Bu iptaller sebebiyle atanan eğitim çalışanları mahkeme sonuçları itibariyle ciddi üzntüler yaşamış, hak ettikleri halde atanamamış eğitim çalışanları ise mahkeme kararından memnuniyet duymuş ancak, MEB’e olan güvenleri sıfıra düşmüştür.
Eğitim öğretim hizmet kolunda faliyet gösteren bir sendika olarak, yapılan hukuksuz uygulamaların yargıdan dönmesinden memnuniyet duyarız, ancak ülkemizin en önemli bakanlığı olan Milli Eğitim Bakanlığının hem eğitim çalışanları hem de kamuoyu nazarında “HUKUK ve İNSAN HAKLARI ÖZÜRLÜ” bir bakanlık durumuna düşmesi, Türk milli eğitiminin göz göre göre bir kaosa sürüklenmesi, bütün bu yaşananlara ülkeyi yönetenlerin kayıtsız kalması bizleri üzmekte ve geleceğimizle ilgili endişeye sürüklemektedir.
Geldiğimiz noktada, MEB’in yaşanan bu olaylardan bir ders almadığını görüyoruz. Bunları nereden çıkarıyorsunuz derseniz;
1-Yargı takdir puanı uygulamasını iptal etmesine rağmen, bölüm şeflerinin atanmasında okul müdürlerine 15 Takdir puanı yetkisi verilmektedir.
2-Bizzat Bakan’ın açıklamalarında sözleşmeli ile kadrolu ğretmen arasında bir fark yok denilmesine rağmen, 2008 yılı özür grubu yer değiştirme kılavuzunda sözleşmeli öğretmenlere birinci dönem sonu itibariyle özür grubundan yer değiştirme hakkı verilmemektedir. Bu hak geçen yıl verilmişti. Şimdi değişen nedir?
Benzeri yanlışları çoğaltmak mümkün. Bütün yaşananlardan sonra yukarda ifade ettiğimiz hataların yapılmamması gerekirdi. Ama, MEB yaptığı uygulamaların iptalinden sanki, zevk alır bir görüntü içerisindedir.
Türk Eğitim Sen olarak, biz, yapılan yanlışlıkların iptalinden zevk almıyoruz. Yapılan her yanlış uygulamanın iptalinin, “memnunlar ve gayri memnunlar” olmak üzere toplumu, bilhassa eğitim çalışanlarını ikiye böldüğünü biliyoruz. Herkes olayı kendi bulunduğu noktadan veya kendi faydası ve zararı şeklinde değerlendirdiğinden, neredeyse HUKUKUN, HAKKIN, HAKSIZLIĞIN ne olduğu tartışılır haldedir.
Milli Eğitim Bakanlığını daha dikkatli ve sorumlu davranmaya davet ediyoruz.
TÜRK EĞİTİM SEN GENEL MERKEZİ