Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda Yer Alan Sınav Şartının Kaldırılması İçin Danıştay’a Başvurduk.

Türk Eğitim-Sen, 3 Şubat 2022’de kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun uygulanmasına yönelik “Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları Yönetmeliği”nin iptali için 25.05.2022 tarihinde Danıştay’a başvurdu.

Türk Eğitim-Sen, 3 Şubat 2022’de kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun  uygulanmasına yönelik “Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları Yönetmeliği” nin iptali için 25.05.2022 tarihinde Danıştay’a başvurdu.

Bilindiği gibi Türk Eğitim-Sen; öğretmenlerin kariyer planlamasının sınavla yapılamayacağını, sınavın sadece bilgiyi ölçtüğünü, oysa öğretmenlik mesleğinin sadece bilme değil, bildiğini aktarma mesleği olduğunu, bu nedenle kariyer planlamasında tek ölçütün tecrübe olması gerektiğini her fırsatta yinelemişti. Çıkarılan yönetmelikte yer alan kurs ve sınav şartının kabul edilemeyeceğini bildiren sendikamız, 10 yılını dolduran her öğretmene uzman, 20 yılını dolduran her öğretmene ise başöğretmen unvanı verilmesini talep etmişti. Ancak ne yazık ki sendikamızın bu uyarıları görmezden gelindi, MEB eğitim programı ve sınav şartından vazgeçmedi.

Dosyanın somut norm denetimi yapılmak üzere Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi talep edildi.

Bu nedenle söz konusu yönetmeliğin iptali için yargıya başvuran Türk Eğitim-Sen; ayrıca iptali istenilen maddelerin dayanağı olan 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunun 6.maddesinin anayasaya aykırı olması nedeniyle somut norm denetimi yapılmak üzere dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep etti.

Türk Eğitim-Sen’in dava dilekçesinde “Öğretmenlerin kariyer basamaklarına sınav şartına bağlı ayrıştırılması, öğretmenler arasında çalışma barışını bozacak, velilerin çocuklarını uzman ve başöğretmene verme yarışına sokacaktır” ifadelerine yer verildi.

Türk Eğitim-Sen’in dava dilekçesinde, “Öğretmenlik mesleği Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda da yer aldığı üzere uzmanlık mesleği olup uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları tüm öğretmenlere kıdemine göre verilecek şekilde düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu nedenle sınav şartının kaldırılması gerekmektedir. Öğretmenlerin kariyer basamaklarına sınav şartına bağlı olarak ayrılması, öğretmenler arasında çalışma barışını bozacak, velilerin çocuklarını uzman ve başöğretmene verme yarışına sokacaktır. Sınav yapılmaksızın 10 yılını doldurmuş her öğretmen uzman, 20 yılını doldurmuş her öğretmen de başöğretmen olmalıdır.” ifadelerine yer verildi.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alan öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselmesi engellenmektedir.

Öte yandan dava dilekçesinde, uzman öğretmenliğe ve başöğretmenliğe başvuruda bulunacaklar için hem yönetmelikte hem de kanunun 6/1-c maddesinde kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının bulunmama şartı arandığı ifade edilerek, “Bu durumda kademe ilerlemesi cezası alan öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselmesi engellenmekte ve ikinci ve daha ağır bir yaptırıma uğramasına sebep olunmaktadır. Aynı şartlarda bulunan kişiler arasında bu yönü ile adaletsizlik söz konusu olacak ve işlediği bir fiil nedeni ile disiplin cezası alan memurun kariyer basamaklarında yükselmesinin önüne geçilecek ve bu yönü ile alabileceği bir ücretten mahrum kalacaktır” denildi.

Dilekçede şu ifadelere de yer verildi: “Hem yönetmeliğin 12/4. Maddesi, hem de kanunun 6/7. Maddesinde  “Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış olanların cezaları özlük dosyasından silindikten sonra uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı için başvuruda bulunabilir.” denilmek sureti ile bu disiplin cezasını almış olan öğretmenlere cezanın özlük dosyasından silinmesine kadar uzman ve başöğretmenliğe başvuru hakkı tanınmamaktadır. Bu durumda işlediği bir fiil nedeni ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alan bir öğretmen 10 yıl boyunca uzman öğretmen veya başöğretmen olamayacaktır. Bu durum açıkça ölçülülük ilkesine açıkça aykırıdır.”

