Hamdi SALAR, aynı zamanda Türk Eğitim Sen Kırıkkale Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olup, Dış ilişkiler ve Basın Sekreterliği görevini yürütmektedir. Hamdi SALAR Uluslar arası çalışmalara imza atmış çalışkan ve başarılı bir öğretmenimizdir.
Şube Basın Sekreterimiz Hamdi SALAR’ın rızası dışında internet ortamında kişisel bilgileri kullanılarak üçüncü bir şahıs tarafından Mayıs 2006 döneminde Şirnak-Cizre Endüstri Meslek Lisesi’ne tayin isteminde bulunulmuştur. Bu sahtecilik suçlularının bulunması amacını güden öğretmenimiz Cumhuriyet Savcılığı’na derhal şikayet başvurusunda bulunmuştur. Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığının ve MEB Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünün yaptığı araştırma ve inceleme neticesinde bu bilişim suçunun Kırıkkale Üniversitesi bilgisayarlarından yapıldığı tespit edilmiştir. Savcılık üniversiteden bilgi istemiş ve Kırıkkale Üniversitesi bilgisayar kullanıcılarının kayıtlarının tutulmadığı bilirkişi raporu ile de anlaşılmıştır.
Burada önemli üç noktaya dikkat çekmek istiyoruz.
1) Kırıkkale Üniversitesi akademik bir kurumdur ve bilimsel amaçlar için kullanılması gereken internet teknolojisinin bir bilim yuvasında böyle bir amaç için kullanılması şaşırtıcıdır. Ayrıca üniversitenin bilgisayar sisteminin alt yapısız ve ağ yönetim sisteminde kayıtların tutulmaması oldukça düşündürücüdür.
2) Bu bilişim suçlarında teknik bilgi ve donanıma sahip denetimi sağlayıp olay esnasında delilleri inceleyerek Savcılığa teslim edecek kurum, yardımcı bir kurum mevcut değildir. Görevlendirilecek bilir kişilerin yok denecek kadar az olması ve sadece Büyükşehirlerde olması olaya müdahaleyi geciktirmektedir.
3) Tayin ve atamaları internet üzerinden yapıyoruz diye övünen MEB gibi büyük bir kurumun, 700.000 çalışanı ilgilendiren bir konuda, bilişim siteminde bu şekildeki otokontrol ve güvenlik eksiği MEB açısından skandaldır, zafiyettir ve utanılması gereken bir durumdur. MEB’in bu utanç verici durumdan kurtulması için, eğitim çalışanlarının mağduriyetinin önlenmesi açısından kendilerine teknik olarak yardım, bilgi ve eğitim vermeye de hazırız. Çünkü akıl edemedikleri daha birçok eksikleri bizce bilinmektedir.
Sonuç olarak; kurumlarımız bilişim suçları ve hukuki yaptırımları hakkında yeterli bilgiye sahip değillerdir! Kurumlarımızın üst düzey yetkilerinin çoğu bilgi ve vizyon olarak çağın gerisinde bilgi çağında yaşadıklarından bile habersizlerdir. Bir çok kurumun olduğu gibi MEB’inde alt yapısı yetersizdir. Bu konuda ulusal politikalar geliştirilmeli ve akılcı çözümler uygulamaya konulmalıdır. Her kurum denetim mekanizmasını sağlamalıdır. Bu maksatla dijital imza sitemine bir an önce geçilmelidir.
Bütün bu gerçeklere rağmen; Milli Eğitim Bakanlığının yetkilileri kendi kusurlarını, eksiklerini, ayıplarını kamufle etmek maksadıyla, olayın mağduru durumundaki öğretmen arkadaşımızı rencide edecek iyi niyetli olmayan açıklamalar yapmakta; bu kusurlarını, ayıplarını gidermek yerine mağdur kişiye tehditvari ifadeler kullanmakta ve hiç yüzleri kızarmadan yalan üstüne yalan söylemektedirler.
Türk Eğitim-Sen olarak biz öğretmen arkadaşımızın yanındayız. Şu anda devam eden hukuki sürecin yanı sıra, bu olayın sorumluları ve öğretmen arkadaşımızı küçük düşüren, hakaret içeren, gerçek dışı beyanlarda bulunan MEB yetkilileri ve olayı çarpıtan basın kuruluşları hakkında ceza ve tazminat davaları açılacaktır.