ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ HANGİ YÜZLE KUTLAYACAKSINIZ ?

Allah nasip ederse 24 Kasım 2012 tarihinde bir öğretmenler günü daha kutlanacak.

Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, Başbakan, Milli Eğitim Bakanı, siyasiler, mülki amirler ve kurum yöneticileri her yıl olduğu gibi yine çıkacak; “öğretmenler canımız, kanımız, onlar bu memleketin kahramanları, eli öpülesi öğretmenler, hatta anneden babadan sonra elini öptüğüm tek kesim, öğretmenler geleceğimiz olan evlatlarımızı emanet ettiğimiz kahramanlar, öğretmenlik Peygamberlik mesleğidir… vs.’’ gibi dizi dizi methiyeler düzecek!

Latife olarak zikredilen bu ifadelerimizin hepsi de doğru maalesef. Hatta eksiği var fazlası yok.

Pek tabii ki, öğretmenlerimiz her türlü övgüyü ve methiyeyi hak ediyor. Ülkenin en zor şartlarında her türlü zorluğa göğüs gererek çalışan kesimin başında öğretmenler gelmektedir. Öğretmenler bir mum gibidir etrafını aydınlatmak adına yanar kül olur, ama yine de gık demez. Öğretmen kar kurtları gibidir, yok olma pahasını suyu soğutur.

Bölücü örgüt tarafından kaçırılan, öğrencisi ve veli tarafından darp edilen ve hatta canına kıyılan yine öğretmendir. Maddi sıkıntılarına rağmen Türk Bayrağının dalgalandığı, hatta güvenlik güçlerinin bile bazı saatten sonra bulunmadığı yerlerde öğretmen vardır, canı pahasına bile olsa.

Köyde soba yakarken yanan, öğrencisiyle hastalanan, onunla ağlayıp onunla gülen, annesine derdini anlatamayan öğrencisinin derdini dinleyip çare olmaya, derman olmaya çalışan yine öğretmendir.

Ne yazık ki bu kadar fedakarlık yapan öğretmen, on yıldır gerekli desteği ülkeyi yönetenlerden görmediği gibi günah keçisi ilan edilen de yine öğretmendir.

Maliye Bakanlığı bütçeyi tutturamaz suçlu öğretmendir. Bakan, bakanlığı idare edemez suçlu öğretmen ilan edilir. Veli çocuğunun hakkından gelemez, suçlu öğretmen olur. Evinde çocuğuna bir kelime öğretme becerisine sahip olmayanlar bile öğretmeni suçlar. Dershaneler kapatılacak denilir, suç resmi okullara ve öğretmenlere yüklenir.

4+4+4 sistemini bu millete dayatan beceriksiz idarecilerin beceriksizliklerinin cezasını da çeken yine öğretmendir.

Bu öğretmenlerin ne gibi problemleri var diye kimse sormaz, sormaya da gerek görmez. Çünkü öğretmenlik yapmayanlar, öğretmenin yaşadığı problemi yaşamayanlar ne bilir öğretmenin derdinden tasasından.

Bütün bunlardan sonra;

Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıranlar.

Eş durumu mağdurlarının mağduriyetlerini gidermeyenler.

1+5+3+4 kesintisiz eğitim teklifimiz yerine 4+4+4 ucubesiyle öğretmeni ve öğrenciyi mahvedenler.

Sınıf öğretmenlerini alan değişikliği mecburiyetinde bırakarak hem öğretmeni hem öğrenciyi mağdur edenler.

Hiçbir sınıf öğretmeni açıkta kalmayacak diye söz verdikleri halde sözünün eri olamayanlar.

İl emrini kaldıranlar.

Eğitim çalışanlarının tayin ve görevde yükselme problemlerini halledemeyenler.

Mesleki teknik eğitimin ve meslek dersleri öğretmenlerinin problemlerini çözemeyenler.

Okula ve okul idarecilerine sahip çıkmayarak veli ile, öğretmen ve idareciyi karşı karşıya getirenler.

Milli Eğitim Bakanlığını işletme gibi görenler.

Bakanlıktaki milli olan her şeye savaş açmış olanlar.

Tayin ve atamalarda liyakat yerine siyaseti ön planda tutarak kul hakkı yiyen idareciler.

Ek ders esaslarını değiştirerek öğretmeni mağdur edenler.

Öğretmenleri atamayıp ücretli öğretmenlikle öğretmeni sömürenler.

Öğretmen az çalışıyor diyenler.

Öğretmenlik mesleğini hafife alıp bakanlığı öğretmen kökenli olmayan bürokratlarla dolduranlar.

Ek ödemeyi tüm memurlara verip eğitim çalışanlarını dışlayanlar.

Hükümetin icraatlarını desteklemekten başka bir işe yaramayan, öğretmenleri ve öğrencileri mahveden’’ 4+4+4’ ün mimarı biziz’’ diye övünen sendikacılar.

İktidar memurun iş güvencesine göz dikerken sus pus olan; ek ödeme almak namus borcumuzdur dedikleri halde sözünün eri olamayan sendikalar.

KCK sanıklarına gösterdiği özeni eğitim çalışanlarının problemlerine göstermeyenler.

Velhasıl on yıldır eğitim çalışanlarına kan kusturanlar.

Hangi yüzle 24 Kasım’da öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlayacaksınız.

….

Her şeye rağmen, Öğretmenler Günümüz kutlu olsun.

Son Haberler

DYK’DA GÖREV ALAN MEMURLARA ÜCRET ÖDENMELİDİR

Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2024 ve 2025 Yıllarını Kapsayan 7....

MEB BÜTÇESİ İHTİYAÇLARI KARŞILAYACAK MI?

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, MEB Bütçesi hakkında yaptığı değerlendirmedir.

ATATÜRK, TÜRKİYE’DİR!

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 10 Kasım dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır.

AKADEMİK ZAM PAS GEÇİLMESİN!

Genel Başkanımız Talip Geylan, ekonomik koşullarından dolayı, başarılı öğrencilerin akademisyenliği değil, geliri daha yüksek olan meslekleri tercih ettiğini kaydederek, bu durumun Türk akademisinin geleceği açısından önemli bir zafiyet doğuracağını söyledi.