Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU, Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Abbas GÜÇLÜ ile yaptığı röportajda, sorulan bir soruya aşağıdaki cevabı vermiştir.
SORU: Haziran’daki 10 bin atamanın 7- 8 binin sözleşmelilerden oluşacağı öngörülüyor. Bu durumda Haziran atamasına ne gerek vardı? Zaten yasa çıktığında hepsi kadroya geçmeyecek miydi? Kaldı ki Haziran atamasının Şubat ataması yerine yapıldığını, 2008 KPSS puanlarının yanmaması ve hukuki durum yaratmamak için bu yola gidildiğini siz kendiniz açıkladınız. Şubat’ta atama olsaydı, boşalan kadrolara da tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi sözleşmeli alınacaktı. Şimdi bu kararsızlık niye? Ayrıca bu durum müktesep hakların öğretmenlerin elinden alınması anlamına gelmez mi?
CEVAP: Evet 10 bin kadronun çok önemli bir bölümü sözleşmelilerin kadroya geçmesi için kullanılmış olacak. Biz de zaten onların sayısını eritmek istiyoruz. Başta sendikalar ve sözleşmeli öğretmenler de bunu istemiyorlar mıydı! Hani herkes sözleşmeli atamaya karşıydı.
Sayın ÇUBUKÇU, soruya verdiği bu cevapla, atanamayan öğretmenlerle sendikamızı karşı karşıya getirmeye çalışmaktadır. Mili Eğitim Bakanlığı gibi önemli bir bakanlığın başında bulunan bir kişinin böyle bir yol takip etmesi en basit ifade ile etik değildir.
Türk Eğitim Sen, elbette, sözleşmeli öğretmen atamasına karşıdır. Ancak, bu isteğimiz şuan görev yapan 70 bin sözleşmeli öğretmenin, atamalarda öncelikli olarak atanması isteğimizden değildir. Türk Eğitim Sen olarak, bugün görev yapan tüm 4/B li sözleşmeli öğretmenin, Sayın ÇUBUKÇU’nun açıklaması ve verdiği söz doğrultusunda, herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın kadrolu olarak atanmasını istiyoruz. Bu sebeple, yeni yapılacak atamalara, sözleşmeli öğretmenler değil, ataması yapılmayan öğretmen adayları başvuru yapabilmelidir. Açılan kadrolar, sözleşmeli öğretmenlerle doldurulduğu sürece atama bekleyen öğretmen sayısı her yıl daha da artacaktır.
Sayın ÇUBUKÇU’nun, sözleşmelileri kadrolu yapacağım sözü bu şekilde bir yöntemle yerine getirilmiş olmaz. Bu açıklama bile, ÇUBUKÇU’nun verdiği sözün yerine getirilmeyeceğini çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Milli Eğitim Bakanı ÇUBUKÇU, bu açıklaması ile bir kere daha, hem 9 ay önce hem de 13 Mart Mitingimiz öncesindeki sözlerine ters düşmekte ve bizzat kendisi kendisini yalanlamaktadır.
Sayın Bakan, sözü ağzınızda eveleyip gevelemeyin, çıkın yiğitçe, “Ben sözümü tutamayacağım, bütün sözleşmelilerden özür diliyorum.” deyiniz. Sendikaları, hem sözleşmeli hem de atanamayan öğretmenlerle karşı karşıya getirmeye çalışmak, sizi verdiğiniz sözü tutmamış olmaktan kurtarmaz.
Biz Türk Eğitim Sen olarak şunu istiyoruz, onlarca defa tekrar ettiğiniz söz üzerine, bütün sözleşmeli öğretmenleri hemen kadroya geçiriniz ve atamaları sadece atanamayan öğretmenlerle yapınız. Emin olun aklı başında hiç kimse, yaptığınız bu açıklamaları bir Milli Eğitim Bakanına yakıştırmamaktadır. Sayın ÇUBUKÇU, bu açıklamalarınız ile KENDİNİZDEN UTANMALISINIZ, artık istifa etmeniz bile sizi bu yaptığınız ayıptan kurtaramayacaktır, tarihe SÖZÜNÜ TUTMAYAN VE ÖĞRETMENLERİ ALDATAN BİR MİLLİ EĞİTİM BAKANI OLARAK GEÇTİNİZ. Bu yalanlarınızdan yüzünüz kızarmalıdır, bu açıklamalarınızdan sonra hiçbir öğretmen, hiçbir eğitim çalışanı size itibar etmeyecek, güven duymayacaktır.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