Genel Başkan: “Tüm milletimizin Nevruz ateşinin etrafında dostluk, kardeşlik ve barış içinde el ele vermesi en büyük dileğimdir.”
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 21 Mart, Nevruz Bayramı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınladı. İsmail Koncuk’un yayınladığı mesajda şu ifadelere yer verildi:
İnsan, yarattığı kültür sonucunda bugünkü sosyal yaşantısına kavuşmuştur. Hiçbir toplumla karşılaştırılamayacak kadar köklü, güçlü ve zengin bir geçmişi bulunan Türk milleti, binlerce yıldan beri güçlendirerek ve üzerine yenilerini ekleyerek yükselttiği kültürünü, bugünlere kadar taşımıştır. Türk kültürünün vazgeçilmez değerlerinden birisi de kuşkusuz “Nevruz” yani “Yeni Gün”dür.
Doğa ile iç içe yaşayan ve toprağı “ana” olarak kabul edenTürk milleti, soğuk ve çetin geçen kış günlerinin ardından gelen ve ölümden sonra dirilişi, zorluklardan sonra gelen zaferi, kıtlıktan sonra bolluğu ve Allah’ın rahmet ve bereketini simgeleyen baharı büyük coşku içinde karşılamış, Nevruz bayramı olarak kutlamıştır.
Nevruz, Türk insanını birbirine kenetleyen, Ergenekon’da demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarını yaşatan ve güzel günleri müjdeleyen bir ateştir. Büyük bir kültürün ürünü olan bu ateş, binlerce yıldır bütün ihtişamıyla yanmaktadır, bundan sonra da yanacak ve yine güzellikleri müjdeleyecektir.
Kazakistan,Özbekistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Gagauzya, Başkurdistan gibi tüm Türk ellerinde de “milli bayram” olarak kutlanan Nevruz Bayramımız, ne yazık ki bugün bazı bölücülerin, milli birliğimizin temellerine dinamit koymak amacıyla kullandıkları bir ayrıştırma aracı haline getirilmek istenmektedir. Çoğu zaman “Ergenekon Destanı” ile olan bağlantısından dolayı “Ergenekon Bayramı” diye de kutlanan ve Türklerin bilinen en eski ve en büyük bayramı olan bu özel gün, şimdi bazı kesimlerce Türklerin elinden alınmakta ve siyasi bir çatışmanın argümanı olarak kullanılmakta; Türk gelenek ve göreneklerinden başka kültürel değerleri bulunmayan toplulukların, üzerinde siyaset yaptıkları bir malzeme haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Oysa Nevruz, bizleri birbirimizden ayıran bir gelenek değil, Anadolu ve Avrasya coğrafyasında yaşayanların ortak kültürü, binlerce yıllık kardeşliğimizin en büyük göstergesidir. Nevruz, bu coğrafya insanının, kendisini hangi etnik kökene dahil hissederse hissetsin, etle tırnak gibi birbirinden ayrılamayacağının ifadesidir. Nevruz, bizi biz yapan, bu milletin binlerce yıldır bu topraklara nakşettiği; genç kızlarımızın halılara işlediği motif, analarımızın ellerine yaktığı kına, düğünlerimizin halayı, zeybeği, barı, horonu, Yüce Yaradan’a yönelen gönüllerimizin ortak duasıdır.
Dört bir yanımızda isyan ateşinin yanmaya başladığı; şiddet ve vahşetin hüküm sürdüğü; kan ve gözyaşının çağladığı bugünlerde, tüm Avrasya coğrafyasının, Nevruz ateşinin çevresinde dostluk, kardeşlik ve barış içinde el ele, gönül gönüle yer alması dileğimle, binlerce yıldır Edirne’den Kars’a kadar hepimizin her Nevruz günü hep bir ağızdan söylediği, gönülden dilediği “Ey gece ve gündüzün tedbircisi, ey gözleri ve gönülleri başka hale çeviren, ey kudret ve halleri değiştiren! Halimizi en güzele çevir!” dualarına, can-ı gönülden eşlik ederek, tüm milletimizin Nevruz Bayramını kutluyorum.