MEB
(Mağdur Etme Bakanlığı)
YENİ MAĞDURİYETLER DOĞURMAYA DEVAM EDİYOR
Milli Eğitim Bakanlığı ne yaptığını bilmez durumda. Her gün bir değişiklikle karşı karşıyayız. Bu değişiklikler yapılırken ya fikrimiz alınmıyor ya da dostlar alışverişte görsün babında bir takım toplantılar, çalıştaylar yaparak görüşlerimiz alınıyormuş gibi yansıtılıyor.
Durum böyle olunca da MEB (Mağdur Etme Bakanlığı) yeni mağduriyetler doğurmaya devam ediyor
Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği’nin de içinde bulunduğu çeşitli yönetmelikleri ortaöğretim kurumları yönetmeliği ile birleştirdi. 07.09.2013 tarih ve 28758 sayılı Resmi Gazete’de de Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği adıyla yayınlayarak yürürlüğe soktu. Mesleki ve Teknik Eğitim, geçmiş yıllarda, çeşitliliği ve çok geniş bir uygulama alanı olması sebebiyle; Erkek Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Kız Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü, Sağlık İşleri Daire Başkanlığı ve Çıraklık, Mesleki Eğitimi ve Teknik Eğitimi Geliştirme ve Yaşatma Dairesi Başkanlığı adı altında yönetilirken; 14 Eylül 2011 tarih ve 28054 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü kurularak tek çatı altında toplanmıştır. Üst yönetimdeki bu birleştirmenin ardından, bugün mevzuatının da genel ortaöğretimin içine giydirilmesi mesleki ve teknik eğitimin göz ardı edildiği ve hatta önemsizleştirildiği algısını ister istemez oluşturmaktadır.
Çoğu zaman değişim kaçınılmazdır ve gereklidir. Ancak, değişimin bir fayda sağlaması beklenir. Ancak Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği’nde, koordinatör öğretmen görevlendirilmesi ile ilgili olarak 267. maddenin c fıkrasında “Kurumda, ‘İşletmelerde Meslek Eğitimi’ adı altında verilecek ek ders saati sayısı; bir alan/dalda işletmeye öğrenci gönderilen sınıf/sınıflardaki uygulamalı meslek dersleri toplam ders yükünün iki katını geçemez.” hükmü varken yeni yayınlanan Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde aynı husus 88.maddenin 2.bendinin c fıkrasında “İşletmelerde meslek eğitimi adı altında verilecek ek ders saati sayısı, bir alanda/dalda işletmeye öğrenci gönderilen sınıftaki/sınıflardaki işletmelerde eğitimi yapılan uygulamalı meslek dersleri toplam ders yükünü geçemez." şeklinde düzenlenerek, koordinatör öğretmen görevlendirilmesinde, yürürlükten kaldırılan yönetmelikte uygulamalı meslek ders yükünün iki katına kadar görevlendirme yapılabiliyorken bu yarı yarıya azaltılarak toplam ders yükü seviyesine indirildi.
Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde, koordinatör öğretmenlerin görevleri şöyle sıralanmıştır (madde:89):
b) İşletmelerde, öğretim programlarının uygulanmasında ortaya çıkan sorunlarla programlara yansıtılmasında yarar gördüğü hususları belirleyerek hazırlayacağı raporu, program geliştirme çalışmalarında değerlendirilmek üzere okul müdürlüğüne verir.
ç) İşletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin yapmış oldukları işlerle ilgili iş dosyasını kontrol eder.
e) İşletme yetkilileriyle işbirliği yaparak işyerine uyum sağlayamayan öğrencileri belirler, özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciler için işletme ve okul arasında yapılan işbirliği gereği uygulamaya yönelik iş ve işlemleri takip eder, alınacak önlemleri okul müdürlüğüne bildirir.
g) İşletme yetkilisince döneme ait puan çizelgelerinin doldurularak dönem sona ermeden 5 gün önce okul müdürlüğüne teslim edilmesini sağlar.
h) İşletmelerde mesleki eğitim konusunda müdürün vereceği diğer görevleri yerine getirir.
Yukarıda sıralanan işleri yapmak üzere görevlendirilen koordinatör öğretmenler; işletmelerde meslek eğitim adı altında alabilecekleri ek ders sayısı, uygulamalı meslek dersleri toplam ders yükünü geçemez şeklinde yapılan yeni düzenleme ile hiç hak etmedikleri bir muameleye tabi tutulmuşlar ve ek ders hakları tırpanlanmıştır.
Bu uygulamanın kime faydası vardır?
Koordinatör öğretmenlerin yapması gereken işler yine yapılacaktır. Ancak, iş yükü ya iki katına çıkarılarak yapılacaktır ya da ek ders ücreti yarı yarıya düşerek yapılacaktır. Her iki durumda da olan koordinatör öğretmenlerimize olacaktır.
