Kul hakkı: Hayatın her alanında insanların ve tüm canlıların haklarına riayet etmemek, hakkı olmayan şeyleri gayri meşru yollardan ve kişilerin istekleri dışında elde etmek olarak tanımlanabilir.
Bu haklar genelde insanların canları, malları, ırz ve namusları, makam ve mevkileri, kişilik hakları olarak anlaşılmaktadır.
Her insanın diğer insanlar kadar yaşama, haberleşme, para kazanma, yükselme, meşru yollardan rızkını elde etme hakkı vardır.
İnsanlar her ne şekilde olursa olsun kendine ait olmayan bu hakları gayri meşru yollardan elde esiyorsa bu kul hakkına girmektedir.
Bu şekildeki kazançlar dinimizde haram olarak kabul edilmiştir.
Dinimizde kul hakkı büyük günahlardan sayılmıştır.
Kuran’ı Kerim’de :”aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin” bakara 128.buyurulmaltadır.
İnsanların üzerindeki en büyük borç kul hakkıdır.
Yüce Resul’de kul hakkı üzerinde çok durmuştur.
Bir defasında cenaze namazı kıldıracağı kişinin üzerinde kul hakkı olduğunu öğrenince cenaze namazını kılmayarak beklemeyi tercih etmiştir.
Yine Yüce Peygamber: ”Nefsim yed’i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir insan Allah yolunda üç defa şehit olsa bile üzerindeki kul hakkı yüzünden cennetteki makamına ulaşamaz” buyurmuştur.
Peygamberimiz yine bir hadisinde ”Birinin hakkını alan kimse, ölmeden önce helalleşsin. paranın ve malın geçmeyeceği kıyamet gününe üzerinde kul hakkı olarak gitmesin” buyurmuştur.
Cenab-ı hak bütün günahları dilerse affeder ama kul hakkını asla affetmez.
Kul hakkı sadece kişinin malını mülkünü haksız almak değildir.
Canlıların bütün haklarını gayri meşru şekilde gasp etmek de kul hakkına girer.
Bilindiği gibi son yıllarda işe girişlerde, görevde yükselmelerde mülakat moda haline gelmiştir.
Bizim ülkemizde herkes de bilmektedir ve yaşanan tecrübelerden de görülmüştür ki mülakat maalesef torpil ve adam kayırma olarak bilinmektedir.
Mülakatlar kurulan komisyonlarca yapılmaktadır.
Komisyonların oluşmasında yine maalesef çalışanları temsil eden sendikaların temsilcileri bulunmamakta, komisyonlara liyakatsiz şekilde torpille atanan bazı bedbaht idarecilerce müdahale edilmekte ve kime ne not verileceğine dair listeler komisyonlara gönderilmektedir.
Rızıklarını kazanmak İçin yıllarca tahsil yapan, bin bir zorluklar ve maddi imkânsızlıklarla okuyan bir çok gencimizin hakkı gasp edilmekte ve hayalleri yok edilmektedir.
Komisyonlara ve mülakata Türk milletinin hiçbir güveni kalmamıştır.
Gerek yazılı sınav sonuçlarını yok sayarak mülakatı Türkiye’de işe girişlerde adet haline getirenler, gerekse komisyonların oluşmasında sadece kendi adamlarını atayanlar, gerekse komisyonlarda olup emir eri olmuş, koltuklarını korumak İçin her türlü hak gaspı yapanlar kul hakkı yemektedir.
Buradan herhangi bir şekilde kul hakkı yiyenlere ve yenmesine vesile olanlara seslenmek istiyorum.
Yarın kıyamet gününde boynuzlu koyunun boynuzsuz koyundan hakkını alacağı, zerre miktarı hayrın ve şerrin tartılacağı, annenin kendini kurtarabilmek için çocuğundan kaçacağı o büyük günde, yediğiniz bu kul hakları karşınıza çıkacak ve sırat köprüsünden geçemeyeceksiniz.
Sizi size emir veren ağa babalarınız ve koltuklarınız da koruyamayacak.
Gelin henüz tövbe kapıları kapanmadan, haklarını yedikleriniz henüz hayatta iken onlardan helallik alın, tövbe edin ve bir daha kul hakkı yememeye yemin edin.
Yarın geç olabilir.