. Böyle bir sebebe rağmen, bu sebebi göz ardı ederek çalıştırılan bir kamu görevlisinin iş veriminin ne kadar düşeceğini, mutsuz edeceğini bu hakkı kısıtlayanlar, hiç mi akıl etmediler?
Eş durumu özrü ise bambaşka şartları olan bir özür grubudur.Ailesinden makul süre uzak tutulan bir öğretmenin nasıl hizmet yapacağı herkesin malumudur?Öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği ile zaten eş durumu özrü stajyerlik süresinin tamamlanmasından sonra kullanılan bir hak haline getirilerek yeterince kısıtlanmış durumdadır. MEB gayri insani bir anlayışla yıllar önce böyle bir düzenleme yapmış, Türk Eğitim Sen’in açtığı davalar da bir sonuç ortaya çıkarmamış, yargı da bu uygulamayı onaylamıştı. Öğretmenler bu durumu beğenmese de kabul etmek durumunda kalmıştır ancak, stajyerliği kalktıktan sonra, sadece yaz tatilinde bu hakkı kullanmaları doğrultusunda bir düzenleme yapılması, yeni bir hak gaspı anlamındadır ve asla kabul edilemez.
Türk Eğitim Sen ve Türkiye Kamu Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK bu durumu sayın Ömer DİNÇER’e anlattı, bu problemin çözülesi gerektiğini ifade etti. Sayın Bakan bu doğrultuda bir çok talep geldiğini, bir değerlendirme yapacağını söyledi. Bugüne kadar geçen süre içerisinde ne gibi bir değerlendirme yapıldı, neye karar verildi, hala bir açıklama bulunmamaktadır.
Türk Eğitim Sen olarak, sayın Bakandan bu konudaki değerlendirmesini bir an önce yapmasını istiyoruz.İnsanların bir bilinmezlik içerisinde beklemeye tahammülü kalmamıştır.Her biri birkaç yıldır ailelerinden uzak bırakılmış bu insanlar mevzutaın yüklediği sorumluluğu yerine getirmiş ve stajyerlikleri kaldırılmıştır. Bu insanların önüne yeni engeller koymak hangi insani gerekçeyle izah edilebilir? Bu tavır özür kelimesinin yüklendiği anlamı da red etmek değil midir?
Sayın Ömer Dinçer bu konuda elini vicdanına koymalı, yeni karışıklıklar oluşmadan problemi çözeceğini açıklamalıdır. Türk Eğitim Sen olarak özür grubu tayinlerinin her yarı yıl sonunda olmak üzere en az yılda iki kere yapılmasını istiyoruz. Umut ediyoruz ki, bu konuda aklı selim galip gelecek ve Bakanlık bir yanlıştan daha dönecektir. Aksi takdirde tepkiler dinmeyecektir.