https://turkegitimsen.org.tr/storage/2021/10/12yil-soru-cevaplar-pdf-6.pdf adresinde yayınlanan MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 12 YIL ZORUNLU EĞİTİM SORULAR VE CEVAPLAR adı verilen kitapçığın, 59. Soru ve cevabı Milli Eğitim Bakanlığının ve Ömer Dinçer’in ne kadar öngörülü ya da öngörüsüz olduğunu çok net şekilde ortaya koymaktadır.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
12 YIL ZORUNLU EĞİTİM
SORULAR – CEVAPLAR
SORU 59: 5. sınıf öğretmenleri ne olacak?
CEVAP 59: Şu anda 5. sınıflarımızda iki ayrı alanda öğretmenlerimiz görev yapmaktadır: Sınıf öğretmenleri ve alan/branş öğretmenleri. Branş öğretmenleri bakımından herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü, 5. Sınıf artık ortaokul kademesini oluşturmakta ve tüm dersler branş derslerinden oluşacaktır. Dolayısıyla bu öğretmenlerimiz yine alan/branş derslerini vermeye devam edeceklerdir. Sınıf öğretmenleri konusunda ise kasıtlı bir biçimde, yeni sistemi engellemek amacıyla ve öğretmenlerimiz arasında tedirginlik oluşturmak için yalan haber ve dedikodu üretilmektedir. Şu anda 5. sınıflarımızdaki 37.722 sınıf öğretmenimiz yeni sistem nedeniyle norm fazlası konuma düşmektedir. Ancak, bir gerçek gözlerden kaçırılmaya çalışılıyor. 2012 – 2013 öğretim yılında 66. ayını tamamlayan çocuklarımızın da ilkokul 1. sınıfa kaydolacak olması nedeniyle 1. sınıflarımızda önceki yıllara göre çok daha fazla öğrenci kaydı gerçekleştirilecektir. (Ayrıca 60 – 66 ay arasındaki çocuklardan da kayıt olacak olanlar düşünüldüğünde bu sayının daha da artması mümkündür) Dolayısıyla bir ilkokulumuzun 1. sınıflarında diyelim ki önceden 3 veya 4 şube varken şimdi 5 veya 6 şube olacak. Bu öğretmenlerimiz yeni açılacak şubelerde görevlerine devam edecekler. Ayrıca, şu anda 1 – 5. sınıflarda ülke genelinde şube/öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ortalama 30 iken, yeni sistemle 1 – 4. sınıflarda bu sayı yaklaşık 22 civarına inmiş olacaktır.
Diğer bir deyişle, uygulamanın ilk yılında okula kayıt yaşının erkene çekilmesi nedeniyle birinci sınıflar düzeyinde öğretmen ihtiyacı doğacaktır. Ayrıca sistemde hâlâ ücret karşılığı derse giren öğretmenler bulunmaktadır. Ortaya çıkacak öğretmen fazlalığı bu alanlarda da değerlendirilecektir.
Çok öngörülü Milli Eğitim Bakanlığı ve Bakan Ömer Dinçer’in, yukardaki açıklamada şu tespiti çok dikkat çekicidir; ”Sınıf öğretmenleri konusunda ise kasıtlı bir biçimde, yeni sistemi engellemek amacıyla ve öğretmenlerimiz arasında tedirginlik oluşturmak için yalan haber ve dedikodu üretilmektedir.” İşin garibi, bu açıklama aynı bu şekilde, hala https://turkegitimsen.org.tr/storage/2021/10/12yil-soru-cevaplar-pdf-6.pdf adresinde, sınıf öğretmenleri ile alay edercesine yayınlanmaktadır.
Halbuki, bu açıklamadan sonra neler yaşanmadı, Cumhuriyet tarihimizde böyle bir rezalet dönem vuku bulmamıştır. Bir yandan, özür grubundan tayin yaptırmak isteyen sınıf öğretmenleri, diğer yandan, norm kadro fazlası olan sınıf öğretmenlerinden yaklaşık 23 bini alan değiştirmek zorunda bırakılmıştır. Yan alanı olanlar, bu alanla ilgisi ve bilgisi ne kadar olduğuna bakmadan, bulunduğu durumdan çıkmak için yan alanına geçmek zorunda kalmış, yan alanı olmayanlar ise ya teknoloji tasarım ya da zihin engelliler sınıf öğretmenliğine geçmiştir.
Tüm bu rezaletlerden sonra MEB’in yukardaki açıklamasında yer alan, “Sınıf öğretmenleri konusunda ise kasıtlı bir biçimde, yeni sistemi engellemek amacıyla ve öğretmenlerimiz arasında tedirginlik oluşturmak için yalan haber ve dedikodu üretilmektedir.” İfadesi ne anlama gelmektedir. Kim iftira atmıştır, kim yalan söylemiş, kim toplumu aldatmış, çok açıktır.
Sadece, bu öngörüsüz ifadeler sebebiyle dahi, bir başka gelişmiş ülkede, bakanlar ve bir çok bürokrat görevinden istifa ederdi, ancak ülkemizde yaşananlar çok çabuk unutuluyor, hatalar yapanların yanına kar kalıyor. Alan değiştirmek zorunda kalmak sebebiyle, mutsuz ve huzursuz edilen öğretmenlerin vebalini kim taşıyacaktır? Öğretmen iken, sadece yer değiştirmek için memur olmak zorunda kalan öğretmenlerin yaşadığı acıyı kim tazmin edecektir? Yalan yanlış alan değişikliğinin yan etkisi veya güncellenmemiş, yanlış ders yükü hesabı yüzünden, norm kadro fazlası olan öğretmenlerin, bozulan düzeninin sorumluluğunu kim üstlenecektir?
Türk Eğitim Sen öngörü sahibi bir sendika olduğu, yaşanacak bunca rezaleti önceden tahmin ettiği için hem bakanlık hem de yandaş sendika tarafından, hiç de hak etmediği şekilde suçlanmıştır. Özür dileme erdeminden hiç nasibini almamış, bu kurumları, sözde yönetenlerin, hala, öğretmenlerin yüzüne, nasıl bakabildikleri, merak konusudur.
Türk Eğitim Sen cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim rezaletinin sorumlusu olanların peşini bırakmayacaktır. Hangi kurumun yöneticisi olursa olsun, ister bakanlık isterse sendika yöneticisi, bunların sorumluluklarını her platformda yüzlerine çarpacaktır. İster sınıf öğretmeni, ister branş öğretmeni olsun, tüm öğretmenlerimizin de, bu rezilliğin sorumlularını asla unutmamalarını diliyoruz. Aksi takdirde, benzeri sorumsuzluklar bundan sonra da devam edecektir, devam edecek ve acıyı yaşayanlar yine öğretmen ve eğitim çalışanları olacaktır. Yaşadıklarımızı unutma ve unutturma, sorumlular bedelini ödemedikçe, Türk Eğitim Sen’de her fırsat ve zeminde onların ayıplarını en net şekilde yüzlerine çarpacaktır.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