Türk Eğitim-Sen, başöğretmen olabilmek için 10 yıl uzman öğretmen olma şartının iptalini de istedi.

Ücretli öğretmenlikte geçen sürelerin değerlendirmeye alınmaması eşitlik ilkesine aykırıdır.

Ücretli öğretmenlikte geçen sürelerin değerlendirmeye alınmamasını yargıya taşıyan Türk Eğitim-Sen dava dilekçesinde “Bu durum zaten uzun olan 10 yıllık hizmet süresinin daha da uzamasına neden olacaktır. Ücreti öğretmen zaten kadrolu yahut sözleşmeli öğretmenin ifa etmiş olduğu görevi aynı sorumluluk çerçevesinde aynı bakanlığa bağlı olarak yapmaktadır. Fiilen aynı görevi ifa eden kişilerin yaptıkları görevlerin yokmuş gibi değerlendirilmesi eşitlik ilkesine aykırılık arz etmektedir” ifadelerini kullandı.

Sadece yönetmeliğe değil, yönergeye de dava açıldı.

Yönetmeliğin uygulanması amacı ile 13.05.2022 tarihinde yayınlanan Öğretmenlik Kariyer Basamakları Mesleki Gelişim Çalışmaları ve Eğitim Programına İlişkin Yönerge yayınlandı. Türk Eğitim-Sen söz konusu yönergenin 8. Maddesi ile uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik ile ilgili Mesleki Gelişim Çalışmaları Tablolarında yer alan çalışma alanlarından en az ikisinden birer çalışma yapmaları gerektiği şeklindeki düzenlemenin iptali için de Danıştay nezdine dava açıldı.

Türk Eğitim-Sen, duyuruya dava açtı.

Yine eğitim programının yaz tatilini kapsayacak şekilde yapılmasının yürütmesinin durdurulması istendi. 18.05.2022 tarihinde Uzman Öğretmenlik ve Başöğretmenlik Eğitim Programı ile Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yazılı Sınav Duyurusu yayınlanmış, duyuruda yer alan Uzman Öğretmenlik Eğitim Programına göre uzman öğretmen unvanı için 180 saatlik eğitimin 18 Temmuz 2022-05 Eylül 2022 tarihleri arasında, Başöğretmenlik Eğitim Programına göre başöğretmen unvanı için 240 saatlik eğitimin 18 Temmuz 2022-19 Eylül 2022 tarihleri arasında yapılması şeklindeki düzenlemenin iptali talebiyle de dava açıldı.

Son Haberler

AKADEMİK ZAM KAÇINILMAZDIR!

Genel Başkanımız Talip Geylan, 2024-2025 akademik yılının açılışı dolayısıyla bir açıklama yaptı.

ÜNİVERSİTE İDARİ PERSONELİNİN NAKİL SORUNU ÇÖZÜLSÜN

Bilindiği gibi 2022-2023 yılları 6. Dönem Toplu Sözleşme ve 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. Dönem...

SİNOP ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİNDE İRADE KİMDE?

Genel Başkanımız Talip Geylan, Sinop Üniversitesi’nde aynı sendikanın yöneticileri, temsilcileri ve üyelerinin üniversite yönetiminde yer aldığına dikkat çekerek, “Bu yönetim tablosuyla birlikte, söz konusu sendikanın, çok kısa sürede %100 sayısal artış sağlamasını da ‘sendikal cazibeyle’ açıklamazsınız sanırım” dedi.

MEDENİYET BİR YILDIR İNSANLIK DRAMINA KÖR, SAĞIR, DİLSİZ!

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Gazze'de bir yıldır devam eden İsrail zulmünü bir kez daha lanetledi.