Genel Başkanın basın açıklamasının tam metni:
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK her ne kadar ülkemizde öğretmen açığı olmadığında ısrar etse de, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Necmettin Yalçın, bir röportajında, öğretmen açığının 140 bin olduğunu açıkladı. Buna karşın Bakanlık kendi Personel Genel Müdürünü yalanladı ve ‘140 bin öğretmen açığı var’ açıklamasını yapmanın resmi anlamda mümkün olmadığını iddia etti. Bakanlık buna gerekçe olarak, öğretmen açığının belirlenmesinde öğrenci sayısı, okul sayısı, derslik sayısı, sistemden çıkan öğretmen sayısı gibi değişkenlerin belirleyici olmasını gösterdi.
Türk Eğitim-Sen olarak, ülkemizde her yıl öğretmen açığının biraz daha büyüdüğünü sık sık dile getiriyoruz. Hatta OECD ülkeleriyle kıyaslandığında, ideal sınıf sayısı ve sınıf başına düşmesi gereken öğrenci sayısı bakımından değerlendirdiğimizde öğretmen açığı ilköğretim ve ortaöğretimde toplam 256 bin 627’dir. Ancak her nedense Bakan ÇELİK, öğretmen açığının ne kadar olduğu konusunda kamuoyuna aydınlatıcı rakamlar vermekten kaçınmaktadır. Türkiye’de eğitim, dikensiz gül bahçesi değildir. Elbette eğitim sistemimizle ilgili birtakım sıkıntılar vardır ve bunların başında öğretmen açığı gelmektedir. Sendikamızın burada tepki gösterdiği husus, öğretmen açığı sorununun kabullenilmemesi, bu nedenle çözüm bulunamaması ve kamuoyuna yanıltıcı bilgiler verilmesidir.
TÜRKİYE’DE ÖĞRETMEN AÇIĞI EN AZ 150 BİN’DİR.
Bakanlığın kendi Genel Müdürünü yalanlaması oldukça ilginçtir. Anlaşılan o ki, Bakan ÇELİK ile Genel Müdür Yalçın öğretmen açığı konusunda farklı düşünmektedir. Ya Genel Müdür öğretmen açığını bilmemektedir ya da Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığının ne kadar olduğunu saklamaktadır. Bakan ÇELİK istese de istemese de Türkiye’de öğretmen açığı vardır ve bu açık 5-10 bin değildir. Atanan öğretmen sayısının ihtiyacı karşılamadığı bir gerçektir. Öğretmen açığı sorunu 10 bin, 20 bin öğretmen ataması yapılarak çözülemez.
Bugün ülkemiz gerçekleri göz önüne alınarak değerlendirildiğinde en az 150 bin öğretmen açığı vardır. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi OECD ortalamasıyla mukayese edildiğinde ise bu rakam daha da büyümektedir. Örneğin sadece Erzurum’da 2 bin 800 öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır. Türkiye’de öğretmen açığı yoktur iddiasında olanların 100 bin’in üzerinde ücretli öğretmen görevlendirmesini de neye göre yaptıklarını açıklaması gerekmektedir. İşsiz öğretmen sayısı ise 190 bin’dir. Öğretmen adayları, yıllarca atanabilmek için Bakanlık kapısında umut aramaktadır. Öğretmen istihdamında da ciddi sıkıntılar vardır. Öğretmenler sözleşmeli ve ücretli olarak çalıştırılmaktadır. Bu öğretmenlerimiz hiçbir güvenceye sahip değildir ve kaderleri amirlerinin elindedir. Ücretli öğretmenler de 300-500 YTL’ye karın yokluğuna çalışmaktadır. Eğitimde kölelik anlayışını hakim kılan Bakanlığın öğretmenine verdiği değer ortadadır.
Buradan Sayın Bakana sesleniyoruz: Gerçeklerin üzerini kapatarak, varolan sorunları çözemezsiniz. Öğretmen ihtiyacının olmadığını iddia etmek ya da bunu ima etmek kamuoyundaki itibarınızı zedeler. Üstelik öğretmen açığını gidermek için kadrolu öğretmenlik dışındaki istihdam türlerine yönelmek büyük bir hatadır. Türk Eğitim-Sen olarak Bakanlığı sağduyuya davet ediyor ve öğretmen açığının gerçekte ne kadar olduğunu bir de Bakan’ın ağzından duymak istiyoruz.