Özür grubu yer değiştirme; adı üstünde özre sahip insanların yer değiştirmesine olanak veren bir konudur.
Nedir bu özürler tekrar hatırlayalım:
Öğretmenler kadrolu ise adaylıkları kaldırılmış, sözleşmeli iseler 1 yılı doldurmuş olmaları şartı ile;
Sağlık Durumu: Bakmakla yükümlü oldukları Anne, baba ya da eşin sağlık durumu eğer görev yapılan yerde tedavi imkanı yoksa tedavi ve refakat için gerekli bir özür gurubudur.
Eş durumu: insanların en doğal hakkı olmak bir yana insanlığın en doğal süreci olan evlenmek sürecinden geçen insanların aynı yerde buluşması sürecidir.
Olağanüstü hal; doğal afet, ilgili makamlarca belirlenmiş o bölgede kalmasının sakıncalı olduğu durumlar ile şehit, gazilerin eş ve yakınlarının yararlandığı bir durumdur.
Son olarak öğrenim durumu ki MEB’in kendi personelinin daha yetişmiş personel olmasını beklemesinin aksine bir yaklaşımı eğitim bakanlığından ve akademisyen bakanından beklemek mümkün değildir.
Bütün bunları düşündüğümüzde bu gruba (özür grubuna) tabi insanların yukarıda sayılı sebeplerle yer değiştirmek istemelerinden daha doğal bir şey olabilir mi? Kaldı ki bu hakların bir çoğu Anayasanın verdiği en temel haklardandır. Örneğin bir insandan eşinden ayrı yaşaması istenebilir mi?
İsrail’in Filistin halkına yaptığı zulüm ve teröre karşı en yüksek duyarlılığı göstererek saygı duruşu ve maddi yardım toplanması yönünde olumlu genelgeyi yayımlayarak zalimin mazlumu ezmesine karşı mazluma destek kampanyası başlatan sayın bakan bu konuya el atarak bu hususta da gerekli talimatı vermelidir.
Biz eğitimciler eğitimi elbet ki düşünüyoruz, özür grubu yer değiştirme ile beraber bazı kurumlarımızın ve öğrencilerimizin öğretmenlerinden olacaklarının da farkındayız. Fakat biz kafasında babasının hastalığını, eşinden olan ayrılığı ya da gazi, şehit yakınını düşünen bir kişinin eğitime ne kadar yararlı olabileceğini de düşünüyoruz.
Unutmayalım ki Filistin’de mazluma zulmeden zalim güçlü olduğundan zulmedebilmektedir. Bu konuda da güçlü olan bakanlığın kendisidir. Bu nedenle tedbir alacak olan, bu işi çözecek olan sayın bakanın kendisidir. Bu konuda hukuka aykırı bir talebimizin olması mümkün olmayıp tamamen bakanlığın yetki kullanmasına dayalı bir husustur.
Yapılması Gerekenler:
1- İl içi yer değiştirmelerle ilgili olarak sıralar çalıştırılmış fakat İstanbul başta olmak üzere bazı illerimiz ilişik kesmeleri bakanlığın emrine aykırı olarak Haziran ayına bırakmışlardır. Doğal olarak buradan boşalacak kadroların özür grubunda açık görülmesi mümkün olmamaktadır.
2- Birçok kurumda norm kadro açığı bulunduğu halde özür grubunda sisteme bu açıklar yansıtılmamıştır.
3- Yıllardır yapılamayan yönetici atamalarının tamamlanması neticesinde dahi birçok öğretmen norm açığı ortaya çıkacaktır. Bu durum da hiç göz önüne alınmamaktadır.
Yapılan bu uygulama ile en çok öğretmen açığı bulunan okullardaki öğretmenlerin yer değiştirerek açığı büyütmeleri engellenmeye çalışılmaktadır. Oysa ki bu açıkların gösterilmemesi ile beraber öğretmen bekleyen diğer kurumların yanı sıra Şubat ayında yapılacak İlk atamada bu kurumlarımızın öğretmene kavuşmaları da engellenmektedir. Örneğin A ilimizde görev yapan bir öğretmenimiz özür grubundan B iline yer değiştiremezken Şubat ayı öğretmen alımında özür grubundan gidilmek istenen Biline İlk atama yoluyla öğretmen gönderilecek ve özre sahip öğretmen mağdur edilmiş olacaktır.
Yani öğretmen; “ben B iline özür grubundan gidemedim ama bakanlık aynı yere ilk atama öğretmen almıştır” diyebilecektir.
Tüm bu nedenlerden dolayı tarih boyunca zalimlere karşı mazlumun yanında olan biz Türk Milleti adına makamlarda bulunan onun temsilcileri, öğretmenine bu zulmü reva görmemelidirler.
Eşle, hasta anne-babayla, vatana hizmet için şehit-gazi olanların yakınlarının ailesi ile beraber olmayı istemelerini anlamanın çok zor olmadığını, bunu anlamak için bunu yaşamak gerekmediğini vurgulamaya dahi gerek yoktur.
Tüm öğretmenlerimizin özledikleri günlere en kısa zamanda kavuşmalarını ümit ediyoruz.
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi
Kaynak: Memurlar.net