ÖSS ‘de 30 bin öğrencinin, doğru cevap sayısı yanlıştan daha az olduğu için sınav puanı hesaplanmamıştır (sıfır almışlardır), ayrıca bir tek net yapamayan öğrenci sayısı Türkçede 20.558, Sosyal Bilimlerde 76.498, Matematikte 251.324, Fen Bilimlerinde 704.712 olmuştur. Dereceye giren 17 öğrencinin 11’i özel ortaöğretim kurumlarından mezundur.
SBS’de ise 33.150 öğrenci 196 puanın altında kalmıştır. Dereceye giren 8 öğrencinin tamamı özel ilköğretim okullarından mezundur.
Dersahane eğitimi, öğrenci ve veliler gözünde bir mecburiyet haline gelmiş, okullar sadece diploma veren kuruluşlar olarak algılanmaktadır. Ortaöğretim ve SBS sebebiyle okullar dershanelere teslim olmuş bir görüntü içerisindedirler. 2010 yılında ÖSS’nin eskiden olduğu gibi tekrar iki aşamalı yapılacağı ÖSYM tarafından açıklanmıştır.
ÖSS ve SBS’de bütün bu yaşananlar toplumun ve sorumlu medyanın gözünü eğitim öğretim sistemine çevirmesine sebep olmuştur. Bu durum, olumsuzlukları bir yana bırakılırsa, eğitim öğretimimizin olumsuz, problemli yönlerinin tekrar gündeme gelmesi, tartışılması sebebiyle önemli bir fırsat olarak görülmelidir.
17 Milli Eğitim Şurası 13-17 Kasım 2006 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen, 17. Milli Eğitim Şurasında alınan kararlar henüz hayata geçmemiş, aradan geçen sürede eğitim öğretimde yaşanan problemler artarak devam etmiştir. Bugün ciddi tedbirler alınmazsa 2010 yılında ve sonrasında daha büyük problemlerle karşı karşıya kalacağımız açıktır. Bu sebeplerle, hem 17 Milli Eğitim Şura’sında alınan kararları gözden geçirmek hem de gittikçe büyüyen sıkıntıları çok geç olmadan yeniden değerlendirmek ve toplumsal mutabakat sağlamak için yeni bir Milli Eğitim Şurası toplanması faydalı olacaktır.
Aşağıda ifade edilen konu başlıkları, eğitim öğretimimizin daha verimli ve kaliteli hale gelmesi için mutlaka gözden geçirilmesi ve mutabakat sağlanması gereken problemlerdir.
*Öğretmen yetiştirme ve öğretmen verimliliğinin artırılaması:
-Eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması,
-Öğretmenlerin ekonomik ve sosyal problemlerinin değerlendirilmesi,
-Öğretmenlerin istihdam problemleri (Sözleşmeli, ücretli, vekil öğretmenlik )
-Öğretmenlerin görevde yükselme problemleri
*Sınavlar; ÖSS, SBS,
-Sınavların gençler üzerindeki olumsuz etkileri,
*Orta öğretime geçiş ve orta öğretim modeli, okul çeşitliliği,
*Orta öğretimin temel eğitim içerisine alınması,
*Bölgeler arası eğitim eşitsizliği,
*Fiziki yapı, uluslararası standartlara uzaklığımız,
*Dershane endeksli eğitim ve yaşanılan problemler.
Yukarda ifade edilen konularda bir Milli Eğitim Şura’sı yapılması kaçınılmaz olmuştur. Eğitim öğretim hizmet kolunun yetkili sendikası,Türk Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet ÇUBUKÇU’dan 18. Milli Eğitim Şura’sını toplamak için harekete geçmesini istiyoruz. Kaybedilen gençliğimizdir, kaybedilen ülkemizin geleceğidir. Bu sebeplerle eğitim öğretim konusunda cesaretli kararlar vermenin ve bu kararları tavizsiz yerine getirmek için her türlü tedbiri ortaya koymanın zamanı gelmiş, geçmektedir.