MİLLİ EĞİTİM ŞURALARI VE ÇALIŞTAYLAR NE İŞE YARIYOR?

      Bilindiği gibi geçtiğimiz yıl 18.Milli Eğitim Şurası yapıldı. Bu şurada yaşananları, şuranın ilk defa eğitim çalışanlarının aleyhine kullanılmaya çalışıldığını,bu  sinsi düşüncelerin  Türk Eğitim-Sen’in adam gibi adam genel başkanı ve genel merkez yöneticileri sayesinde geri püskürtüldüğünü ve eğitim çalışanlarının iş güvencesini çalmaya heveslenenlerin heveslerinin kursağında  kaldığını sitemizde paylaşmıştık.

      18-20 Kasım 2011 tarihlerinde Antalya’da ‘’Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı’’ yapıldı. Genel merkezimizi temsilen oraya Genel Başkanımız sayın İsmail KONCUK, Genel Sekreterimiz Musa AKKAŞ, Genel Mevzuat ve Toplu Görüşme Sekreteri M.Yaşar ŞAHİNDOĞAN  ve ben katıldıkToplantı düşüncesi çok güzel,hele bu Çalıştaya üç sendikanın çağrılması daha güzeldi.

      18.Milli Eğitim Şurası’na nasıl hazırlandıysak, kısa bir süre kalmasına rağmen bu çalıştaya da öyle hazırlandık. Öğretmenlerin ve diğer çalışanların problemlerini de sunacağımızı ve güzel sonuçlar çıkacağını düşünerek gitmiştik bu çalıştaya da.

      Çalıştayın açılışında Sayın Milli Eğitim Bakanımızın Bulunması ve öğleden sonra benimde bulunduğum ‘’Kariyer basamaklarında ilerlemenin kriterleri ve her bir kariyer basamağının görev tanımı’’ komisyonuna katılıp iki oturum çalışmayı izlemesi ve özellikle bizim sendikamızın kariyer basamaklarının yanlışlarıyla ilgili değerlendirmemizden dolayı teşekkürü bizi hem umutlandırmış hem de mutlu etmişti.

      Akşam olduğunda 4.gruba bağlı diğer malum sendikanın temsilcisinin de bulunduğu komisyonla çalışmaların birleştirilmesine geçildiğinde, bu komisyonda ‘’657 sayılı Devlet Memurları Kanunun getirdiği memurluk rejimi iş güvencesinin çalışanların aralarındaki farklılaşmayı ve girişim, atılım inovasyon gücünü engellemektedir’’ maddesini hayretle gördüm. Yani şu denilmek isteniyordu: iş güvencesi öğretmenin verimini azaltılıyor ve Kariyer basamaklarının uygulanmasına mani oluyor o zaman iş güvencesi kaldırılsın.

      Daha bu maddenin yanlış olduğunu söyleme fırsatını bulamadan komisyon çalışması sona erdirildi. Hiddet ve şiddetle diğer Genel merkez yöneticilerimizle bunu paylaşmak için buluştuğumuzda gördük ki onların komisyonlarında da buna benzer teklifler getirilmişti.

      Bu komisyonlardan Genel Başkanımızın bulunduğu komisyonda iktidar milletvekillerince öğretmene rotasyonun teklif edildiğini, Genel Sekreterimizin bulunduğu komisyonda da ‘’okulların bakımının ve öğretmen alımının yerel yönetimlere devri’’nin teklif edildiğini hayretle öğrendik.

      Cumartesi günkü toplantılardaki stratejimizi belirlerken de:’’ne pahasına olursa olsun 18.Milli Eğitim Şurasında nasıl art niyetlilerin iştahlarını kursaklarında bıraktıysak bu Çalıştayda da Türk Eğitim-Sen varken bu kararlar alınmamalı’’dedik. Mücadelemiz sonunda diğer iki komisyondaki kararları geri aldırmamıza rağmen öğretmenlere rotasyon kararı malum güçler tarafından.15 yılını dolduran öğretmenlere il içi rotasyon yapılması kararını engelleyemedik. Genel başkanımız Çalıştayın genel değerlendirme toplantısındaki konuşmasında da bu konulara değinerek.’’Türk Eğitim-Sen var oldukça Öğretmen ve eğitim çalışanları aleyhine alınan kararlara karşı çıkacağını, her platformda bunu dile getireceğimizi, bu maddeyi teklif eden ve lehinde oy kullananları öğretmenlere şikayet edeceğini’’ belirten sert bir konuşma yaptı.

      Biz gerek 18. Milli eğitim şurasında gerekse bu Çalıştayda bazı art niyetlilerin varolduğunu, eğitim çalışanlarının problemlerinin tartışılmasının gölgesinde memur iş güvencesine göz dikildiğini bir daha gördük. Bizleri yıllardır yönetenlerin kafa yapısının değişmediğini, hala memurların iş güvencesinin kaldırılması fikrinden vazgeçmediklerini, sözleşmeli öğretmenliği kaldırdıklarına pişman olduklarını, bu fikirleri uygulamak için fırsat arandığını, bu fırsatın da özel sipariş verilerek bu komisyonlara gönderilen özel insanlarla sağlanmak istendiğini bir daha tesbit ettik.

      Ama bu art niyetliler, memur düşmanları, memurun ve eğitim çalışanın iş güvencesine göz dikenler, devletin memuru değil iktidarların memuru meydana getirmeye çalışanlar, kendilerine yardakçılar bulsalar da Türk Eğitim-Sen’in yiğit üyeleri, gözü pek teşkilat yöneticileri ve yürekli genel merkezi oldukça bunu yapamayacaklarını bir daha anlamışlardır herhalde.

      Allah bu millete ve Türk Eğitim-Sen’e zeval, Memur ve eğitim çalışanı düşmanlarına fırsat vermesin.

 

Son Haberler

DYK’DA GÖREV ALAN MEMURLARA ÜCRET ÖDENMELİDİR

Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2024 ve 2025 Yıllarını Kapsayan 7....

MEB BÜTÇESİ İHTİYAÇLARI KARŞILAYACAK MI?

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, MEB Bütçesi hakkında yaptığı değerlendirmedir.

ATATÜRK, TÜRKİYE’DİR!

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan’ın, 10 Kasım dolayısıyla yaptığı basın açıklamasıdır.

AKADEMİK ZAM PAS GEÇİLMESİN!

Genel Başkanımız Talip Geylan, ekonomik koşullarından dolayı, başarılı öğrencilerin akademisyenliği değil, geliri daha yüksek olan meslekleri tercih ettiğini kaydederek, bu durumun Türk akademisinin geleceği açısından önemli bir zafiyet doğuracağını söyledi.