Türk Eğitim Sen olarak, Mersin Valiliğinin 27.01.2010 tarih ve 2639 sayılı “İlçe içi geçici öğretmen ve ücretli öğretmen görevlendirme işlemleri” konulu idari işleminin ve dayanağı olan 31/12/2009 Tarihli ve 27449 mükerrer sayılı. Resmî Gazete’de yayınlanan 2010 sayılı Bütçe Kanununun “Kadroların kullanımına ilişkin esaslar” başlıklı 22´inci maddesi 1. fıkrasındaki; “yüzde 50’sini geçmeyecek şekilde..” ibaresinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine gönderilerek iptal edilmesi istemiyle dava açmıştık. Dava dilekçemizde, ülke genelinde yeteri kadar öğretmen alımı yapılmaması sebebiyle, öğretmen ihtiyacının pedagojik formasyonu bulunmayan meslek yüksek okulu mezunları, ücretli öğretmenler ve farklı alanlardaki branşlarda çalışan öğretmenlerin geçici görevlendirilmeleri yoluyla karşılanmasının 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda tanımlanan öğretmenlik mesleğinin özüne ve hukuka aykırı olduğunu vurgulamış, 2010 Yılı Bütçe Kanunu uyarınca 2009 yılında emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılan öğretmenlerin sayısının ancak yüzde 50´si kadar öğretmen alımına müsaade eden hükmün ise Anayasa’ya aykırılığı sebebiyle iptalini talep etmiştik.
Mersin 2. İdare Mahkemesinin 2010/755 E., 2010/1811 K. Sayılı ve 21.12.2010 tarihli kararıyla davamızın reddine karar verilmiştir. Türk Eğitim sen olarak bu kararı temyiz edilecek, hakkımızı Danıştay nezdinde aramaya devam edeceğiz.
Şu an itibariyle ülkemizde 350 binin üzerinde atanmayı bekleyen öğretmen adayı bulunmaktadır. Bu rakam her geçen gün artmakta olup, ilk kez AYÖP (Ataması Yapılmayan Öğretmenler) adı altında bir platform oluşturularak basın açıklamaları, açlık grevleri ve mitingler yoluyla seslerini idari makamlara duyurmaya çalışmaktadırlar. Bu konu artık ülkemizin ve eğitim camiamızın kanayan bir yarası haline gelmiştir. Bir yanda bin bir güçlüklerle okullarından mezun olup atanmak için bekleyen ve sırf bu sebeple bunalımın eşiğine gelen gençler bulunmakta, diğer yanda ise bizzat Bakanlık tarafından ülkede 80 bine yakın öğretmen açığı bulunduğu ifade edilmektedir. Buna karşılık öğretmen açığını kapatmak için geçici çözüm yolları aranmaktan öteye ne yazık ki gidilememektedir. Bakanlığın bu hak ve hukuka aykırı uygulamalarının önüne geçmek için konuyu taşıdığımız yargı mensuplarının, altına imza attıkları kararı ellerini vicdanlarına koyarak bir kez daha düşünmelerini istiyoruz.