Ayrıca bölüm, atölye ve laboratuvar şefliği görevi verilen öğretmenlere, sosyal etkinlik faaliyetlerinde danışman öğretmenlik ve sınıf veya şube sorumluluğu verilememektedir. Alan ve dal şeflerinde de durum farklı değildir. Bu durum, emsali öğretmenlere göre 2 saat eksik ek ders almalarına neden olmakta, bu nedenle iki kere mağdur olmalarına sebep olmaktadır.
Öte yandan kurumda yapılan eğitimde ders saati hesabının 40 dakika, işletmelerde yapılan mesleki eğitimde ise ders saatinin süresi 60 dakika olarak yeni düzenlemede de devam etmesi ayrı bir haksızlığı ortaya çıkarmaktadır. Bu durumda, bir günde sekiz saat işletmelerde meslek eğitimi görevi yapan bir koordinatör öğretmen aynı ücreti alıp 160 dakika fazla çalışmaktadır
Eğitimde yine kar zarar hesabı güdülerek, masa başında alınmış bir kararla karşı karşıyayız. Çünkü mesleki ve teknik eğitime emek veren, koordinatör öğretmen olarak görev yapmış bir kişinin böyle bir kısıtlamaya gitmesi düşünülemez. Biliyoruz ki, beceri eğitimi ve meslek eğitimi yapılan işyerlerinin büyük bölümü yerleşim merkezlerinin dışındadır ve dağınık haldedir. Düzenli bir toplu taşıma imkanı bile olmayan işyerleri mevcuttur. Bu işyerlerine görevlendirilen öğretmenlerimiz kendi imkanları ile gitmektedirler. Dolayısıyla koordinatör öğretmenler almayı hakkettiği ücretten daha fazlasını yol masrafı yapmaktadır.
Yetkili sendika tarafından büyük bir rezalet ve hezimetle sonuçlandırılan 2014 – 2015 yıllarını kapsayan Toplu Sözleşme sonuçları düşünüldüğünde, durum daha da ciddi bir boyut kazanmaktadır. Çünkü, 2015 yılı Ocak ayına kadar ek ders saat ücretlerinde bir artış söz konusu değildir.
Sokaktan geçen on kişiyi durdurun ve onlara şu soruları sorun:
Bir ülkenin eğitimini nasıl yerle bir edersiniz?
İşin içinden çıkılmaz hale nasıl getirirsiniz?
Çalışanların motivasyonunu nasıl bozarsınız?
Alacağınız cevapların büyük bölümü, eminim ki, MEB’in bugün yaptıkları ile örtüşür.
Keşke; mesleki ve teknik eğitim gibi, Türkiye’nin her alanda ilerlemesinin olmazsa olmazı olan bir konuda yapılan güzel şeylerden bahsedebilsek. Maalesef, Mesleki ve teknik eğitimin hakettiği değer, nutuktan ileri geçmiyor. Katsayı uygulamasının vurduğu darbenin etkileri, açmış olduğu yara, gençlerimizin tercih etmelerini engelleyen psikolojik travma hala atlatabilmiş değil. Bu konuda, sorumluluk makamında oturanlardan, yönetmelik birleştirmekten daha büyük hamleler yapmalarını bekliyoruz.
Türk Eğitim-Sen olarak, mesleki ve teknik eğitimin önemini biliyoruz. Sorumluluklarımızın farkındayız. Her fırsatta üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek için öneriler getiriyoruz. Geçmiş yıllarda bir çok konuyu Toplu Görüşme masasına, Kurum İdari Kurul Toplantıları’na götürdük. Bakanlığın mesleki ve teknik eğitimle ilgili yapmış olduğu ve bizi davet ettiği bütün çalışmalara katılarak görüşlerimizi ifade ettik. 1-3 Mart 2013 tarihleri arasında "Türkiye’de Teknik Eğitimin Problemleri, Yapısal ve İşlevsel Değişim İhtiyaçları" adıyla bir çalıştay gerçekleştirerek, Türkiye’de teknik eğitimin bir fotoğrafını çektik. Komisyon raporlarını bir kitap haline getirerek muhataplarına ulaştırdık.
Velhasıl, biz üzerimize düşeni yapıyoruz…
Sorumluluk makamlarını işgal eden yetkililer de şunu unutmamalıdır ki;
Atölye, laboratuvar ve meslek dersleri öğretmenleri, bugüne kadar sürdürmüş oldukları özverili çalışmalarına devam edeceklerdir.
Ama, sizlere haklarını helal ederler mi?
İşte orası biraz şüpheli…