Genel Başkan İsmail KONCUK’un, öğretmen alımı ile ilgili yaptığı basın açıklamasıdır:
Milli Eğitim Bakanlığı, 2009’un ilk döneminde alacağı öğretmen sayısını ve branşları belirledi. Bakanlık, bu yılın ilk atama döneminde 46 branşta 8 bin 285 kadrolu öğretmen alacaktır. Ne yazık ki dağ fare doğurmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı yine beklentileri karşılayamamıştır.
Şu anda 190 bin öğretmen adayı atama beklemektedir. Türk Eğitim Sen’in tespitlerine göre 150 bin öğretmen ihtiyacımız bulunmaktadır. Durum böyle olunca, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Şubat ayında yapacağı atamalar devede kulak kalmaktadır.
Öğretmen açığını gidermek ve önümüzdeki yıllarda açığının daha da büyümesini engellemek için 8 bin, 10 bin, 20 bin öğretmen ataması yapmak çözümü değil, çözümsüzlüğü beraberinde getirir. Önemli olan öğretmen ihtiyacı kadar atama yapabilmektir. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK öğretmen ihtiyacı olmadığını, hatta bazı branşlar itibariyle öğretmen fazlalığı olduğunu sık sık açıklamaktadır. Elbette bu doğru bir yaklaşım değildir. Bakanlık kabul etmek istemese de öğretmen açığı bugün en az 150 bin’dir.
Öğretmen alımı planlamasını doğru yapmak Milli Eğitim Bakanlığı’nın asli görevidir. Ancak yıllardır doğru bir planlama yapılmadığından dolayı eğitim fakültelerinden mezun olup, atama bekleyen öğretmen adayları gerek maddi, gerek psikolojik yönden oldukça yıpranmaktadır. Bu gidişle öğretmenlik, işsizliğin kol gezdiği mesleklerden biri haline gelecektir. Ayrıca bu durum daha kapasiteli öğrencilerin eğitim fakültelerini tercih etmesine de engel olacaktır. BAKANLIK, HERHANGİ BİR KOŞULA BAĞLI OLMAKSIZIN TÜM SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİ KADROYA GEÇİRMELİ VE KADROLU ÖĞRETMENLİK DIŞINDAKİ İSTİHDAM TÜRLERİNE DERHAL SON VERMELİDİR.
Türk Eğitim Sen olarak, sözleşmeli, ücretli, vekil öğretmenlik uygulamalarına da topyekün karşıyız. Haktan, hukuktan, güvenceden yoksun öğretmen çalıştırılmasını kölelik rejimi olarak nitelendiren sendikamız, kadrolu öğretmenlik dışındaki istihdam türlerinin kaldırılmasını talep etmektedir.
Sözleşmeli öğretmenlik konusu da sadece sözleşmeli öğretmenleri ilgilendiren bir sorun değildir. Bugün kadrolu öğretmenler yarın kendi çocuklarının da hak gaspına uğrayacağını düşünmektedir. Hatta uygulamanın bu hızla devam etmesi halinde önümüzdeki süreçte yapılabilecek “personel rejimi” değişikliği kapsamında, halen kadrolu çalışanların da sözleşmeli hale gelebilecekleri ihtimal dahilinde değerlendirilmelidir.
Bu nedenle; Milli Eğitim Bakanlığı, herhangi bir koşula bağlı olmaksızın tüm sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçirmeli ve sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son vermelidir. Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK’in “sözleşmeli öğretmenleri kadroya alacağız” açıklamasında ne kadar samimi olduğunu da görmek istiyoruz. Bu samimiyetin göstergesi olarak; ŞUBAT 2009’da en az 50 bin olmak üzere, 2009 yılı sonuna kadar toplam 100 bin kadrolu öğretmen istihdam edilmesini talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.